Arakan`daki vahşet Gaziantep`te lanetlendi
Gaziantep`teki sivil toplum kuruluşları, Myanmar ordusu ve Budistler tarafından Arakanlı Müslümanların katledilmesine tepki gösterdi.
Arakan'da Müslümanlara yönelik saldırı ve katliamlara sert tepki gösteren Gaziantep'teki sivil toplum kuruluşları, Müslümanların zulme karşı bir ve beraber olması, ayağa kalkması gerektiği ve zulümlerin ise ancak İttihad-ı İslam ile son bulacağı vurgulandı.
Myanmar ordusu ve Budistler tarafından, Arakanlı Müslümanlara yönelik yapılan katliam ve soykırım, Gaziantep'te düzenlenen basın açıklamasıyla kınandı.
Gaziantep Memur-Sen öncülüğünde bir araya gelen sivil toplum kuruluşları adına basın açıklamasını Memur-Sen Şube Başkanı Ahmet Gök okudu. Gök, Budist Burma hükümetinin 1942 yılından beri hiç durmadan Araka'nda devam eden katliamlarının bugün en vahşi şekilde sürdüğünü söyledi.
Ordu güçleri ve Budist rahipler öncülüğünde şiddeti giderek artan ve yaygınlaşan saldırılar sonucunda son üç günde Arakan'ın çeşitli köylerinde en az 3 bin Müslüman'ın katledildiğine ve 100 binden fazla Müslüman'ın da yerinden edildiğini hatırlatan Gök, "Sahadan gelen haberlerin katliamların, 2012 ve geçen yıl ekim ayında yaşanan saldırılardan da daha şiddetli bir hal aldığı ve bir soykırıma dönüştüğü yönünde. Maalesef Bangladeş sınırının da kapalı olması nedeniyle yüz binlerce Müslüman katledilme tehlikesiyle karşı karşıya."dedi.
Arakan'da yaşanan zulmün ne dünya kamuoyunun gündemine girebildiğini ne de şimdiye kadar zulmü hafifletecek ciddi bir girişim söz konusu olmadığını ifade eden Gök, şunları söyledi:
"Müslüman Arakan halkını İslami köklerinden koparmak için İslami eğitim veren okulları kapatılmış ve Kur'an okunması, başörtüsü kullanılması ve kurban kesilmesi yasaklanmış durumdadır. Bütün bunlara karşın birkaç güçlü devletin çıkarlarını korumaktan başka bir işe yaramayan BM ise mazlum milletlerin yaşadıkları zulümleri kınamak için bile ABD'nin, Çin'in, Rusya'nın iznine bakıyor. BM, BMGK tarafından yapılan tek şey ölü ve yaralıları sayarak rapor hazırlamaktır. Vahşi katliamları engellemek için bugüne kadar en küçük bir girişimde bulunulmuş değil."
Dünyanın her yerinde Müslümanların çok büyük zulümlere ve katliamlara maruz kaldığına dile getiren Gök, "Buna karşın uluslararası örgütler ve Batı'da çirkin bir ikiyüzlülükle İslamofobiyi pompalamakla meşguller. Bugün Arakan'da mazlum, müdafaasız insanlar acımasız zorbalığın ve zulmün insafsızlığına terk edilmiştir. Daha önce Filistin'de, Gazze'de, Bosna'da, Doğu Türkistan'da, halen süren Irak, Suriye işgallerinde görüldüğü üzere insanlık yok olmuştur. Neredeyse bütün katliamlara maruz bırakılanların Müslüman olmaları evrensel haksızlık, zulüm ve işkencelere karşı gösterilen betondan bir sessizlik ve duyarsızlığın bilinçli tercih olduğunu göstermektedir. Anlaşılan o ki, öldürülen, kanı akıtılan Müslüman olunca üzülmeye, önlemeye gerek duyulmamaktadır. İnsan hakları ve özgürlükler Müslümanlar söz konusu olunca rafa kalkmaktadır." şeklinde konuştu.
