Hoşap Kalesi'nde Osmanlı bulgularına ulaşıldı
Van'ın Gürpınar ilçesinde bulunan Hoşap Kalesi'nde devam eden kazı çalışmalarında, Osmanlı döneminde yapıldığını gösteren bulgulara ulaşıldı.
Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi (YYÜ) Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Mehmet Top başkanlığında Gürpınar ilçesindeki Hoşap Kalesi'nde devam eden kazı çalışmalarında elde edilen yeni bulgular tarihe ışık tutuyor.
Bu yılki kazı çalışmalarında Osmanlı'ya bağlı olarak yaşamlarını sürdüren Mahmudi beylerine ait olduğu belirtilen alçı süslemeden oluşan bulgularla karşılaştıklarını ifade eden Top, Van'ın 3 katmanlı bir yapıya sahip olduğunu; en alt katmanında çok tanrılı inanç sistemine ait medeniyetlerin, bir üst katmanında Hristiyanların, en üst katmanında ise Selçuklularla birlikte gelen İslam medeniyeti ve mimarisinin ağırlık gösterdiğini bildirdi.
Yapılan kazı çalışmalarını yerinde inceleyen YYÜ Rektörü Prof. Dr. Peyami Battal, Top'tan devam eden kazı çalışmaları hakkında bilgi aldı.
Kaledeki kazı çalışmaları sonucu ulaşılan yeni bulguları inceleyen Battal, daha sonra kaleyi gezdi. Burada gazetecilere açıklamalarda bulunan Battal, "Hoşap Kalesi'nde yapılan kazılarda ortaya çıkarılan unsurları, kalenin haşmetli yapısını ortaya koyan ana noktalarını hep birlikte müşahede ettik. 2007 yılında başlayan bu kazı hâlâ devam ediyor. Her yıl yeni unsurlara, yeni bilgilere ulaşılıyor. Dolayısıyla bundan sonraki süreçte de inşallah bu kazılarla burada yeni unsurlar ortaya çıkarılacak. Kazı çalışmalarını sürdüren Yrd. Doç. Dr. Mehmet Top ve ekibini tebrik ediyorum." dedi.
"Kalenin turizme açılması gerekiyor"
Hoşap Kalesi'nin çok özellikler taşıdığını ve turizme açılması gerektiğini dile getiren Battal, şunları söyledi: "Her buldukları numuneyi çok iyi ve çok titiz bir şekilde değerlendirerek, bunu tarihi bekraundunda açıklığa kavuşturuyorlar. Özelikle Hoşap Kalesi gibi bu kadar güzel bir kalenin turizme çok etkin bir şekilde açılması gerekiyor. Bununla ilgili inşallah tanıtımlar çok daha etkin yapılmak suretiyle dünya turizmine, uluslararası ve ulusal turizmine açılması gerektiği kanaatindeyiz. Girişinde gördüğümüz gibi şu anda hiçbir tarihi yapıda olmayan giriş kapısından tutun bütün ayrıntıları çok özel bir titizlikle yapılmış, çok özellikler taşıyan bir kale burası. Bunlar iyi bir şekilde tanıtıldığında Hoşap Kalesi turizme etkin bir şekilde kazandırılmış olacak."
"Hoşap Kalesi Van'ın en önemli tarihsel mekânlarından bir tanesidir"
Daha sonra bilgilendirme yapan Yrd. Doç. Dr. Top, "Bizim burayla tanışmamız 1992 yılında master çalışması ile başladı. Daha sonra bu çalışmamız Hoşap'taki Mahmudi beylerine ait mimari eserler diye Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından kitaplaştırıldı ve kalenin önemi biraz daha öne çıkmış oldu. Tabi, o dönemde kazı çalışmaları yapılmadığı için biz yüzeysel olarak bazı tanımlamalar yaptık. 2007 yılından itibaren Kültür ve Turizm Bakanlığına verdiğimiz proje ile başkanlığımda burada kazı çalışmaları başlattık ve bu çalışmalar devam ediyor. Başta Kültür ve Turizm Bakanlığı, Yüzüncü Yıl Üniversitesi, yerelde Gürpınar Kaymakamlığı ve belediyesinin verdiği destekler ile bu çalışmaları sürdürüyoruz. Ekibimiz ve öğrencilerimiz her sene özverili bir şekilde burada çalışmalara katkı veriyorlar." ifadelerini kullandı.
