• DOLAR 34.423
  • EURO 36.34
  • ALTIN 2840.305
  • ...
Namaz ve Sabır
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 
“Süre uzayıp yük ağırlaştığında azık ve yardım yoksa bazen sabır – ibadetlere devamda sabır, zaferin gecikmesinde sabır, yolun uzunluğuna sabır, batılın şişip büyümesine sabır, yardımcıların azlığına sabır, dikenli yolun uzunluğuna sabır, nefislerin yan çizişine, kalplerin batıla meyilliğine, inatçıların kafasızlığına ve yüz çevirmelerin acısına sabır – azalır veya tamamen tükenir. O yüzden sabırla birlikte namaz zikredilmiştir. Çünkü namaz; kurumayan bir pınar ve tükenmeyen bir azıktır.
 
Namaz, enerjiyi yenileyen pınar ve kalbe gıda veren azıktır. Böylece sabır bağı kopmaz, uzar. Sonra namaz sabra; Allah’ın rızasını, sevinç, gönül rahatlığı, güven ve yakin ekler.
 
Zayıf ve sınırlı güce sahip yani insanın; zorluklar o sınırlı gücünü aştığı, görünür görünmez şer güçlerle karşı karşıya geldiği, arzu ve şehvetlerini defederken doğru yol üzere kalma mücadelesinde yorulduğunu, tuğyan ve taşkınlıklarla –ki bu çok güçtür- mücadele ona ağır geldiği, mesafe uzadıkça uzadığı, sınırlı ömründe yolu meşakkatli ve uzak hissedip sonra baktığında, ömrünün sonlarına geldiği şu vakitte hiçbir şey elde edemediğini, ömür güneşi batmaya yaklaştığı şu vakitte hiçbir şeye ulaşamadığını düşündüğünde, kötülüklerin kabarıp iyiliklerin cılızlaştığını gördüğünde, şafakta hiçbir ışık, yolda hiçbir işaret göremediği vakit... İşte o vakit, bu zayıf ve fani insanın Allah ile bağ kurması kaçınılmaz olur. Namazın değeri, işte burada ortaya çıkar.
 
Namaz; fani insanla, baki Mevlası arasındaki direkt bağdır.
 
Namaz; azalmayan pınarda buluşma için belirlenmiş ve seçilmiş bir randevudur.
Namaz; zengin eden ve taştan büyük hazinenin anahtarıdır.
 
Namaz; küçük yerküre gerçeği sınırlarından, büyük kainat gerçeği sahasına sıçrayıştır.
Namaz; ruhtur, şebnemdir ve öğle sıcağındaki gölgedir.
 
Namaz; yorgun ve bitkin kalbe şefkatli bir dokunuştur.
 
Namaz; yolun azığı, ruhun desteği ve kalbin cilasıdır.
 
Yüce Allah, Muhammed’i (s.a.v.) ağır, zor ve büyük bir göreve çağırdığında Ona (s.a.v.) şöyle seslenmiştir. “Ey örtüsüne bürünen! Birazı dışında gecede kıyam et. Yarısını veya ondan (yarısından) biraz eksilt. Veya ondan (yarısından) artır. Ve Kur’an’ı yavaş yavaş ve düşünerek oku. Çünkü Biz Sana ağır bir yük (Kur’an veya İslam davasını) yükleyeceğiz” (Müzzemmil: 1-5)
 
Evet, ağır söze, meşakkatli mükellefiyete ve büyük role hazırlık; geceyi ihya etmek ve Kur’an’ı yavaş yavaş ve düşünerek okumakla oluyordu. Çünkü bu kalbi açan, bağı sağlamlaştıran, işi kolaylaştıran, nur saçan, teselli, rahatlık ve gönül huzuru fışkırtan bir ibadettir. O yüzden  Yüce Allah burada mü’minleri, büyük zorlukların eşiğinde oldukları bu halde sabra ve namaza yöneltmektedir.
 
SEYYİD KUTUP
 

 

Bu haberler de ilginizi çekebilir