• DOLAR 32.53
  • EURO 34.962
  • ALTIN 2455.39
  • ...
Askerin Afganistan`da Ne İşi Var?
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 
Has Parti Genel Başkanı Kurtulmuş, Filistin’in Ankara Büyükelçisi Nebil Maaruf’u makamında kabul etti. Kurtulmuş, dünya barışının Ortadoğu barışından geçtiğini belirterek Ortadoğu barışının anahtarının ise Filistin’in özgür bir devlet olarak ayağa kalkmasından geçtiğini kaydetti. Filistin Büyükelçisi Maaruf ise Filistin’de yaşanan sıkıntıları Kurtulmuş’a anlattı. Filistin’de sıkıntıların ve siyasi problemlerin hala devam ettiğini aktaran Elçi Maaruf, Filistin halkının direnmeye devam ettiğini sözlerine ekledi.

Kabulde gazetecilerin sorularını da cevaplayan Kurtulmuş, Türkiye’nin en başından beri Afganistan`da olmasına karşı çıktıklarını kaydetti. Kurtulmuş, "Biz başından itibaren Türkiye askerinin Afganistan’da bulunmasının Türkiye’nin menfaatleri doğrultusunda olmadığı kanaatindeyiz. Türkiye askerinin Afganistan’da ne işi var? Ne yapıyor? Sokaklarda dolaşamayan Amerikan askerleri bizim askerlerimizin arkasına gizlenerek orada varlıklarını sürdürüyorlar.” dedi.

Eski Başbakanlardan Necmettin Erbakan’ın mirasının çocukları arasında paylaşılamaması ile ilgili gelen soruya Kurtulmuş, "Bizi ilgilendirmiyor, ilgililere sorun." cevabını verdi.

Ayrıca Has Parti internet sitesinden Rachel Corrie şu şekilde bir mesaj yayınladı:

Rachel Corrie, Seni Saygıyla Anıyoruz

Amerikalı bir barışsever olan Rachel Corrie, İsrail`in evini yıkmak istediği Filistinli bir aileyi korumaya çalışırken öldürülmüştü. O, mazlum aileyi ve onların evini korumak istiyordu. Buldozerdeki katil, Rachel`in sesine de, bedenine de tahammül edemedi. Üzerinden geçerek Rachel`i acımasızca katletti. Bugün onu kaybedişimizin 9. yılı. (16 Mart 2003 - Gazze)

Rachel öldü, Ahmet Yasin öldü, Muhammed Durre öldü; öldürüldüler. İnsanlar ölmeye devam ediyor. Dünyanın dört köşesinde barış katlediliyor.

İnsanların inancı, rengi ve ırkı zulmün ve ayrımcılığın nedeni olamaz. Zalim zalimdir, mazlumsa mazlum! Vicdanlı insanların ölçüsü budur, kimlikleri değil! Onun katilleri bu sese tahammül etmezlerdi, etmediler de.

Ne ironiktir ki, Rachel`in ölüm günü olan 16 Mart`ın bir başka yıldönümünde (1988), Irak diktatörü Saddam Hüseyin, kendi vatandaşı olan Kürtleri kimyasal silahla Halepçe`de katlediyordu.

Doğuda da, Batıda da, Kuzeyde de, Güneyde zulüm var. Bunun yanında, biliyoruz ki her yerde RACHELLER var. Her yerde barış için çalışanlar var.

Zaman gelecek; Kudüs`te, Gazze`de, Filistin`de, Irak`ta, Afganistan`da, Suriye`de kimse katledilmeyecek. Çünkü bir gün, dünyanın bize en yakın ve en uzak tüm iklimlerinde barış galip gelecek. Biz RACHEL`in, barışseverlerin, adaletin, özgürlüğün, eşitliğin galip geleceğine inanıyoruz.

RACHEL`in açtığı yolda, George Galloway, Jomana Qaddour, Nada Issa, Haya Al-Shatti, Joti Brar, Pippa Baca, Mary Edwards gibi yüzlerce barışsever yürüdü. Binlercemiz yürümeye devam ediyor.

İnanıyoruz ki Rachel Corrie hayatta olsaydı belki Gazze`de, belki Irak`ta belki Humus`ta yine tankların önünde olacaktı. İşte, bu tavrıdır Rachel`i döneminin en özgürlükçü, en vicdanlı ve cesur insanı yapan.

Rachel, mücadelesiyle dünyada herkesin kendine dersler çıkaracağı evrensel bir insandır. O, kendi değerlerimizi bizleri sarsarak hatırlatmış, gönlümüzde derin bir sevgi ve saygı alanı açmıştır. "Mazlumun kim olduğuna bakmayın, mazlum olması yeter, yetmeli. Mazlumun hakkını ararken ayrımsız herkes için ölebilirim" demiştir!

Rachel, mazlum Filistinli çocuklar, babalar, anneler için tankın önüne dikildi. Bu, Dünya Barışı için önemli bir eşiktir. Dünya, bu çığlığı duymuş ve Rachel`in yaptığını büyük bir saygıyla takdir etmiştir. Rachel`i ölümünün yıldönümünde bir kez daha saygıyla anıyoruz.

Hürseda

 

Bu haberler de ilginizi çekebilir