Yiyeceğini Temiz Tut Duan Dabul Edilsin
&`;O mescitte kendilerini maddî ve manevî kirlerden temizlenmeyi seven adamlar vardır. Allah kendisini temizleyenleri sever.” (Tevbe, 108)
Doğruhaber
Kuba mescidinde ibadet eden Ensar hakkında bu âyet nazil olunca Resulullah (asv) maiyetinde bulunan bir grup Muhacir ile yürüyüp Kuba mescidine vardı ve Ensar ile oturup şöyle dedi: “Ey Ensar topluluğu! Allah Azimüşşan sizi meth ü sena etti. Abdestte ne yapıyorsunuz?” buyurdu. Onlar da “Dışkıyı üç taşla siliyoruz, sonra da su ile taharetleniyoruz.” dediler. Sonra Resulallah (asv) bu ayeti okudu.
Rivayete göre bu temiz insanlar idrar kalıntısını su ile yıkar, hiç cünüp durmaz ve cünüp iken uyku uyumazlardı. Kısaca bu güzel insanlar temizlik konusunda çok hassas davranırlardı. Dırar mescidine karşılık olarak Kuba mescidinin ve içindekilerinin övülmesi sadece maddi temizliklerinden kaynaklanmamaktadır. Aynı zamanda manevi temizlikleri de kast edilmiştir. Zira dırar, küfür, tefrika; bütün bunlar manevi pisliklerdir.
“Şübhe yok ki, Allah, tevbe edenleri de, temizlenenleri de sever...” (Bakare, 222)” tevbe ve temizlenmek bir arada zikredilmesi manevi temizliğin işaretidir.
“Kötü hasletler, bâtıl itikadlar, günahlar, bid’alar; manevî kirlerden olduklarını unutmamalıyız.” (Lem’alar)
“İslâm temizdir. O halde siz de temizleniniz. Çünkü Cennete ancak temiz olanlar girecektir.”
“Allah temizdir, temizleri sever.” “Temizlik îmanın yarısıdır.” gibi hadisler temizlik işinin dikkate alınması gerektiğinin delilleridirler. “Kuddus” Allah Tealanın ismi olup kendisi tertemiz olan ve kullarının da temiz olmasını isteyen manasına gelip Kur’an-ı Kerimde iki defa geçmektedir.
Temizlik aynı zamanda rızkın artmasına da sebeptir. Bu konuda bir hadiste şöyle geçmektedir, “Temizliğe devam et ki, rızkına genişlik verilsin...”
Başka bir hadiste, “Allah Teala temizdir, ancak temiz olanı kabul eder” diyen Peygamber Efendimiz (sav) kendisine yapılan ibadetlerin temiz olmasını istediğini vurgulamaktadır. İbadetlerin halis olmasını; içine gösteriş, riya veya başka nefsani ve dünyevi arzuların karıştırılmamasını istemektedir. Peygamber Efendimiz (sav) “Temiz olan şeylerden yiyin; güzel işler yapın.” Buyurarak güzel işlerin temiz bir vücut ile yapılabileceğini dile getirmiştir. Haram ile beslenen bir vücudun ibadetin lezzetini alamayacağı, hatta ibadetinin kabul edilmeyeceği vurgulanmıştır.
Vübeyh bin el Verd dedi ki: “Karnına girenin haram mı, yoksa helal mi olduğuna bakmadıkça şu direk gibi kıyamda durursan sana hiç bir fayda vermez.”
“Ey İnananlar! Sizi rızıklandırdığımızın temizlerinden yiyin; yalnız Allah’a kulluk ediyorsanız, O’na şükredin” (Bakara,172) ayeti kerimesi Allah’a kulluk edilmesinden daha önce zikrettiği temiz rızıkların yenilmesi durumun ciddiyetini ortaya koymaktadır.
Salih amel işlemekle temiz ve helal yemekle emredilmişiz, yiyecek helal değilse amel nasıl kabul edilsin ki.
Bu ayeti Peygamber Efendimiz (sav) okuyunca, Sa’d bin Ebi Vakkas ayağa kalktı ve Ey Allah’ın Rasulü! Allah’a beni duası kabul edilenlerden kılması için dua, et, dedi. Peygamber (s.a.v) buyurdu ki: Ey Sa’d yiyeceğini temiz tut duası kabul edilen olursun…” İbni Abbas (r.a) Haramla birlikte dua nasıl kabul edilsin?
Peygamber Efendimiz (sav), yiyeceği içeceği haram olan uzun bir seferden geldiği dağınık ve tozlu saçlarından belli olan birinin ellerini açarak “Ya Rab!” diyerek dua ettiğini lakin Allah Tealanın duasına icap etmediğini dile getirmiştir. Zira duanın kabul olmasının şartlarından biri helal gıda ile beslenmektir.
Malik bin Dinar dedi ki: İsrailoğullarına bir bela geldi, bir çıkış aradılar. Allah Teala onların peygamberine onlara şunu haber vermesini vahyetti: “Siz yüksek yerlere pis bedenlerle çıkıyorsunuz, siz kan akıttığınız ve evlerinizi haramlarla doldurduğunuz avuçları Bana açıyorsunuz, şimdi Benim gazabım sizin üzerinize şiddetli oldu ve Benden ancak uzaklaşmanız ziyadeleşecektir” buyurdu. (İbni Abbas (r.a))