YPG`ye bu denli silahı ücretsiz olarak verenlerin niyeti nedir?
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ABD`nin YPG`ye silah yardımına ilişkin, "Bunlara bu denli silahı ücretsiz olarak verenlerin niyeti nedir?" diye sorarak bunun ne anlama geldiğini bildiklerini söyledi.
AK Parti Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı'nda konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Bizim güneyimizde bir terör örgütü oluşturmaya veya bir terör devleti oluşturmaya çalışanların niyeti nedir? Bunlara bu denli silahı ücretsiz olarak verenlerin niyeti nedir? Burada soru işaretleri oluşmuyor mu? Biz bunların ne anlama geldiğini bilmiyor muyuz? Tabii ki biliyoruz." dedi.
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı'na katıldı. AK Parti Genel Merkezinde gerçekleştirilen toplantıda, Cumhurbaşkanı Erdoğan bir konuşma yaptı.
Her gün yeni bir durumla, yeni bir saldırıyla, yeni bir taktik atakla karşılaştıklarına işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu saldırıların bir kısmının, dikkatlerini ve enerjilerini bölgedeki kritik gelişmelerden uzaklaştırmaya yönelik olarak gördüğünü söyledi.
Türkiye'yi Batıdan ve mümkünse tüm dünyadan tecrit etmek için her şeyin yapanların beyhude yere uğraştığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin AB tarafından 1959'dan bu yana oyalandığını hatırlatarak, "Fakat biz sabrediyoruz, diyoruz ki; bu minderden biz değil siz kaçacaksınız. Eğer dürüstseniz yapın açıklamanızı, açıklamayı yapın bitirelim işi. Bizim size ihtiyacımız yok, karşılıklı bir ihtiyaç formülü var burada." dedi.
"Saçma sapan hamlelere girişenlerin eline geçen nedir?
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: "Peki, ülkemizin ve milletimizin dostluğunu yıkma pahasına saçma sapan hamlelere girişenlerin eline geçen nedir? Eğer bu şekilde bize zarar verdiklerini düşünüyorlarsa, bizim gördüğümüzden daha fazlasını onlar görüyorlar. Türkiye yoluna yine devam ediyor. Hiç endişe etmeyin, yoluna devam edecek. Yaşadığımız bu zor dönemde yanımızda olanları unutmayacağımız gibi, sürekli ayağımıza çelme takanları da unutmayacağız. Ülkeler arasındaki ilişkilerin mutlak dostluk ve mutlak düşmanlık esasına göre tanzim edilemeyeceğini elbette biliyoruz. Bununla beraber müttefik dediğimiz, pek çok platformda birlikte çalıştığımız kimi devletlerin ülkemize karşı sergiledikleri bu ikiyüzlü tutumdan biz çok rahatsızız. Yüz-yüze geldiğimizde bize her türlü sözü, her türlü teminatı verenlerin arkamızdan oynadıkları oyunların çirkinliği artık gizlenemez, saklanamaz hâle gelmiştir. Artık bu mızrak bu çuvala sığmıyor, bunları görüyoruz."
Türkiye'ye demokrasi, hukuk devleti, hak ve özgürlükler dersi verenlerin işlerine gelmediğinde bu kavramlardan ne kadar kolayca vazgeçebildiklerinin artık açık ve net olarak göründüğünü vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Yıllarca bizi terör örgütleriyle yeteri kadar güçlü şekilde mücadele etmemekle itham edenler, şimdi terör örgütleriyle kol-kola evet bölgemizi tanzime giriştiler. Dünyada kendilerine terörle mücadelede en büyük hedef olarak DEAŞ'ı gösterenler, şu anda DEAŞ'a karşı PYD gibi, YPG gibi terör örgütleriyle beraber mücadele ediyorlar." diye ekledi.
ABD'nin YPG'ye silah yardımına değinen Erdoğan, "Soruyorum, 3 bin 300'ü aşkın tır ile Kuzey Suriye'de, bizim güneyimizde bir terör örgütü oluşturmaya veya bir terör devleti oluşturmaya çalışanların niyeti nedir? Bunlara bu denli silahı ücretsiz olarak verenlerin niyeti nedir? Biz paramızla silah alamazken, onlara parasız olarak bu kadar silahı vermenin hedefi, gayesi ne olabilir? Burada soru işaretleri oluşmuyor mu? Biz bunların ne anlama geldiğini bilmiyor muyuz? Tabii ki biliyoruz." diyerek başlattıkları Astana süreci kapsamında Rusya, Türkiye, İran olarak bir karara vardıklarını söyledi.
