Okul Yaşı Beşe İndi
Milli Eğitim Bakanı Dinçer, okula başlama yaşının alt limitinin 5 yaş olduğunu söyledi. Dinçer, Alevilik dersine de yeşil ışık yaktı
Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, "4+4+4" düzenlemesinde okula başlama yaşı için alt limitin 60 ay, üst limitin ise 72 ay olacağını söyledi. Bakan Dinçer, Alevilik dersinin de olabileceğini açıkladı.
Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, komisyonda kavgalar arasında kabul edilen "4+4+4" düzenlemesiyle ilgili önemli açıklamalarda bulundu.
Dinçer, teklifle çocukların okula başlaması ile ilgili uygulamada üst limitin 72 ay, alt limitin ise 60 ay olmasının öngörüldüğünü söyledi.
Bakan Dinçer, açıköğretime devam edeceklerin sayısının yüzde 1`i geçmeyeceğini vurguladı. Dinçer, halen eğitimleri devam eden öğrenciler için mevzuat değişikliği olmayacağını da dile getirdi.
Ömer Dinçer, din derslerinin içeriğinde değişiklik yapılacağı sinyalini de verdi. Seçmeli din dersine yeşil ışık yakan Dinçer, "Değerler Eğitimi" dersini gündeme getirdi.
Milli Eğitim Bakanı Dinçer, ikinci kademede Alevilik dersi olabileceğini açıkladı. Dinçer, "4+4+4" düzenlemesi konusunda bakanlar arasında görüş aykırılığı olduğuna yönelik iddiaları da yalanladı. Dinçer, "Teklifi tüm bakanlar imzaladı" diye konuştu.
Dinçer, yeni sistemin getirdiklerini ise şöyle özetledi:
60 AYI DOLDURAN ÇOCUK OKULA BAŞLAYACAK: Mevcut sistemde eğitime başlama yaşında alt limit 72 aydı. Ancak 68 ila 83 ayı dolduran çocuklar eğitime kabul edilebiliyordu. Yeni düzenlemeyle eğitim yaşı, 1 yıl öne alınacak. Eğitime başlama alt sınırı 60 aya çekiyoruz, üst sınırı ise 72 ay yapıyoruz. 72 ayı üst limit olarak belirleyerek çocuklarımıza 1 yıl kazandırıyoruz.
GEÇİŞ SÜRECİNDE ÇİFTE MÜFREDAT: Mevcut öğrenciler için müfredatta bir değişiklik öngörmüyoruz. Değişiklik yalnızca önümüzdeki yıl, okula yeni başlayacak öğrencileri kapsayacak. Bu yıl 4. sınıfta okuyan öğrenciler, gelecek yıl ortaokul öğrencisi olacak ama mevcut müfredatta eğitimine devam edecek. Sadece ilköğretimin ilk kademesine yeni başlayacak çocukların, okula 1 sene erken başlamaları söz konusu olacak. O nedenle onlara uygun ve özel bir program uygulamaya başlayacağız. Ondan sonra çocuklarımız onlara uyguladığımız müfdredatla eğitimlerine devam edecek.
KÖY OKULLARI YENİDEN AÇILMAYACAK: Ortaöğretim zorunlu hale geleceğinden, yeni bir öğrenci potansiyeline ulaşacağız. Bu sebeple yeteri kadar öğrencinin olduğu bölgelerde, daha önce kapatılmış okulları yeniden öğretime açabileceğiz. Buna yerel düzeyde karar vereceğiz.
(Taşımalı eğitim nedeniyle kapanan) Köy okullarının yeniden açılması gündeme gelmeyecek.
Elimizde, köy okullarının kapanmasıyla kız çocuklarının okullaşma oranlarının düştüğünü teyit eden sonuçlar yok.
İLKÖĞRETİMDEN SONRA HAFIZLIK EĞİTİMİ: Hafızlık eğitimi almak isteyen çocuklarımız lise çağında gerekiyorsa yine okula kaydolmak ama dışardan (açıköğretim yoluyla) eğitimini almak şartıyla bu işi yapma imkanına kavuşabilecekler. Mevcut düzenlemeler, daha önceki şartlardan eksiklik taşımıyor. Onlara imkan veriyor. Mevcut uygulamada çocuklar,
ilköğretimden sonra bu tür eğitimleri alabiliyor. Yine aynı eğitimi alabilecekler. Üstelik 1 yıl daha önce alma şansları olacak. Burada esas olan Diyanet’in hafızlık eğitimi ile ilgili metodolojiyi değiştirmesi ve çocukların yaş ve pedagojilerine uygun şekilde yapılacağını duyurmasıydı.
AÇIKÖĞRETİM, ÖZEL İHTİYAÇLAR İÇİN: İsteyen çocuk liseye, isteyen çocuk açıköğretime gidecek algısı doğru değil. Ortaokulu bitirmiş bir çocuk liseye gitmek zorunda. Bunlar içerisinden kimlerin açıköğretimde devam etmeksizin öğretime devam edeceği, Bakanlar Kurulu kararıyla belirlenecek. Toplumda bir takım özel ihtiyaçları karşılamak için, bir takım esneklikler gerekebilir. Örneğin, engelli çocuklar için, hafızlık yapmak isteyen çocuklar için.
Bunun, toplam çağ nüfusu içindeki oranının, yüzde 1-2’yi geçeceğini zannetmiyorum.
İSTEĞE BAĞLI DİN DERSİ: Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersinin verilmesi gerektiğine inanıyorum. Bunun daha çok, genel din kültürü ve dini kavramların verildiği, ahlaki değerlerin öğretildiği, toplumsal sorumlulukların aşılandığı bir değerler eğitimi mantığı üzerinden verilebileceğini düşünüyorum. Gerçek anlamda bir din dersinde ise çocukların hepsine kendi dinlerinin, inanışlarının verilmesi gerekir. Müslüman çocuğun Müslümanlığı, Hristiyanın hristiyanlığı, musevinin museviliği öğrenebildikleri bir din dersi konulursa, onun isteğe bağlı olarak verilmesi gerektiği kanaatindeyim.
ALEVİLİK VE KÜRTÇE SEÇMELİ OLABİLİR: Alevilik de aynı şekilde. Ama kararı Talim Terbiye Kurulu verecek. Kürtçe de seçmeli ders kapsamında okutulabilir.