• DOLAR 34.944
  • EURO 36.745
  • ALTIN 2979.98
  • ...
"Sağlık sektöründe Türkiye ile İran arasındaki ilişkiler gelişiyor"
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

İran'ın başkenti Tahran'da Türkiye başta olmak üzere ABD, Kanada, Almanya, Fransa, Rusya, Hollanda, Tacikistan, Kazakistan, Özbekistan ile Körfez ülkelerinin de aralarında bulunduğu 37 ülkeden sağlık turizmi alanında çalışan kurum, kuruluş ve uzmanların katılımıyla "Sağlık Turizmi Hizmet Sektöründe Uzmanlar Sempozyumu" düzenlendi.

İki gün süren sempozyuma katılan uzmanlar, İran'ın sağlık turizmi sahasındaki imkanları, iş birliği yolları ve karşılıklı potansiyellerin değerlendirilmesi gibi konuları görüştüler.

Sempozyuma katılan İran Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ali Rabiei, İran ile Türkiye arasında sağlık sektörü alanındaki ilişkilerin her geçen gün iyileşip, geliştiğini söyledi.

Söz konusu ilişkilerin daha da gelişeceğini belirten Rabiei, "Biz, Türkiye ile ortak kültüre, ortak dil ve dine sahibiz. Türkiye'den, aynı kültürü paylaştığımız bir ülkeden gelen hasta, aynı dili ve kültürü paylaştığı hastaneye müracaat ediyor. Kendini yabancı hissetmiyor, rahat hissediyor. Hastanın kendini rahat hissetmesi hasta tedavisinde önemli bir noktadır. İranlı vatandaşlarımız Türkiye'ye gitmek, Türkiyeli dostlarımız da İran'a gelmek isterler. Sağlık turizmi alanında karşılıklı iş birliğinde ciddiyiz. Bu yönde komisyonlarımız var. Sağlık turizmi kabulü noktasında görüşmelerimiz var ve devam edecek. İran'da turistik çeşitlilik çok fazla. Komşumuz Türkiye'nin de bu alanda önemli tecrübeleri var. Bu artılarla ilgili iş birliği yaparak, tamamlayıcı bir sağlık turizmine gidilebilir. İran'ın sağlık turizmi sahasında daha ekonomik olduğunu söylemek mümkün. Karşılıklı iş birliğini arttıracak her adıma destek vereceğimizi belirteyim." dedi.

"Yeni yerleri, yeni insanları tanıyarak ruhumuzu genişletebiliriz"

Sempozyumun ev sahipliğini üstlenen İran Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı bünyesindeki Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanı Seyyid Taki Nurbahş da şunları söyledi:

"Sosyal Güvenlik Kurumu olarak sağlık alanında çalışıyoruz. Sağlık turizmi açısından uluslararası standartlarla hizmet vermek adına yola çıktık. Kurumumuza bağlı sağlık turizmi sahasında hizmet veren her işletme, uluslararası standartlar düzeyinde kaliteye sahip. Otellerimiz, sağlık hizmeti veren tesislerimiz, hastaneleremiz ve personelimiz donanımlı. Özellikle sınır bölgelerinde bu yönde ciddi çalışmalar yapıyoruz. Şunu unutmamak gerekir: Turizm başlı başına bir tedavidir. Sadece olayı fiziki tedavi olarak görmek değil, yeni yerleri, yeni insanları tanıyarak ruhumuzu genişletebiliriz. Tabi ki tedavi amaçlı yapılan turizmden bahsediyoruz. Bu alanda ülkemize gelen her turistin, her misafirimizin iyi bir konaklama yaparak, ülkemizde iyi bir ikametle, iyi ve sağlıklı bir tedaviyle ülkelerine gitmesini amaçlıyoruz."

Sağlık turizminin ikamet, yolculuk ve hastane gibi birbiriyle bağlantılı unsurlarının, yeni alanları açtığını sözlerine ekleyen Nurbahş, "Türkiye, dost ve kardeş bir ülke, komşu bir ülke. Turizm alanında çok değerli tecrübelere sahip. Sağlık turizminde de öyle. Ülkemizde bir dizi fırsatlar ve imkanlar var. Türkiye'de bir dizi imkanlar ve fırsatlar var. İlim ve hizmet sektörü açısından iş birliğini iki ülke halkına hizmet sunacak şekilde birbirini tamamlayıcı olarak görmek gerekir." ifadelerini kullandı.

"El-Kanun fi't-Tıb' kitabı asırlarca Avrupa ülkelerinde okutuldu"

Sağlık turizmi alanında faaliyet gösteren bir şirketin genel müdürü olan ve alternatif tıp alanında çalışmalarda bulunan Dr. Muhammed Penahi de "İran, sağlık alanında çok köklü bir tarihe, 7 bin yıllık tarihi geçmişe sahip. Sağlık bilgisi, tecrübesi var. İbn-i Sina'nın yazmış olduğu 'el-Kanun fi't-Tıb' adlı kitabı asırlarca Avrupa ülkelerinde okutuldu. Bu yönüyle ayrı bir zenginlik, ayrı bir kaynak. Ayrıca, sağlık sektörü alanında ekonomik. Altyapımızda ciddi ve güçlü iyileşmeler var. Techizatlı, donanımlı hastanelerimiz, kliniklerimiz, eğitimli ve tecrübeli personelimiz var. Komşu ülkelerle de ortak kültüre sahibiz." şeklinde konuştu.

