• DOLAR 32.529
  • EURO 34.92
  • ALTIN 2453.245
  • ...
İlahi Lütuflar 3-
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

İREM GÜLTEKİN / Doğruhaber

Bismillah

Güven veren, emin kılan, koruyan Rabbimiz `in adıyla…

Biz aciz kullar için, dünyanın bütün şatafatını elinin tersiyle itip, yaradanın huzuruna çıkmanın en büyük hazzıdır Namaz… Huzurdur, arınmaktır, Rable dertleşmek bir kez daha niçin var olduğunu anlamaktır. En önemlisi de kurtuluştur…

“Sabır ve namazla yardım dileyin…” (Bakara s.45)

Marksist fikirlerle İslam`ı yeni tanıyan gençlerin kafalarını karıştırıp, uzaklaştırmak için büyük çaba sarf eden zihniyetin ön planda olduğu zamanlardı. Alemlerin Rabbine sığınan her gencin ise Rablerinin onları yalnız bırakmadığı gerçeği çok açıktı.

İslamî şuuru Rabbimin lütfuyla yeni yeni kazanmaya, tanımaya başladığım bir süreçti. Malum olduğu üzere İslami bir toplumda yaşıyordum. Yavaştan İslamî kitapları okuyor, anlamaya çalışıyordum. Namazlarım da düzenli sayılmazdı. Kullarına nimetler veren Yüce Rabbim cemaatin fertlerini karşıma çıkardı. Onların vesilesiyle İslami bilincim ve hayatıma sirayeti günden güne artıyordu. Tabi bu şuur arttıkça İslam düşmanlarının hedefi haline gelmek de kaçınılmaz olurdu.

Farklı farklı sapıtmış insanlar ve fikirleri boş durmuyordu. Nerde bir genç görseler (Haşa) Allah`ın var olmadığını, O`na inanmanın da akıl kârı olmadığını söyleyerek inancımızı temelden yıkmaya çabalıyorlardı. Derslerine çok iyi çalışmışlardı. Biz de elimizden geldiğince onlara karşılık veriyorduk.

Yine bugünlerden biriydi. Dükkânımıza iki kişi geldi. Bunlardan biri akrabam biri de onun arkadaşıydı. Ben de boş olduğum her fırsatta İslami kitaplarımı okurdum. Tabi onlar gelir gelmez kitabı çekmeceye bıraktım. Benim de İslami fikirde olduğumu bilmiyorlardı. Saçma sapan tartışmalara girmemek için bilmelerini istemiyordum. Gelenlerden akrabam olan masanın arkasına geçti oturdu. Okuduğum kitabı girerken görmüş olsa gerek, hemen açıp baktı. Ve hemen bana yönelip ‘okur musun? Hep bunları` dedi. Evet, ‘genelde` dedim. Kitaba biraz göz attıktan sonra, ‘dini kitaplardan başka kitap yok mu ki bunu okuyorsun` dedi. Niyetinin ne olduğunu anlamıştım.

Başlamıştı kendince inkâr etmeye ‘anlamadığım nasıl olur da gözünüzün görmediği bir şeye inanıyorsunuz?` Diye sorularla kafamı karıştırmaya çalışıyordu. Kendince aklımı karıştırıp hassas noktadan vurmaya çalışıyordu. Benden Allah`ın varlığının delilini istiyordu. Kendilerini bilmez, kibirli yitik varlıklara ne desem boştu. Bir kendilerine gelseler oysaki bütün mahlûkat onun varlığının deliliydi. O kadar çok soru sormuşlardı ki,  kafam allak bullak oldu. Söyledikleri her söz beynimde yankı yapıyordu. Sanki bir çukurun içine düşüyor gibiydim. Bir elin gelip beni kurtarmasına çok ihtiyacım vardı. Onlara bunu yansıtmamakta başarılı oldum. Onlar da bunu anladılar ve çıkıp gittiler.

Namaz vakti gelmişti. Beni bu çıkmazdan kurtarması için Rabbim`e öylesine yalvara yalvara namazımı bitirdim. Selam verir vermez kendimi tamamen arınmış hissettim. İnanılmaz bir huzura kavuşmuştum. O günden sonra hiçbir konuşma beni sarsmadı. Adeta namaz benim kalkanım olmuştu. Her secdesiyle yeniden dirilişim şükür sebebim…

(Dua Yayıncılıktan çıkan ve Ömer Saruhan`ın kaleme aldığı İlahi Armağanlar isimli eserinden derlenmiştir.)

Bu haberler de ilginizi çekebilir