Gök, "Hatta onlara göre emperyalist amaçların gerçekleşmesi için İslam coğrafyasında katliamlar da yapılabilir. Srebrenitsa'da olduğu gibi. Bu katliamların zaman zaman BM'nin izin ve gözetimi altında yapılması da zulme teslim olmuş dünyanın medeniyet seviyesini göstermesi adına ise ibret vericidir. Müslümanlara karşı dünyanın her yerinde sistemli bir şekilde yaygınlaştırılan ve katliamlara dönüşen nefret, adeta evrensel emperyalizmin temel politikası ve programı olmuştur. İşin daha vahim boyutu ve anlatılamaz olan yanı acı ve işkencelere maruz bırakılan kardeşlerine diğer Müslümanların yani bizlerin duyarsız kalmasıdır. Kardeşlerimize insani ve İslami sorumluluğumuz gereği siyasi, ekonomik, medyatik yardım yapmamak, bizi kardeş kılan ruhun çürüdüğünü, bizi bir ve beraber kılan imanımızın zayıfladığını göstermektedir."diye konuştu.
Müslümanların bir an önce özüne dönmesi gerektiğini belirten Gök, "kim ve ne olduğumuzun bilincini yeniden kuşanarak, kardeşlik duygularıyla silkinip Arakanlı kardeşlerimize elimizi uzatmak zorundayız. Bu zorlu zamanlar, inanan her insanın ağır sorumluluk ve sınavdan geçtiği süreçlerdir. Kardeşlerimize bugün destek vermezsek dah ne zaman vereceğiz? Aile bütünlükleri parçalanarak evlerinden sökülüp atılan, sınır ötesine sürgün edilen, zenginliklerine el konulan kardeşlerimize acımasızca öldürüldükleri bugün değilse ne zaman yardım edeceğiz? İslam kardeşliğinin hayatı saran ve kucaklayan yakınlığı ne zaman yaşanacak?"diye sordu.
Sadece Arakan'da değil bütün ümmet coğrafyasında Müslümanların küresel emperyalizmin saldırısı altında perişan durumda olduğuna işaret eden Gök, bağlamda katil Myanmar hükümetini ve sessizliği ile bu katliamlara destek veren tüm ülke ve kurumları lanetlediğini ifade etti.
Buradan, başta siyasi otoriteler olmak üzere Türkiye'de etkili ve yetkili herkesi, sınırları ve sınıfları aşan aidiyet ve kardeşlik duygularımızı hatırlayarak Arakan'daki bu zulmü durdurmak, kalıcı barışı sağlamak için ellerinden gelen tüm gayreti göstermeye çağırıyoruz.
İslam ülkelerinin, kendilerini teslim alan ataletten de bir an önce kurtulması gerektiğini belirten Gök, son olarak şöyle konuştu:
"Bu bağlamda Türkiye Dönem Başkanlığını yaptığı İslam Ülkeleri İşbirliği Teşkilatı'nı derhal aktif olarak devreye sokmalıdır. İslâm ülkeleri kendilerini teslim alan ataletten bir an önce kurtulmalı, tarihi, siyasi ve ekonomik sorumluluklarını da acilen yerine getirmelidir. Katar'la uğraşan İslam ülkelerinin liderleri Müslüman kardeşleri vahşice katledilirken neredeler? Yazıklar olsun onlara. Bu hususta sivil toplum kuruluşları kardeşlerimizin sorun ve ihtiyaçlarıyla daha yakın ve daha yoğun ilgilenmeli, gittikleri her yerde bu zulümlere karşı ise farkındalık oluşturacak etkinlikler yapmalıdır. Bu konu yoğun, etkin bir diplomasi yürütülerek, uzak-yakın bütün ülkelerin gündemine sokulmalıdır. Gerekli bütün önlemler, çözümler ve yaptırımlar derhal hayata geçirilmelidir." (İbrahim Koçyiğit-İLKHA)