"İmam hatip okullarının cazibelerinin artırılması lazım"
Diyarbakır İmam Hatip ve Anadolu İmam Hatip Liseleri Mezunları ve Mensupları Derneği Başkanı Siraceddin Öztoprak, imam hatip okullarının cazibesinin artırılması gerektiğini belirterek velilere, çocuklarını bu okullara yönlendirmelerini istedi.
Geçmişten günümüze imam hatip okulları hakkında değerlendirmelerde bulunan Diyarbakır İmam Hatip ve Anadolu İmam Hatip Liseleri Mezunları ve Mensupları Derneği Başkanı Siraceddin Öztoprak, İmam hatip okullarının cazibesini artırılması gerektiğini belirtti.
Toplumda iç ve dış unsurların meydana getirdiği yıkıntıların yeniden imarı için imam hatip okullarına çok büyük bir ihtiyaç olduğuna işaret eden Öztoprak, manevi ihtiyacı karşılayacak reçetelerin imam hatip mezunları tarafından karşılanacağını söyledi.
İmam hatip okulları sayısının artırılmasına ihtiyaç duyulduğunu ancak bunun yanında bu okulların kaliteli hale getirilmesine daha fazla ihtiyaç duyulduğunu belirten Öztaprak, "İmam hatipler toplumumuz için olmazsa olmaz bir ihtiyaçtır. Çünkü manevi ihtiyacı karşılayacak reçeteler imam hatip mezunları tarafından karşılanacak ümidindeyim. Bu memleketin de imam hatiplerden bir beklentisi var. Dolayısıyla bu hem çok şerefli hem de mesuliyeti ağır olan görevi üstlenmiş olan imam hatiplerin hem kendi adlarına hem de toplum adına çok efor sarf etmesi lazım. Eğitimin en üst düzeyde yapılabilmesi için gerekli şartlar ne varsa, maddi ve manevi ihtiyaçlar karşılanması lazım. Devletimiz tarafından ciddiyetle bu durum görülüyor ve gereken çaba da sarf ediliyor. Henüz işin ortalarında belki sayılırız ama yapmamız gereken epey şey var." dedi.
"28 Şubat diye bir silindir, imam hatip üzerinden geçmiştir"
İmam hatip okullarının önüne konulan engellere işaret eden Öztoprak, "Yakın geçmişimizde imam hatiplerin istenilen randımanda olmaması için bir takım çelmeler takılmış, engeller yapılmıştır. 28 Şubat diye bir silindir imam hatip üzerinden geçmiştir. Dolayısıyla o yıkıntı döküntünün toparlanması için zamana ihtiyaç vardır. İnşallah istenilen hedefe daha hızlı daha emin adımlarla gidilecek kanaatindeyim. Bir defa imam hatiplerin orta bölümlerinin açılmış olması çok iyi bir hizmet oldu. 28 Şubat'tan önce de bu öyleydi. Ciddi bir eksikti. Çünkü ortaokuldan liseye gelen bir öğrencinin 4 yıl içerisinde İslami ilimler konusunda bir kıvama gelmesi mümkün değil. Bundan dolayı 28 Şubat, imam hatipler için bir handikaptı. Yılların tahribatının çok kısa sürede hemen tamiri mümkün olmaz. Bunun için zamana ihtiyaç vardır. İstenilen meyvelerin verilebilmesi için biraz daha zamana ve çalışmaya ihtiyaç var." ifadelerini kullandı.
"Zeki ve öğrenme arzusu içerisinde olan öğrenciler imam hatip okullarına yönlendirilmeli"
İmam hatip okullarında öğretmen ve idarecilerin önemine dikkat çeken Öztoprak, sözlerine şöyle devam etti:
"Okullarımızdaki öğretmen ve idarecilerin, öğretim ve eğitimi kendine dert ediğinmiş olan, nesil yetiştirme kaygısı olan kişilerden temin edilmesi gerekir. Bu kişilerin yapabileceklerinin ötesinde gayret sarf etmesiyle inşallah kalite de yükselmiş olacak. Kalitenin yükselebilmesi için doğrusu; çalışkan, zeki ve öğrenme arzusu içerisinde olan öğrencilerin bu okullara yönlendirilmesi gerekir. İyi bir eserin ortaya çıkması iki şarta bağlıdır. Birincisi iyi bir sanatkâra ihtiyacınız var. Muhteşem bir eser arzuluyorsanız iyi bir sanatkâr bulmanız lazım. Bu olmadan olmaz. Bir doktor mükemmel uzman bir doktor olsun, ona 'bana bir yapı yap' derseniz mükemmel yapamaz. Demek işi ehline bırakmak lazım. Öyleyse uzman ve nesil yetiştirme derdi olan, branşında da iyi olan öğretim görevlilerine ihtiyaç vardır, başta idareciler olmak üzere. İkincisi ise malzemenin kaliteli olmasıdır. Hep söylerim paslı demirden veya bakırdan gerdanlık olmaz. Yapılırsa kimse bunu takmaz. O halde gerdanlık yapma niyetindeyseniz, iyi bir sanatkâr bulmak zorundasınız, onu iyi işleyebilecek ona şekil de verecek kişiye ihtiyaç var. O eğitim öğretim de öğretmendir. Bir de ham maddeniz altın ya da gümüş olacak. Demek ki öğrencilerin de kalitesi olabilmesi icap ediyor. O nedenle hiçbir okulda kayıt yapamamış olan çocuklardan oluşabilecek bir imam hatip lisesinde, öğretim kadrosu çok mükemmel de olsa istenilen netice elde edilmez."