"Bölge ülkelerinden bize müracaat eden hastalarımız var"

Ülkelerinin, göz, kulak, burun ve boğaz tedavisi ile estetik gibi alanlarda ileri düzeyde olduğunu ifade eden Penahi, sözlerini şöyle tamamladı:

"Alternatif tıp alanında da çok hizmetler veriyoruz. Bölge ülkelerinden bize müracaat eden hastalarımız var. Ülkemizde alternatif tıpla ilgili akademik düzeyde eğitim veriliyor. Araştırmalar akademik düzeyde gerçekleşiyor. Komşu ülkelerle alternatif tıp konusunda uyumlu bir kültüre sahibiz. Bazen bize müracaat eden komşu ülkelerin hastaları, bizden hacamat merkezinin yerini soruyorlar. İran, alternatif tıp ya da bitkisel tedavi, tüketilen bitkiler alanında da dünya genelinde ön sıralarda. Bu yöntemlerle tedavi uygulamaları yapıyoruz. Özel hastalarımız için ayrı tedavi yöntemlerimiz var. İran, kısırlık ve kök hücre tedavisinde de önemli bir yerde. İster alternatif, isterse modern tedavi yöntemleri olsun, İran olarak önemli bir yerimiz olduğunu biliyoruz."

"Türkiye ve İran el ele vererek çok değişik çalışmalar yapabilir"

Sempozyuma katılan Uluslararası Antalya Sağlık Turizmi ve Eğitim Derneği Başkanı Dr. Mehmet  Kanpolat ise Türkiye'nin, sağlık turizmi alanında ciddi anlamda mesafe kat ettiğini söyledi.

Kanpolat, "Genellikle diğer ülkelere gittiğimde kendimi biraz kasar ve gererim ama burada kendimi sanki uzun zamandır görmediğim bir kardeşimin evinde gibi hissettim. Gerçekten çok sıcak bir ortam. Biz İran'la çok güzel dostluklar ve iyi ilişkiler kurabiliriz. Bu toplantının çok üst seviyede olduğunu ve katılımın çok olduğunu gördüm. Dolayısıyla İran'ın sağlık turizmine olan sıcaklığı ve sempatisi açıkça bizi heyecanlandırdı. Böyle bir konuda Türkiye ve İran el ele vererek çok değişik çalışmalar yapabilir. İki gündür buradayız. İkili görüşmeler yaptık ve hastaneleri ziyaret ettik. Onlarla ön görüşmelerimiz oldu. İnanıyorum ki İran ve Türkiye kardeşliği ve dostluğu sağlık üzerinde çok ciddi mesafeler kat edecektir." dedi.

Türkiye'de sağlık turizminde gelinen noktada İran'la beraber iyi şeyler yapacaklarına inandıklarını dile getiren Kanpolat, şu ifadeleri kullandı:

"Türkiye, turizm anlamında dünyada sayılı ülkelerden biri. İran'daki arkadaşlara, 'Türkiye'den katılım nasıl? Ülkenizi ziyarete gelen turist sayısı ne kadar?' diye sordum. Çok düşük olduğunu söylediler. Açıkçası turizm anlamında İran'ın bizden biraz daha dezavantajlı olduğunu ve bunun aşılması gerektiğini düşünüyorum. Bugün iki hastaneyi ziyaret ettim. Hem İran hem Türkiye olarak asıl sorunumuzun tanıtım olduğunu düşünüyorum. Hastanelerimizin, donanımlarımızın, hekimlerimizin çok çok iyi noktada olduğunu düşünüyorum. Özellikle Avrupa'dan, Amerika'dan geriye kalır yanımız yok, ama maalesef tanıtımda biraz problemimiz var. Biz bu tanıtımları yaptığımız zaman dünyanın her bölgesinden gerek İran'a gerek Türkiye'ye hasta çekebiliriz diye düşünüyorum."

"Sağlık turizminin öneminin normal turzimden çok daha farklı olduğunu görmekteyiz"

Medikal turizm ile turizm sağlığının ayırt edilmesi gerektiğini sözlerine ekleyen Kanpolat, "Bir insanın, kendi ülkesinde bulunduğu yatağından başka bir ülkeye gidip, tedavi alıp yatağına dönene kadar olan sürece sağlık turizmi diyoruz. Turistin sağlığı ise ülkemize gelen bir insanın hastalanarak tedavi görmesidir. İkisi farklı şeylerdir. Dolayısıyla sağlık turizmi anlamında sadece hastane değil, diğer paydaşların da olduğunu görmekteyiz. Sağlık turizmi anlamında hekimlerimizin ve hastanelerimizin çok çok iyi olması bazen yetmeyecektir. Dolayısıyla seyahat acentelerinin olması, konaklama hizmetlerimizin olması gerekiyor. Mesela biz, Türkiye'de sağlık turizmi anlamında Alanya üniversiteleri ile görüşerek sağlık üniversitesi, sağlık turizmi enstitüsü elemanları yetiştirmek istiyoruz. Bu elemanlar, sertifikası olmakla beraber sağlık turizminden meslek edinecekler ve bu şekilde çalışacaklar. Dolayısıyla sağlık turizminin öneminin normal turzimden çok daha farklı olduğunu görmekteyiz." diye belirtti. (İLKHA)




















 

Bu haberler de ilginizi çekebilir