Adli Yıl Açılış Töreni ve Yargıtay Onur Günü nedeniyle TBMM'de kokteyl düzenlendi. Burada basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Başbakan Binali Yıldırım, Irak'taki referandum, Almanya-Türkiye ilişkileri, tektip kıyafet, ABD Başkan Yardımcısı Pence'nin görüşme talebi ve KORE-ABD gerilimi konularında açıklamalarda bulundu.

Irak'taki referandumla ilgili olarak açıklamalarda bulunan Başbakan Yıldırım, "Sayın Bahçeli ile biz görüşüyoruz. Aramızda bir görüş farklılığı yok. Türkiye'nin, Kuzey ırakta bölgesel yönetimin yapmaya çalıştığı referandum kararının vahim bir hata olacağını hep söyledik. Aynı şekilde de görüşümüz devam ediyor. Bu referandum yapılmamalı. Yapılınca bölgede sorunlar zaten hat safhada. Yeni sorunlar ilave etmenin ne bölgeye ne de bölge ülkelerine getireceği bir katkı yok." dedi.

Almanya-Türkiye ilişkileri hakkında da değerlendirmelerde bulunan Yıldırım, "Almanya'da seçim yaklaştı. Seçim üzeri fazla yorum yapmaya gerek yok. Çünkü akıldan ziyade duygu ön planda şu anda. Söylenen her şey Almanya ile Türkiye ilişkilerine olumlu katkı yapmadığı gibi iki toplumun dostluğuna ve güvenine gölge düşürür." ifadelerini kullandı.

FETÖ sanıklarının tek tip kıyafet giydirilmesiyle ilgili de konuşan Yıldırım, "Bir karar alınırsa çıkma yönünde o geçerli olur. Alınmazsa o süre devam eder. Onlar tabi tek tek ele alınıp değerlendirilecek. Hukuken Türkiye'ye ye getirisi götürüsü ne bakılacak. Neticede bu vatandaşlıktan çıkarmakla işledikleri suçun, üzerlerine atılı suçtan dolayı lehlelerinde bir durum çıkıyorsa tabi ona izin vermememiz lazım. Aksi halde o yönde bir karar alınabilir. O yüzden hepsinin dosyası teker teker hukuki açıdan detaylı bir şekilde incelenmesi gerekir." diye konuştu.

ABD Başkan Yardımcısı Pence'nin görüşme talebiyle ilgili olarak da konuşan Yıldırım, "Arkadaşlar teknik düzeyde karşılıklı çalışıyorlar. İkimizin programı ne zaman denk düşerse planlamış olacağız" dedi.

Kuzey Kore'nin hidrojen bombası kullanması ve sonrasında yaşanan yüksek gerilimle ilgili de açıklamalarda bulunan Yıldırım, "Dünya ne kadar endişeli ise Türkiye'de de o oranda endişeli. Hiçbir şekilde dünya geleceği bir takım çılgın davranışlara bırakılmamalı. Onun için Birleşmiş Milletler başta olmak üzere uluslararası toplum üzerine düşen tüm sorumluluğu üzerine alarak hem Kuzey Kore, hem Arakan, hem başka bölgelerde yaşanan insanlık suçlarına karşı daha duyarlı daha keskin bir duruş sergilemesi icap eder." şeklinde konuştu. (İLKHA)