Riyad Makaev - Doğruhaber/Analiz

Evlerinden, ülkelerinden kaçmak zorunda kalan insanların sayısı kritik düzeylere ulaştı. Son altı yılda, yeni ya da eski en az 15 çatışma, dünya çapında milyonlarca kişi için tarif edilemez ölçekte trajedi ve acıyı beraberinde getirdi. Maalesef evlerinden ve ülkelerinden kaçmak zorunda kalanların büyük çoğunluğu Müslümanlardan oluşuyor.

Emperyalizmin yoğun çabası üzerine dünya tanınmaz hale geldi. Mal - mülk ve iktidar savaşları insanın ahlakını yitirdi. İslam Ümmetinin geldiği nokta ise daha vahim. Varlık içinde yokluk yaşayan İslam Ümmeti hem dünyevi işlerde hem de uhrevi hayatında sınıfta kaldı. İslam Ümmeti darmadağın oldu ve acınacak duruma geldi. İslam Ümmeti yani İslam`ı bir hayat tarzı olarak benimseyip tek olan Allah`a inanan ve O`na ortak koşmayan topluluktur. İslam Ümmeti tek Kitabı olan, Peygamberlerin sonuncusu olan Muhammed`i (SAV)  örnek alan, aynı zamanda ondan önce gelen Peygamberlerine ve onlara indirilen kitaplara da inanan bir topluluktur. İslam ise Yüce Allah`ın insanlara seçtiği ve razı olduğu dindir. İslam  - İnsanların yaratılışlarına, yaşayışlarına tamamıyla uygun olan, bir kurtuluş ve mutluluk yolu olan, bir selamet ve saadet kaynağı olan muazzam bir dindir. İslam Cenab-ı Hakk`ın razı olduğu yegâne bir dindir. Velhasılıkelam, bu İslam`ı din olarak seçmiş olan bu İslam Ümmeti ne durumdadır bir göz atalım.

Myanmar

Myanmar'ın Arakan eyaletinde ordu ve Budist çetelerin saldırılarından kaçarak Bangladeş'e ulaşan Arakanlı Müslümanların sayısının iki haftada 270 bini buldu. Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği sözcüsü Bangladeş'teki mülteci kampların kapasitesi dolduğunu da belirtiyor. Arakan`da Müslümanlara yönelik bir soykırım yapılıyor. Bugüne kadar tam olarak kaç Müslüman öldürüldüğü bilinmiyor. Bir buçuk milyardan fazla olan İslam Ümmetinin Arakanlı Müslümanlara sahip çıkacak gücü da yok. İslam Ümmeti  Arakanlı Müslümanlara yardım etmek için BM`lerden ve ABD-AB ülkelerinden medet umuyorlar. Bundan sonra daha kaç bin Arakanlı Müslüman evlerini terk etmek zorunda kalacağını da kimse bilmiyor.

Suriye

BM MYK'nın verilerine göre, Türkiye, Lübnan, Irak, Ürdün ve Mısır gibi bölge ülkelerde mülteci olarak kayda alınan Suriyeli Müslümanların sayısı çoktan 5 milyonu aştı. Bilindiği gibi, savaşın başlamasından bu yana 3 milyondan fazla Suriyeli'ye kapılarını açan Türkiye, bölgede en fazla sığınmacı alan ülke konumundadır. Suriye savaşında hayatını yitirenlerin sayısı yüzbinlerle ifade ediliyor. Savaş ise halen devam ediyor. AB ülkelerine sığınan ve resmi kayıt altına alınmayan Suriyelilerin olduğunu da unutmamak lazım. Suriye savaşından etkilenerek ülkeyi terk etmek zorunda kalanların ve savaşta ölenlerin tam sayısı bilinmemektedir. BM`nin verdiği bilgiye göre, Suriye içinde evlerini bırakıp başka yere göç etmek zorunda kalanların sayısı da 7,6 milyonu buldu.

Irak

Irak'ta 2014'ten bu yana yaşanan terör saldırıları ve çatışmalar nedeniyle evlerini terk ederek ülke içinde daha güvenli bölgelere sığınan yaklaşık 5 milyon kişiden 3 milyonu hala hayatlarını "iç göçmen" olarak sürdürüyor. Birleşmiş Milletler verilerine göre 36 milyonluk nüfusun 11 milyonunun insani yardıma ihtiyaç duyduğu Irak'ta, son 3 yılda yaklaşık 5 milyon kişi evlerini terk ederek daha güvenli olan ülkenin kuzey bölgelerine sığınmak zorunda kaldı. Bu veriler de resmi verilerdir. Kayıt dışı ülkeyi terk eden insanların da çok olduğu bilinmektedir. Irak`ta halen çatışmalar ve göç devam etmektedir. IKBY İçişleri Bakanlığı Ortak Kriz Koordinasyon Merkezi, Ağustos ayında yayımladığı son raporuna göre, Duhok, Erbil ve Süleymaniye kentindeki iç göçmen ve Suriyeli sığınmacı sayısının yaklaşık 1 milyon 400 bin olduğunu açıkladı.

Filistin

Filistin İslam Ümmetinin yarası ve zulmün hiç bitmediği bir yer. Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği verilerine göre, çeşitli ülkelere sığınmak zorunda kalmış 4 milyon Filistinli mülteci var. Filistinli Müslümanları anlatmaya gerek yok. Yıllarca zülüm altında yaşayan, İslam Ümmetinin bir türlü sahip çıkamadığı acıların, ölümlerin ve işkencelerin devamlı yaşandığı bölge. Müslümanların bir Selahaddin Eyyubi`yi beklediği yer.

Hepsini böyle tek tek anlatırsak bitiremeyiz. İslam dünyası perişan Emperyalist güçler tarafından ezilmektedir. Afganlı Müslümanlar, Yemenli, Çeçenistanlı yüzbinlerce insan ülkelerini ve evlerini terk etmek zorunda kaldılar. Benim de yaptığım gibi hep Emperyalist güçlerini suçluyoruz. Bir dönüp kendimizi sorgulamıyoruz. Kendimizi Müslüman sayıyoruz. Peki, biz İslam`ı yaşıyor muyuz? Peygamberimizi örnek alıp, Kitabımıza uyuyor muyuz? İslam Ümmeti hastalanmış ve güçsüz düşmüştür. Acil olarak hastalığımızı tespit edip tedaviye başlamamız lazım. Allah`ın ayetlerine uymamız lazım ki Allah ta bize yardımcı olsun. Allah (C.C) şöyle buyurmaktadır: “Muhammed, Allah`ın Resulüdür. Onunla beraber olanlar kafirlere karşı şiddetli, birbirlerine karşı ise merhametlidirler.” (Feth: 29). Başka ayeti kerimede şöyle buyurmaktadır: “Şüphesiz ki, bir kavim kendi durumunu değiştirmedikçe Allah onların durumunu değiştirmez. Allah, bir kavme kötülük diledi mi, artık o geri çevrilemez. Onlar için Allah`tan başka hiçbir yardımcı da yoktur.” (Ra`d: 11).