Basit Ruhlu İnsanların Eğlencesi ; Dedikodu
Tuba SAVRAN / DOĞRUHABER
Çok yaygın olan kalbî hastalıkların başında dedikodu yer almaktadır. Dedikodu, insan psikolojisinden aile saadetine varana dek müthiş bir yıkım gücüne sahiptir.
Hakikate gözlerimizi kapatıp bilinçli veya bilinçsiz bir şekilde, bazen dedikoducu bazen yardakçı sınıfına gireriz. Buna rağmen kimi zaman hakkında dedikodu yapılan..
Allah Resulü'nün ( s.a.v ) , dedikodu yapan sınıfı, miraç gecesinde bakır tırnaklarıyla yüzleri ve göğüslerini tırmalayan bir topluluk olarak gördüğünü hadislerde ( Ebu Davûd ) okumuştuk. "...Birbirlerinin kusurlarını ve mahremiyetini araştırmayın. Birbirinizin gıybetini yapmayın. Herhangi biriniz ölü kardeşinin etini yemekten hoşlanır mı? İşte bundan tiksindiniz!.."* ilahî ikazını unutup bu dehşet tabloya kendimizi de çizmekteyiz ne yazık ki..
Dedikoducu, bu tehlikeli eğlencesiyle dedikodunun konusuna dahil olmuş herkese zarar vermektedir. Fakat asıl zararı kendine olan öz saygıyı yitirmekle kendisine vermektedir. Böylelikle ruhunu basitleştiren dedikoducu, ruhsal sıkıntısını başkalarına zarar vermekle bastırmaya çalışır. Yaptığı bu ayıbı örtmek ve ne kadar haklı olduğunu ispat edebilmek için de saatlerce o kişi hakkında konuşur da durur zaman israfına aldırmadan…
Denilir ya, 'Başkalarını kötülemek için yapılan dedikodudan duyulan zevk, başkalarını düşürdüğümüz ölçüde kendimizi yükselttiğimizi sanmaktır.'
Konuya açıklık getireceğine inandığım bir anekdotta, " Bilge biri, hakkında dedikodu çıkaran kişiye 'Yaptığın dedikodularla sadece bana zarar vermiyorsun. Birçok insan bundan zarar görüyor' demiş. Adam 'Üzgünüm böyle olsun istememiştim. Tüm söylediklerimi geri alıyorum' diye karşılık vermiş. Bilge adam dedikoducudan kuştüyü yastık alıp köy meydanına gelmesini istemiş. Ertesi gün meydanda tepelik bir yerde buluşmuşlar. Bilge, adamın eline bir makas vermiş ve yastığı kesip içindeki tüyleri boşaltmasını istemiş. Yastıkta boşalan tüyler rüzgârla savrulmuş. Bilge, 'Şimdi tüylerin hepsini toplayıp bana getir' demiş. Adam bakakalmış ve 'Bu mümkün değil. Baksanıza bahçelerin en kuytu köşelerine kadar savruldular. Hangisinin nereye gittiğini bulmak zor ve toplamak imkansız' demiş. Bilge bu kez 'Tıpkı senin başkaları hakkında sarf ettiğin sözler gibi dağıldı. Yaptığın dedikodunun ne kadar uzak kuytulara ve köşelere gittiğini hangi zihinlerde ne gibi sonuçlara yol açtığını bilebilir misin?` demiş."
Başkaları hakkında sarf ettiğimiz cümlelerin dünyevî ve uhrevî zararını düşünerek bu alışkanlığımızdan vazgeçebilmek için gerekli adımları atmak zorundayız. Dua ile..
* Hucurat;12