"Burada Osmanlı dönemine ait bulgularla karşılaştık"
Bu yıl yaptıkları kazı çalışmalarında kalenin 6 uçtaki burcun içerisindeki zeminine indiklerini ve burada Osmanlı dönemine ait bulgularla karşılaştıklarını ifade eden Top, "Kalenin mimarisine bir bakacak olursak genelde topografyaya uydurulmuş 4 katmanlı bir mimari özellik taşıyor. En üst kesimde seyir köşkü diye tanımadığımız, içerisinde hamam yapısı, kuş evi ve diğer yapıların yer aldığı bir birim yer alıyor. Bunun hemen altında harem mekânı bulunuyor. Doğu-batı mekânları olarak içinde birçok alan bulunuyor. Bu da oldukça özelliklidir. Bir altındaki bölümde yani kazı alanımızda hamam yapıları, mutfak birimleri ve özellikle servis mekânlarının ortaya çıktığı bir alan var. Kalenin en altındaki batı kesiminde ise 2016 yılından itibaren çalışmalara başladık. Burada mescit bölümü ile daha çok beyin misafirlerini ağırladığı mimari mekânlar bulunuyor. Bu sene burada yaptığımız çalışmalarda da 6 uçtaki burcun içerisindeki zeminine indik. Burada Osmanlı dönemine ait bulgularla karşılaştık. Urartu bulguları bu zeminde var. Bunlar genellikle kalede kullanılan alçı süslemeden oluşuyor. Bu kalenin altının 17'nci yüzyıllarda büyük bir estetik değere sahip olduğunu ve burada yaşayan Mahmudi beylerinin burada yüksek kalitede bir yaşam oluşturduklarını görebiliyoruz." şeklinde konuştu.
"Hoşap Kalesi çok daha iyi yerlere gelebilecek"
Osmanlı'ya bağlı olarak yaşamlarını sürdüren Mahmudi beylerinin, 19'uncu yüzyılın ortalarından itibaren Hoşap Kalesi'ni terk ettiklerini söyleyen Top, kalenin bu tarihi özelliğiyle çok iyi yerlere gelebileceğini dile getirdi.
Top, "Burada medreseler var. Şu anda kazı evi olarak kullandığımız bir mekân var. Bunun da bir kültür merkezi olarak üniversite ve yerel birimler birlikte bir proje ile dönüştürülürse Hoşap Kalesi'nin çok daha iyi yerlere gelebileceğini düşünüyorum. Burası bir Osmanlı dönemi kalesidir. Çavuştepe Kalesi nasıl bir Urartu dönemi kalesiyse, Hoşap Kalesi temelden en üst birimine kadar bir Osmanlı kalesi olarak dikkatimizi çekiyor. Burada yaşayan yerel Mahmudi beyleri burada Osmanlı'ya bağlı olarak yaşamlarını sürdürmüşler. 19'uncu yüzyılın ortalarından itibaren kale terk edilmiş ve Cumhuriyet dönemine bu şekilde intikal etmiş. 1979'dan itibaren kalede birtakım koruma çalışmaları başlamış. 2007 yılından bu yana da biz burada çalışmalarımızı sürdürüyoruz." dedi.
Van Kalesi, eski Van şehri ve Hoşap Kalesi'nde Osmanlı arkeolojisi yaptıklarını dile getiren Top, sözlerini şöyle tamamladı: "Hem Van Kalesi ve eski Van şehrinde hem de Hoşap Kalesi'nde Osmanlı arkeolojisi yapıyoruz. Bu, başlı başına bir öneme sahip. Tarihsel olarak Hoşap Kalesi'ni ele aldığımızda, milattan önce 10 binlere kadar giden tarihsel bir geçmiş var. Türkiye genelinde, Van özelinde 3 katmanlı bir yapıya sahip olduğunu düşünüyorum. Bunun alt katmanında pagan olan yani çok tanrılı inanç sistemine ait medeniyetler var. Mesela Urartu medeniyeti gibi. Onun üzerinde Orta Çağ'da burada yoğun bir biçimde Hristiyanlık var. İşte bu bölgede Akdamar Adası, Meryem Ana Manastırı gibi birçok örneği var. En üst kesimde de Selçuklularla birlikte burada İslam medeniyeti ve mimarisi ağırlıklı olarak görünüyor. Bu da Hoşap'taki İslam medeniyetinin unsurlarını üzerinde barındıran bir yer olma özelliğine sahiptir." (Yılmaz Sönmez - İLKHA)