Daha önce 'Bir gece ansızın gelebiliriz' dediğini hatırlatan ve bu gece TSK'nın ÖSO ile birlikte İdlib'le ilgili operasyonunu başlattığına işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Çünkü oradaki mazlumların üzerine gelenler, o mazlumlara mağdurlara bunca silahla saldıranlar ve rejim; ne yazık ki bütün bunlar karşısında bize tarihî bir sorumluluk yüklüyor" dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, İdlib'de büyük oranda Halep'ten kaçan ve kovulanlar ile Halep'te yaşam hakları sona erdirilenlerin yaşadığına; İdlib'in Türkiye'ye sınır olduğuna dikkat çekti ve sözlerini şöyle sürdürdü: "Dolayısıyla tedbirimizi almak durumundayız. Kimse bize 'Niye bunu böyle yapıyorsunuz?' diyemez. Suriye'ye 911 kilometre sınırı olan biziz, her an taciz ve tehdit altında olan biziz. Kimse bize 'Niye bunu böyle yaptınız?' diyemez. Ama şunu da unutmayın: Bu ülkede değil ülkenin dışında da Kılıçdaroğlu'larının adedi çok fazla. Bir taraftan Silahlı Kuvvetlerimizin sınır ötesine çıkmasına 'evet' diyeceksin, aynı konuşmanda 9 dakika sonra 'İdlib'de ölenlerin sorumlusu Erdoğan'dır' diyeceksin. Bu ne menem iş, sen ne cahil adamsın, böyle bir mantık mı olur? Mantıksızlık makam kesbediyor bunda, böyle bir durum. Aynı konuşma içerisinde. Zaten bakıyorsun yanında taşıdığı adamların her biri bir âlem. Çanakkale'de bütün o kabristanlıkların olduğu, şehitliklerin olduğu bölgede hepsi 'şarib-ül leyli ve-n nehar'; böyle bir durumda. Siz burada bir eğitime geldiniz, önce bir kendinizin eğitime ihtiyacı var. Yahu 24 saat, 48 saat sabredin, içmeyin de ondan sonra için. Burası kabristanlık, burası şehadet makamlarının oluştuğu yer; bunu bile yapamadılar. Bu şehitler bunlar için mi şehadet şerbetini içtiler? Kahrediyorlar, ben buna inanıyorum. Niye? Bizim arkamızdan böyle bir nesil gelecek diye."
Konuşmasında Irak'ta yaşanan gelişmelere de değinerek, "Kuzey Irak'ın da bu hâle gelmesinin failleri bellidir, amilleri de bellidir. Onları artık şu anda açıklamaya değil, zaman ola onları da inşallah gündeme getiririz, onları da gün yüzüne çıkarırız." ifadelerini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, 400 bin Türkmen'in yaşadığı Telafer'de şu anda 10 civarında Türkmen'in kaldığına, Sincar'a PKK'nın yerleşip Arapların kaçmak zorunda kaldığına, Tuzhurmatu'da Türkmenlerin yaşam mücadelesi verdiğine dikkat çekti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan sözlerinin devamında, "Bütün bunlarla da biz ilgilenmek durumundayız, bize ne ya diyemeyiz. Kardeşlerim, biz Kılıçdaroğlu zihniyeti taşımıyoruz, bunu böyle bilelim. Onların böyle bir derdi yok. Onlar varsınlar Esed'in yanına gitsinler onunla dertleşsinler, ama biz farklıyız. Ve İdlib'deki her şehidin hesabını benim vereceğimi söyleyecek kadar gafil, cahil olan bu insanlarla konuşacak bir şeyimiz yok." şeklinde konuştu.
Türkiye'de ve bölgede hiçbir terör örgütünün varlığına, hiçbir terör oluşumunun Türkiye'yi kuşatmasına göz yummayacaklarının altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Muğla'da güvenlik görevlileri ile girdikleri çatışmada ölen PKK'lıların cenazelerinin HDP'li milletvekilleri tarafından teslim alındığına değinerek, "Demek ki, bunlar terör örgütüyle iç içe. Farkları var mı? Yok. Bunları görmemiz lazım. Eğer bunları göremiyorsak kusura bakmayın. Bu kadar iç içe ve siyasi parti olarak Parlamentoya girmesi için terör örgütünü arkasına alanlar, ardına alanlar, onların desteğiyle Parlamentoya girenler, 'biz demokratik mücadele veriyoruz' diyemezler." değerlendirmesinde bulundu. (İLKHA)