"Toplumun imam hatip öğrencisinden beklediği görev bellidir"
İmam hatip öğrencisinin bir misyonunun olduğunu söyleyen Öztoprak, "Elbette her çocuk bizim evladımız ama kabiliyetleri farklı farklıdır. Bir insan çok iyi bir ressam olabilir ama çok iyi bir hadisçi olamaz. O ressama da ihtiyacımız yok, demiyorum ama imam hatip öğrencisinin misyonu bellidir. Toplumda üstlendiği görev bellidir, toplumun kendisinden beklediği görev ve iş bellidir. İşte bunların üstesinden gelebilecek, bunları almaya hazır olabilecek bu vasıfta öğrencilerin imam hatiplere yönlendirilmesi için olağanca çabanın sarf edilmesi lazım. Toplum olarak böyle bir çabanın içerisine girmemiz gerekir. Kendimden örnekle söyleyeyim; benim babam medrese mezunudur ve aynı zamanda imam hatip mezunudur. Kardeşim, oğlum, kızım, gelinim ve damadım imam hatip mezunudur. Akrabalarımda da kime sözüm geçmişse imam hatibe yönlendirmişim. Bu örnekten şuna gelmek istiyorum; işte 'imam hatipliyim' diyen bir insan, çocuklarının bir kısmını imam hatibe göndermek zorundadır. Çünkü biz sahip çıkmazsak başkasına söyleyecek yüzümüz de olmaz." şeklinde değerlendirmede bulundu.
"Öğretim ve eğitimi kaliteli ve cazibeli hale getirmek için zeki öğrencilerin okullara yönlendirilmeli"
"İmam hatiplerin cazibeleri artırılması lazım" diyen Öztoprak, "İmam hatipteki başarılı öğrencilerin herkes tarafından görülür, işitilir hale gelmesi lazım. Diyarbakır'da uzun yıllar tek bir imam hatip okulu vardı. Ben de oranın mezunuyum, orada öğretmenlik de yaptım. Bizim öğrencilik yıllarımızda bizim okulumuzun öğrencileri Diyarbakır'da yapılan bilgi yarışmalarında genellikle il birincisiydiler. Arada bir il ikincisi olduğumuz da oldu. İkinci olmak üzülerek karşıladığımız bir sonuçtu. Bir okul olmasına rağmen neden sonuç böyleydi? Çünkü hem öğretmenlerimiz hem de öğrencilerimiz toplumun bizden ne beklediğinin farkındaydı. Bizi geliştirecek ne varsa ona yöneliyorduk. Ek olarak medreselerde de ders alanlar da oluyordu. Bu kadar çaba olunca kalite olur. 28 Şubat silindiri imam hatiplerin üzerinden geçince orta imam hatip ortaokulları kapandı, üniversiteye girmede puanlar kırıldı. Bir ağacın hem kökünü keseceksiniz, hem dalını budağını koparacaksınız sonra da o kütükten bir şey bekleyeceksiniz. Bu sorunları aşıyoruz. Hem üniversiteye girmede puan zulmü ortadan kalkmış oldu, hem de imam hatip ortaokulu açıldı. Bu safhadan sonradan öğretim ve eğitimi kaliteli hale getirmek, bir de okulların cazibesini artırarak zeki çalışkan öğrencilerin okullara yönlendirilmesini sağlamak gerekir." diye konuştu.
"İçten ve dıştan sebep olduğu yıkıntıların yeniden imarı için imam hatiplere büyük bir ihtiyaç var"
Öztoprak, son olarak şu öneri ve tavsiyelerde bulundu: "İmam hatiplerin sayısının artmasından kimse ürkmesin. Bu milletin imam hatipli öğrencilerden alabileceği faydadan başka bir şey değildir. İmam hatipliden zararlı unsur çıkmaz. Okul sayısının artırılmasında bir sorun yoktur. Zaten şu anda okul sayısında ihtiyaç karşılanmış değil. Bu çalışmalarımızla birlikte kaliteyi hiç gözardı etmemek zorundayız. İmam hatipli başarılı olmak zorundadır. Eksi puanlar imam hatiplere yakışmıyor, bu başarısızlık birileri tarafından farklı yorumlara sebep olabilir. Başarısızlıkların sebeplerini de ortadan kaldırmak lazım. Son yılların içten ve dıştan sebep olduğu yıkıntıların yeniden imarı içinde imam hatiplere çok büyük bir ihtiyaç var. Manevi ihtiyacımız var. Geçmiş yıllarda gençlerimizin manevi ihtiyaçlarını karşılayamamışız. Eğer manen birilerini sağlıklı hale getiremezsiniz yani ona İslamkardeşliği şuuru veremezseniz emin olun ondan iyi bir vatandaş da olmaz, vatandaşlara problem olur. İşte imam hatipler bu eksiğin tamamlanması için çaba sarf eden müesseselerimizdir. O nedenle herkesin imam hatiplere destek olması lazım. En azından çocuklarını bu okullara göndererek..." (M. Hüseyin Temel - İLKHA)