• DOLAR 35.443
  • EURO 36.354
  • ALTIN 3063.15
  • ...
Menkibe-i Hayat
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

Kimi insanlar boş bırakır tarlasını; işlemez ve işletmezler. Çoraklaşıp çöle dönüşür, ölüverir adeta; toprakları tarlaları. Kimi insanlar müfit sebze ve meyveler ekerler, bu fani ve emanet tarlaya. Tuba ağaçları dal budak salar, reyhan kokulu güller, laleler bitiverir tarlalarında. Faydalanır ve faydalandırırlar insanlığı, cennet meyvelerinden. Kimi insanlar da zakkum gibi zehir zemberek ağaçlar dikerler ömür tarlasına. Zehirli dikenler, yabani otlar boy gösterir tarlalarında.

 Evet, her insanın yazılmış ve yaşanması gereken bir menkıbesi, bir hayat öyküsü vardır. Bazılarının menkıbesi çok renkli, çokça maceralı olur. Tek solukta okunan roman gibi. Kimilerinin menkıbesi ise, çok monoton, yeknesak olur. Klasik, adi ve alelade bir yaşam. Birkaç sayfası okunduktan sonra, sıkıcılığından köşeye fırlatılan kitap gibi.

Menkıbesi pek hazinane, pek trajik olur kimi insanların. Okuyanları ve duyanları hemencecik duygu seline kaptırır, gözyaşına boğar. Elemler, acılar, gurbetler, firaklar, hicranlar, boykotlar, esaretler…ve akla gelebilecek tüm hazin kavramlar boy gösterir hikâyelerinde. Kimilerinin ise tam tersine sahte mutluluklar, gülüşmeler, kahkahalar, şımarıklık ve çılgınlık tabloları sıralanır hikâyelerinde.

Eğitici, öğretici, ders ve ibretlerle doludur kimilerin menkıbeleri. Yolunu bulur onu okuyan. Işık, meşale ve nur addeder. Baş tacı ilan edilir, dilden dile, nesilden nesle aktarılır; mesuliyet bilinci ve özveriyle. Miras kabul edilir. Hayranlık duyulur. Cilalanır, parlatılır, yaşanır ve yaşatılır. Adına şiirler, naatlar, mersiyeler dizilir. Destanlar yazılır. Dahası uğruna canlar feda edilir; canlı tutma adına.

Kimilerin menkıbeleri ise kötüye ve kötülüğe örnek olur. Fesada, bozgunculuğa, yıkıcılığa, behimi ahlaka, insanın menfi yönüne, insanlığın esfeli boyutuna…. Yoldan çıkmış, rehbersiz kalmış, fıtrattan sapmış,…bozulmuş ve kokuşmuş haline emsal teşkil eder.

Sevgi vardır, muhabbet vardır, iman ve aşk vardır kimilerin menkıbelerinde.

Ana teması; Hak, hukuk, ölçü ve adalet olan,

Ana teması; doğruluk, emanet, fedakârlık ve vefakârlık olan,

Ana teması; İlim, irfan, inzar ve irşad olan,

Ana teması; şefkat, merhamet, kardeşlik, yardımlaşma ve dayanışma olan

bu menkıbelerin.

Nefret vardır, kin ve adavet vardır bazılarının menkıbelerinde. Dalalet ve hıyanet adına, Zulüm ve tuğyan adına, fitne ve fesad adına,  edepsizlik ve hayasızlık adına, yalan ve hile adına,…ne varsa temel argüman olarak yer alır, lügatlerinde menfi kavramların tümüne rastlanır, bu nasipsizlerin menkıbelerinde.

Sevdadır, ölümüne aşktır; kimilerin menkıbesi. Mürekkebi “KAN” dır, bu menkıbenin. Zekeriyya’nın, Yahya’nın, Hamza ve Hüseyin’lerin ve ölümsüz şühedanın menkıbesi gibi.

