Gannuşi: Durum `Arap Baharı` öncesinden daha üzücü
Tunus el-Nahda hareketi lideri Gannuşi, "Kadim demokratik toprakların bile, bu giderek artan etnik şovenizmden kurtulamadığını görmekteyiz" dedi.
İSTANBUL (AA) - Tunus el-Nahda hareketi lideri Raşid Gannuşi, Arap Baharı sonrasında yaşanan tüm olumsuzluklara rağmen yeni bir döneme girildiğini belirterek "Burada demokratik geçiş sürecinden bahsediyoruz ve bu sadece bir zaman ve bunun bedelinin ne olacağı meselesi." dedi.
TRT World'ün güncel, kültürel, politik, ekonomik ve sosyal çıkmazlara çözümler aramak amacıyla bu yıl ilk kez İstanbul'da "Belirsizlik çağında değişime ilham olmak" temasıyla gerçekleştirdiği "TRT World Forum"da "Ortadoğu Bölgesinde Yükselen Eğilimler ve Yeni Tehditler" başlıklı panel düzenlendi.
TRT World'ün sunucusu İmran Garda'nın moderatörlüğünü yaptığı panele Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreter Yardımcısı ve Sözcüsü İbrahim Kalın, Tunus el-Nahda hareketi lideri Gannuşi, İnter Media Direktörü Jonathan Nicholas Powell ve Doha Brookings Merkezi Direktörü Dr. Tarık Yusuf katıldı.
"Demokratik ülkelerin etnik şovenizmden kurtulamadığını görmekteyiz"
Tunus el-Nahda hareketi lideri Gannuşi, panelin açılışında yapıtığı konuşmada, Ortadoğu bölgesinde olup bitenlerin düşünüldüğü zaman iyimser kalmanın çok kolay olmadığını belirterek yurtlarından edilen insanların sınırlarda yığıldığının görüldüğünü ve şanslı olanların Birleşmiş Milletlerin (BM) verdiği çadırlarda kaldığını kaydetti.
Bu insanların farklı sebeplerden dolayı kendi atalarının topraklarından ayrılmak zorunda kaldığına dikkati çeken Gannuşi, "Bu insanlar güzel yaşamlarını bir kenara bırakıp açlıkla boğuşmak zorunda kalmış, hatta kimi zaman hayatlarını tehlikeye atıp balıklara yem olmayı bile göze almış insanlar." diye konuştu.
Gannuşi, dünya nüfusunun zengin olan yüzde 20'sinin dünya kaynaklarının yüzde 80'ini tükettiğini ve kullandığına işaret ederek bu nedenle çok sayıda kişinin yoksullukla mücadele etmek zorunda kaldığını belirtti.
Dinler arasında da hoşgörüsüzlüğün yayıldığına dikkati çeken Gannuşi, "Kadim demokratik toprakların bile bu giderek artan etnik şovenizmden kurtulamadığını görmekteyiz." dedi.
Gannuşi, siyasi alandaki gelişmeler gözlemlendiğinde bütün yaşananların din temelli olduğunu ve ulus devlet kavramının bu konuda çok şey anlattığını dile getirerek "Özellikle Osmanlı İmparatorluğu'nun çökmesinden sonra Ortadoğu'da bir huzursuzluğun ortaya çıktığını söyleyebiliriz." değerlendirmesinde bulundu.
"İnfazcılarının dönemine bile dönmek isteyenler var"
Arap Baharı hakkında konuşan Gannuşi, Arap Baharı'nın Arap dünyasında yeni bir çağı başlattığını belirterek şu an Arap dünyasının durumunun 2010 yılından önceki dönemden bile daha üzücü olduğunu vurguladı.
Gannuşi, Mısır'da insanların bugün Hüsnü Mübarek dönemine geri dönmek istediklerine dikkati çekerek "İnsanlar devrimle ilgili çok büyük pişmanlıklara sahipler. Gerçekten infazcılarının dönemine bile dönmek isteyenler var. Çünkü o zaman biraz daha güvenlik olduğunu düşünüyorlar." ifadelerini kullandı.
Bu çerçevede Tunus'un daha az dış baskıya maruz kalmasından ve ülkede sağlanan uzlaşmadan dolayı diğer ülkelere kıyasla daha iyi bir durumda olduğunu ifade eden Gannuşi, "Çünkü anayasal bir uzlaşma olduğu zaman, bu uzlaşmaya dayalı bir demokrasiyi tesis eder. Yani çoğunluk demokrasisini değil uzlaşmaya, oybirliğine dayalı, sadece bir azınlığın empoze ettiği değil herkesin paylaştığı bir demokrasiye bizi götürür." diye konuştu.
"Demokratik geçiş süreci sadece bir zaman meselesi"
Gannuşi, tüm olumsuzluklara rağmen Arap dünyasında yeni bir döneme girildiğine işaret ederek "Burada demokratik geçiş sürecinden bahsediyoruz ve bu sadece bir zaman ve bunun bedelinin ne olacağı meselesi." değerlendirmesinde bulundu.
Bütün Arap ülkelerinin özgür ülkeler arasında yer alacağını ve dünyadaki istikrarsızlığın olumsuz etkilerinin normal olduğunu dile getiren Gannuşi, dinin bilim, ekonomi gibi olgulara yeni bir anlam katarak olumlu etkiler sağlayabileceğini söyledi.
Ortadoğu ülkelerinde genç nüfusun işsizlik sorunuyla yüz yüze kaldığını ve bu durumun gençlerin eşitlik ve hakkaniyetli bir hayat sürme gibi hayallerini olumsuz etkilediğini belirten Gannuşi, "Bu sebepten dolayı bu dünyadan kaçıp uzaklaşıp Avrupa'ya veya terör örgütü DEAŞ'ın olduğu bölgelere gitmek istiyorlar." ifadelerini kullandı.
Türkiye'nin Arap Baharı'nın yanında, Arap kardeşlerinin yanında durduğunu dile getiren Gannuşi, "İşte bütün bunlar aslında bu tünelin ucunda bir ışık görmemizi sağlıyor." diye konuştu.
"Libya'ya siyasi anlamda destek olmamak korkunç bir hataydı"
İnter Media Direktörü Powell, Türkiye'nin terör örgütü PKK ile mücadelesi hakkında yaptığı değerlendirmede, terörle mücadelede güvenliğin sağlanmasının, haksızlıkların giderilmesinin ve siyasi çözüm bulunmasının önemli olduğunu ifade etti.
Bu çerçeve içeresinde mücadele edildiğinde tüm terör örgütlerine karşı başarı sağlanacağına dikkati çeken Powell, İngiltere'nin de aynı şekilde İrlanda Cumhuriyet Ordusu (İRA) ile mücadele ederek başarılı olduğunu kaydetti.
Powell, Arap Baharı ile bağlantılı olarak Libya'da yaşanan değişimin başarısız olduğunu dile getirerek "Libya'da istikrarı sağlayacak, daha doğru olan yolu yürüyemedik." değerlendirmesinde bulundu.
Libya'da siyasi geçişin desteklenmesi yerine savaş yapılmasına karar verildiğini söyleyen Powell, Batı'nın Libya'ya askeri anlamda destek verdiğini ama siyasi anlamda destek sağlamadığını ve bunun korkunç bir hata olduğunu vurguladı.
Powell, Libyalıların siyasi kurumlar kurma konusunda yeterli tecrübeye sahip olmamasının da önemli olduğuna işaret ederek "Kosova'ya müdahale ettik ve işe yaradı. Kosova'yı kurtardık." dedi.