• DOLAR 34.587
  • EURO 36.407
  • ALTIN 2917.972
  • ...
Zorunlu Eğitimin Hükmü…
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

Eskiden Müslümanlar arasında şöyle bir soru sık sorulurdu: - Dinimizde şu veya bu var mıdır? Ya da şu veya bu, şeran caiz midir? Çünkü o zaman Müslümanlar henüz dini referans almaktan uzaklaşmamışlardı. Bu referans terk edileli çok oldu. Müslümanların yeni referansları maalesef şimdilerde DEMOKRASİ oldu.

Dinin referans alındığı dönemlerde bir konunun caiz olup olmadığını öğrenmek kolaydı. Bir âlime gidilip şer’i delilleri ile sorunun cevabı alınabiliyordu. Referans Demokrasi olunca, aynı kolaylıkla sorularımıza cevap bulamıyoruz. Çünkü demokrasinin üzerinde ittifak edilen bir kitabı yok. Yani kısaca yeni din, kitapsız bir din. O kadar kitapsız ki, bir mesele demokrasiye göre hem helal hem haram hem yasak hem de caiz olabiliyor. Öyle ki krallıklardan beter vesayet rejimleri, askeri diktatörlükler demokrasinin önüne “militan” kelimesi getirilerek demokratlaştırılabiliyor. Mesela Ergenekoncuların hâkim olduğu yönetim de demokrattı, şimdiki yönetim de. Sadece isimleri farklı idi. Öncekinin adı “militan demokrasi”, şimdikinin adı “ileri demokrasi” Mesela Afganistan demokratik bir ülke, ancak Suriye değil. Çünkü Afganistan’da sivilleri kadın ve çocukları öldürenler ABD, İngiliz, Fransız gibi demokrat ülkelerin askerleri, Suriye’de öldürülenlerin katilleri bu ülkelerin askerleri değil.

Bu girişten sonra asıl meseleye geçelim. Gündemde zorunlu eğitimin 4+4+4=12 yıla çıkartılması var. Şimdi dinimizde zorunlu eğitim var mı? Varsa süresi ne kadardır. Çoğunuzun aklına “beşikten mezara kadar ilim” hadisi şerifinin geldiğine inanıyorum. İslam’ın ilk emrinin “oku” olduğunu bilmeyen yok gibidir. Bir emir, Kitap ve sünnet ile sabit ise artık zorunluluğu da tartışılamaz. İslam, cehaleti en büyük düşmanlarından biri sayar. O halde İslam karşıtlarının bu düzenlemeye itiraz ederken kızların eve kapatılacağına dair itirazlarının sebebi ve anlamı nedir?

Öncelikle böyle bir endişeleri yerindedir. Bunu baştan teslim etmek gerekir. Çünkü onlar da biliyorlar ki Müslümanlar şimdiki eğitim sürecini eğitimden saymıyorlar. Sonucunda Rabbini hakkıyla öğretmeyen ilim, ilim değildir. Amacı meşru olmayan süreçlere eğitim denilse de makbul ve meşru bir eğitimden söz edilemez. Söz gelimi hırsızlık da bir eğitimi gerektirir. Nitekim büyük hırsızlar, dolandırıcılar, hortumcular en az lisans düzeyinde eğitim almış insanlardan çıkmaktadır. Bu durum bir tesadüf değildir. İnsanların bu okullardan kaçması belki de çocuklarının cehalet eğitimi almasından korkmaları sebebiyledir. Müslümanların çocukları ancak onların istediği süreçten geçirtilerek ecdadına küfreder hale getirilebiliyorlar. Bu yüzden Müslümanlardan kızlar için “ilim farz, mektep haram” diyenler olduğu gibi erkekler için de “ilim farz, mektep tahrimen mekruh” diyenler var. Çünkü erkeğin aile geçimi için diplomaya ihtiyacı vardır.

Okulu, Müslümanları İslam ahlakından uzaklaştırma, İslami toplumu yozlaştırma vasıtası olarak görenler, şuurlu Müslümanların bu tuzağa düşmemesinden endişe ediyorlar. Bu gün ‘aman kızları okula gönderin, eve kapatmayın, cahil kalmasınlar’ diyenler, İslam ahlakına ve müfredatına uygun okulların olduğu bir zaman ve zeminde eminim ki önce kızlarını okullara göndermekten kaçacaklardır.

Bu yeni kanun teklifi yeterli midir? Kuşkusuz hayır. Biz eğitim sisteminin temel amacının fertleri yaratılış gayelerine uygun olarak Allah’a (cc) iyi kullar yetiştirmek olarak düzenlenmesini isteriz. Bizim arzuladığımız eğitim sisteminde her birey istisnasız, ya öğretendir, ya öğrenen. İyiliği emretmek kötülükten men etmekle yükümlü fertler, iyilik ve kötülüğün ne olduğunu çok iyi bilmek zorundadırlar. Bu da, sınırsız zorunlu eğitim sürecine tabi olmayı gerektirir.

Vesselam.

Av. Emin Güneş / doğruhaber

Bu haberler de ilginizi çekebilir