"Hoşça kal' demeyi öğrenmeyen çocuk kreşe gitmemeli"
Kreşe başlama yaşının belirlenmesi yönünde ailelere tavsiyelerde bulunan uzmanlar, "Hoşça kal" demeyi öğrenmeyen çocuğun kreşe gitmemesi gerektiğini belirtiyor.
Çocukların gelişimini fiziksel, zihinsel, duygusal, ruhsal ve toplumsal alanlarda takip etmek gerektiğini belirten Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Seydi Battal Gölgeli, çocukların her geçen yıl farklılaşan becerileri ve yaşantılarının bu alanlara göre ele alınmasının önemli olduğunu söyledi.
Kreşe başlama yaşının belirlenmesi yönünde ailelere tavsiyelerde bulunan Gölgeli, büyüyüp geliştikçe toplumsal hayatın içinde daha çok yer edinmeye başlayan çocuklar için okul öncesi eğitim sürecinin önemli ve değerli bir aşama olduğunu bildirdi.
Çocukların toplum hayatına alışmaları, paylaşmayı öğrenmeleri, becerilerini geliştirirerek okul eğitimine hazır hale gelmeleri ve okulda uyum sorunu yaşamamaları amacıyla okul öncesi eğitime başlatıldığını ifade eden Gölgeli, son 10 yıl içinde okul öncesi eğitim kurumlarına, pedagojik nedenlerle olduğu kadar ekonomik nedenlerle de daha fazla gerek duyulmaya başlandığını kaydetti.
Kreşe başlayacak çocuklarda olması gereken özellikler, yaş sınırı ve dikkat edilmesi gereken konular hakkında Gölgeli, "Olağanüstü bir durum söz konusu değilse; çocukları 2,5-3 yaşından önce aile ortamından ayırmamalı ve okul öncesi kuruluşlara kaydettirme kararı aceleyle verilmemelidir. Çünkü böyle yeni ve kalabalık bir hayata henüz hazır olmayan küçük bir çocuğun ihtiyacı öncelikle kreş ortamı değil, aile ortamıdır. Yeterli fiziksel, zihinsel, duygusal, ruhsal ve toplumsal olgunluk kazanmadan kreşe gönderilen çocuk zarar görebilir ve bu zararlı tercihin izleri yıllarca onu olumsuz şekilde etkilemeye devam edebilir. Bu yüzden çocuğun kreşe gönderilebilecek olgunlukta olması gerekir." dedi.
Çocukların gelişiminin takip edilmesi gerektiğini belirten Gölgeli, "Bir diğer açıdan, çocuğunuz 2,5-3 yaşına geldiği halde yaşına uygun becerileri sergileyemiyorsa ve yaşına uygun olgunluğa ulaşamamışsa bunun nedenlerinin araştırılması ve değerlendirilmesi önemlidir. Örneğin kabaca, kendini neden ifade edemediğinin araştırılması, anneden ayrılmakta ne derece güçlük yaşadığının anlaşılması ve anne-baba tutumlarının değerlendirilmesi gerekebilir. Gelişim geriliği gösterdiği belirlenen çocukların en hızlı şekilde doğru ve etkili özel eğitim olanaklarından yararlandırılması uygun olur." ifadelerini kullandı.
Gölgeli, kreşe gönderilecek çocuklarda öncelikle bilinçsel ve fiziksel açıdan olması gereken özellikleri şu şekilde sıraladı:
- "Hoşça kal" diyebilmeli: Kreş çocuğunun derin bir kaygıya ve endişeye kapılmaksızın anne-babasına veya bakıcısına "Güle güle" veya "Hoşça kal" diyebilmesi, yani onlardan ayrılabilmeye hazır olması beklenir. Elbette kreşin ilk günlerinde biraz huzursuz olabilirler. Yalnız gün boyunca ağlayan bir çocuk kreş hayatına henüz hazır olmayabilir.
- Başından geçenleri anlatabilmeli: Kreş çocuğunun anne-babasından uzaktayken yaşadığı önemli gelişmeleri ve kendisine yapılan yanlış davranışları ayrıntılarıyla olmasa bile ana hatlarıyla anne-babasına aktarabilmesi gerekir. "O beni dövdü.", "Öğretmen bana kızdı.", "Teyze yemek vermedi." ve "Okulda üşüdüm." gibi. Bu özellik Türkiye'deki çok yetersiz bazı kreş ortamları düşünüldüğü zaman özel bir önem kazanmaktadır.