Sabırdır; güzel bir sabır, engin bir sabırdır kimilerin menkıbesi. Hicretlere, hasretlere, esaretlere karşın bitimsiz bir sabır. Yakub şefkatinde, Yusuf cemalinde, Eyyüb tevekkülünde, Halil teslimiyetinde bir sabır. Mürekkebi “GÖZYAŞI” dır bu menkıbenin.

Bir say’dır, bir koşuşturmadır, bir cehdu gayrettir kimilerin menkıbesi. Baştan sona halisane, fedakârane bir hizmet. Zamanı, mevsimi, gecesi ve gündüzü olmayan bir hizmet. Mürekkebi “TER” dir bu menkıbenin.

Rengâ reng, buram buram kokan gülistandır, münbit tarla, semeredar ağaçtır, bir pınardır, bir abidedir, ya da bir efsanedir, iyilerin menkıbesi.

Diken tarlasıdır, çöldür, seraptır, zulüm ve zulümattır,…kötülerin menkıbesi.

 

Bostan-ı cinanda seyahate çıkmaktır; ebrarların, sıddıkların menkıbesini okumak. Bir seyrandır, bir cevelandır, aşk ile şevk ile temaşadır; Firdevs’lerde, Adn’larda, Kevser başlarında.

Ölümüne sürüklenmektir, patikalara, dikenli yollara düşmektir; kötülerin, fasidlerin menkıbesini okumak. 

Okunup hatmedildikten sonra kiminin menkıbesi; rahmet okunur, hayır ile dua ile yâd edilir menkıbenin kahramanı. Ve tabi ki la’netle anılır, esefle, ah’larla…anılır, kötü menkıbelerin aktörleri.

Hey Dost! Ya sen, sen hiç kendi menkıbene göz attın mı? Geriye dönüp okudun mu menkıbeni?

Hey Dost! Unutma ki, dünya dediğimiz sahne, rolünü oynaman için vardır. Sakın ha! Sahnenin güzelliğine şatafatına vurulup kalma. Senden sonra daha niceleri sırasını beklemektedir; rolünü oynamak, hünerini göstermek, heybelerindekini boşaltmak için.

Hem unutma ki, tarla da emaneten verilmiştir sana. Dikebildiğin kadar ağaç  dik; verimli ve faydalı olanından. Sen, senden öncekileri ağaçları ve meyveleriyle yâd ettiğin gibi, senden sonra gelecek olanlar da, senin tarlana mirasçı olacak, ekip diktiklerinden faydalanacaklardır. Ama sakın ha! Tarlanın toprağına, çamuruna saplanıp kalma. Sen, toprağın altına gömdüklerin ile değil, toprağın yüzeyine çıkarıp yükselttiğin eserler ile değer görecek, onlar sayesinde rahmet ve dualarla anılabileceksin. 

Hey Dost! Dikkat et. Menkıbenin seyrini değiştirmek, onu güzelleştirmek için halâ fırsatın vardır. Unutma! Sen ancak menkıben ile yâd edilebilecek ve öte alemde menkıbenin değerine göre muamele göreceksin.  Ahiret alemi de dünya hayatının yansıması, ahlak ve amelinin tecessümü olarak  karşına çıkacaktır. Cennet bahçelerinden bir bahçe veya cehennem çukurlarından bir çukur. Saadet diyarı veya şekavet diyarı. “Küllu şeyin yerciû ila aslihi” kaidesi gereği, her şey aslına dönecektir. Her nefis sahibi kendi doğasına, kendi özüne rücu edecektir. Nur nura, nar ise nara; toprak toprağa, elmas elmasa, kömür de kömüre dönüşecektir.

Hey Dost! Sana düşen güzel bir menkıbe yaşamak ve güzel bir menkıbeyi miras olarak bırakmaktır. Adı güzel, yâdı gü-zel bir menkıbe.

Bilgelik menkıbesi

Kahramanlık menkıbesi

Cihad menkıbesi

Hizmet menkıbesi

…..Adına ne derler bilmem ama güzel bir menkıbe.

Cihan Bozaba / İnzar Dergisi Mart 2011

 

Bu haberler de ilginizi çekebilir