Kurban Bayramı ibadetleri hakkında bilgilendirmelerde bulunan İttihad'ul Ulema Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Şenlik, teşrik tekbirlerinin arife gününün sabahından başlayıp, son günün ikindi vaktinde sonra bittiğini söyledi.

Bayramların sevinç ve kaynaşma vesilesi olduğunu belirten Şenlik, bu günde yoksul ve fakirlerin yüzünün güldüğünü dile getirdi.

Şenlik,  "Kurban;  kurbanların kesildiği, kurban etiyle herkesin sevindiği, yoksulun, fakirin, düşkünün de yüzünün güldüğü bir sevinç günüdür. Bugün Allah'ın, Hz. Peygamber'in ümmetine has kıldığı bir gündür." dedi.

İslam'dan önceki cahiliye bayramlarına karşılık Ramazan ve Kurban bayramının Müslümanlara hediye edildiğini belirten Şenlik,  "İslam'dan önce cahiliye bayramları vardı. Hz. Peygamber (sav) Medine'ye gelince oradaki halkın birtakım bayramlar yaptığını görür. Sorar, bunlar nedir? Onlar da, 'bunlar eskiden beri atalarımızdan kalma sevinç günlerimizdir. Bugünlerde seviniriz, eğleniriz.' derler. Bunlar, rivayetlere göre Nevruz ve Mihrican günleriydi. 2 gün bayramları vardı. Hz. Peygamber şöyle buyurur, 'Allah bu 2 güne karşılık, bu 2 günden daha hayırlı 2 günü size verdi. Bundan sonra bu size verilen bayram günlerinde bayramınızı yapınız, sevininiz, eğleniniz." ifadelerini kullandı.

O günden beri Müslümanların bu 2 günü bayram olarak kutladığına dikkat çeken Şenlik, "Bunlar birincisi Fıtır, yani Ramazan Bayramı; ikincisi Adha, yani Kurban Bayramı. Bayram sevinç günüdür. O günden beri Müslümanlar bayramları kutluyorlar, etkinlik yapıyorlar. Bu etkinliğin, tabi birtakım şiarları vardır. Yani her kurbanın kendisine ait bir şiarı vardır. Nasıl ki Fıtr Bayramında, sadaka-ı fıtır vermek gerekiyorsa Bu bayramda da kurban vermek gerekiyor." diye belirtti.

Şenlik Kurban bilincinin canlı tutulması ve kurban kültürünün yaygınlaşması ve gücü olan herkesin kurban vermesi gerektiğini sözlerine ekledi.

Teşrik tekbirlerine değinen Şenlik, şöyle devam etti:

"Bir de ameli olarak bayramın bir zikri vardır. Teşrik tekbirleri diyoruz. Eyyam-ı teşrikte bu tekbirler, sürekli getirilir. Hatta bayramdan bir gün önce, yani arife gününün sabahından başlayarak 3 gün bayramdan sonra, teşrik günleri vardır. Bu teşrik günlerinde son gününün ikindi vaktine kadar tekbirler getirilir. Özellikle insanlar, bayramda birbirlerini ziyaret ederken, buluşurken o esnada sesli bir şekilde tekbir getirmek sünnettir. Görüşme esnasında, ayrılma esnasında bu tekbirlerin getirilmesi sünnettir. Her farz namazından sonra bu bahsettiğim, arife günü sabahından teşrik gününün son gününün ikindi namazına kadar, farz namazlarından sonra bu teşrik tekbirleri cemaatçe beraber getirilir. Bu bir sünnettir. Bayramın bir zikridir, bir geleneğidir."

(Abdurrahman Tetik, Emrah Deniz- İLKHA)