- Tuvalet ihtiyacını söylemeli: Kreş çocuğunun çişinin ve kakasının geldiğini söyleyebilmesi veya hiç olmazsa "Çişimi yaptım.", "Kakamı yaptım." diyebilmesi beklenir. Ayrıca temel istek ve ihtiyaçlarını ve duygularını ifade edebilmesi beklenir. "Acıktım.", "Su istiyorum.", "Karnım ağrıyor." gibi çok basit ihtiyaçlarını sözlü olarak anlatamayan bir çocuk kreşe gönderilirse sıkıntı yaşayabilir.
- Yemeğini kendi yemeli: Kreş çocuğunun yemeğini kendi başına yiyebilecek durumda olması beklenir.
- Yeni arkadaşlar istemeli: Kreş çocuğu kendi başına arkadaşlık kurabilecek kadar başarılı olamayabilir ama çocuğun kreşe gitmeye ve yeni arkadaşlar edinmeye istekli olması gerekir.
- Uzun süre uykuya ihtiyaç duymamalı: Kreş çocuğunun beden gücünün ve enerjisinin fazla olması gerekir. Bu konuda bir ipucu olarak çocuğunuzun uyku düzenini gözden geçirebilirsiniz. Öğleden önce ve öğleden sonra uzun süre uyumaya ihtiyaç duyan bir çocuk, kreş hayatına ve programına henüz hazır olmayabilir.
- Etkinlik seçebilmeli: Kreş çocuğunun, öğretmen yardımı olmaksızın bir etkinlik seçecek kadar bağımsız olması gerekir. Katıldığı etkinliği 10-20 dakika süreyle başarıyla devam ettirebilmesi beklenir.
- Dikkatini toplayabilmeli: Kreş çocuğunun, çoğunlukla dikkati dağılmaksızın kurallara uyabilmesi ve verilen görevlere odaklanabilmesi gerekir. Örneğin resimli bir kitap okunurken kitaba dikkatini verebilecek bir düzeyde olması beklenir.
- Oyuncaklarını paylaşabilmeli: Kreş çocuğunun diğer çocukların da duygu ve düşüncelerinin olduğunu bilebilmesi, onları anlayabilmesi, sıraya girmeyi bilmesi ve oyuncakları paylaşmaya hazır olması beklenir.
- Ailesinden birkaç saat uzak kalabilmeli: Kreş çocuğunun anne-babasından birkaç saat uzak kalabilmesi ve kendi kendine bir şeyler yapmaktan hoşlanması beklenir.
- 5'e kadar sayabilmeli: Kreş çocuğunun bazı şekilleri tanıması, bazı renkleri bilmesi, 5'e kadar sayabilmesi, düşüncelerini ve ihtiyaçlarını basit sözlerle ifade edebilmesi, adını eksiksiz olarak söyleyebilmesi, boya kalemi ve kurşun kalem kullanabilmesi beklenir.
- Üç tekerlekli bisiklete binebilmeli: Kreş çocuğunun yeteri kadar dayanıklı ve dengesinin gelişmiş olması gerekir. Yerinde zıplayabilmeli, tek ayak üzerinde durabilmeli, koşabilmeli, topa tekme atabilmeli, çevresinden dolaşarak engelleri geçebilmeli ve 3 tekerlekli bisiklete binebilmelidir.
Son olarak Gölgeli, "Küçük bir çocuk henüz hazır olup olmadığı değerlendirilmeden kreşe gönderilirse psikolojik ve topluma uyum sağlama konusunda birtakım sorunlarla karşılaşılması kaçınılmazdır. Sonradan yanlışlık fark edilerek hatadan dönülse bile olumsuz etkileri tamamen silinemeyebilir. Bu yüzden 3 yaşından küçük çocuğunuzu okul öncesi eğitime başlatmadan önce kreş hayatına hazır olup olmadığının değerlendirilmesi için çocuğunuzun doktorunun veya bir çocuk psikoloğunun görüşlerine başvurmanız çok uygun ve yol gösterici olacaktır. Erken kreşe gönderilen çocukların yaşama ihtimali olduğu sorunlardan bazıları şunlardır: Çocuk anne-babasının kendisini ihmal ettiğini, evden uzaklaştırdığını ve hatta cezalandırdığını bile düşünebilir. Dinleme becerileri tam gelişmemiş olabileceği için öğretmenin talimatlarına ve sınıfın kurallarına uyamayabilir. Özgüvenini yitirebilir. Eğitimden soğuyabilir. İleriki eğitim hayatında çok başarılı olamayabilir. Topluma ve eğitim kuruluşlarına karşı şüphe, endişe ve hatta korku gelişebilir. Ruhsal yapısı olumsuz etkilenebilir. Hatta çok hırçın veya çok pısırık hale gelebilir. Kişilik yapısı olumsuz etkilenebilir." şeklinde konuştu. (İLKHA)