Sünnet konusunda önce anne-baba telaşlı olmamalı
Sünnet konusunda çocuğun sakin kalmasında ailenin tutumu çok önemlidir. Aile sünnet hakkında hekimlerden bilgi edinmeli ve öncelikle kendi korkularını yatıştırmalı. Çocuğun sakin kalması onların sakin olmalarından geçiyor.
Mehmet Bozdaş/Doğruhaber
Çocuk Ergen Psikiyatri Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Mine Elagöz Yüksel, çocukların sünnet konusundaki korkularını yenmesinde ailenin tutumunun çok önemli olduğunu söyleyerek, Ailelerin sünnet hakkında hekimlerden bilgi edinmeleri ve öncelikle kendi korkularını yatıştırmaları gerektiğini belirtti.
ÖNCE ANNE-BABA KORKULARINI YATIŞTIRMALI
Ailelerin sünnetin nasıl bir işlem olduğu hakkında hekimlerinden bilgi edinmelerinin ve kendi korkularını yatıştırabilmelerinin önemli olduğunu ifade eden Yüksel, “Çocuğun sakin kalması, ailenin sakin olması ile bağlantılıdır. Bir- iki yaş arasında kısa açıklamalar yeterli olabilirken okul dönemi çocuklarına neden sünnet yapılacağı ve sünnet işlemi, doğru zamanda, öncelikle güvendiği aile yakını (tercihen baba) sonra hekimi tarafından anlayabileceği dilde anlatılmalıdır.” ifadelerini kullandı.
KORKUTUCU SÖYLEMLER DÜZELTİLMELİ
Çocuğa karşı destekleyici olunması gerektiğini vurgulayan Yüksel, “Çevreden duyduğu, örneğin pipisinin tamamen kesileceği, canının çok yanacağı gibi onu korkutmuş söylemler yatıştırıcı bir dille düzeltilmelidir. Sünnetin pipisinin ucundaki bir bölümün düzenlenmesiyle ilgili olduğu, tümden kesmenin söz konusu olmadığı, anestezi uygulanacağı ya da canının bir miktar acıyabileceği belirtilmelidir” diye konuştu.
3-6 YAŞ ARASINDA SÜNNET YAPILMAMALI
Yüksel, özellikle 3-6 yaş arasında sünnetten kaçınılması gerektiğini ama Sünnetin tıbben zorunluluk olduğu hekim tarafından bildiriliyorsa çocuğun yaşı kaç olursa olsun yapılması gerektiğini belirterek şöyle konuştu: “Sünnet tıbben zorunluluk olduğu hekim tarafından bildiriliyorsa çocuğun yaşı kaç olursa olsun yapılmalıdır. Böyle bir zorunluluğun olmadığı hallerde çocukları sünnet etmek için 2 ideal zaman bulunmaktadır. Bu dönemler yenidoğan dönemi (özellikle ilk 3 hafta) ya da 6-10 yaş arasıdır. Özellikle 3-6 yaş arası sünnetten kaçınılmalıdır. 3-6 yaş arası çocukta kastrasyon anksiyetesi olarak adlandırılan kendisine ceza verilmesi amacıyla pipisinin kesilmesi endişesi bulunmaktadır. Aynı zamanda bu dönem beden bütünlüğünün önem kazandığı, korkuların yoğun yaşandığı, küçük yaralanmaların abartılabileceği bir dönemdir. Yine 10 yaş sonrası ergenliğe adım atan çocuğa sünnet yapılması tavsiye edilmemektedir. 6 yaş sonrası yapılacak sünnetler, eğlenceli törenler ve hediyelerin çocuğun kaygısını azaltmakta faydalı olabileceği nedeniyle toplumumuzda tercih edilmektedir.”
SÜNNET ÇOCUKLARI NASIL ETKİLER?
Sünnetin dinimizce ve sağlık açısından önerilen bir işlem olduğunu ifade eden Yüksel, sünnetin yapılma zamanı, anlatılış şekli ve yapılış koşulları uygun olduğu sürece çocuğun ruhsal gelişiminin olumsuz etkilenmesinin azalacağını belirterek sözlerine şöyle son verdi: “Kaç yaşında olursa olsun sünnet çocuk için korku duyulan bir girişimdir. Yeni doğan bebeklerin acı duymadığı düşüncesinin son zamanlarda yapılan çalışmalarla doğruyu yansıtmadığı görülmüştür. Birtakım çalışmalarda yenidoğan bebeklerin sünnet esnasında, kalp atım hızlarının normalin üstüne çıktığı, salınan kortizol miktarının arttığı bildirilmiştir. Küçük çocuklar sünnet işlemini vücutlarına zarar verecek bir işlem olarak görebilir ve işlem sonrası kâbuslar, öfke atakları, utanç, kekemelik gibi belirtiler yaşayabilirler. Sünnetin uzun dönem etkileri ise net bilinmemektedir. Ancak iki yaşından önce ya da altı yaşından sonra, çocuğun ruhsal ve fiziksel olarak hazırlandığı, uygun şartlarda yapılan sünnet işleminin, ruhsal açıdan büyük sorunlar oluşturmadığı varsayılmaktadır.”