İLAHÎ LÜTUFLAR -1
İrem Gültekin / Doğruhaber
Bismillah
Allah`tan (cc) yardım isteyerek yazmaya başlıyoruz. Bu yazı dizimizde mazlum bir coğrafyada kardeşlerimizin yaşadığı sıkıntılar, çektiği acılar sonrası Allah`ın gelen yardımlarına yer vereceğiz.
Bu yazacaklarımız bir senaryo değil, bir hikâye hiç değil. Bire bir yaşamışların anlattıklarından alınmıştır. Mazlum coğrafyadaki kardeşlerimizin yaşadıkları ve gördüklerini yazdıkça bugünlere hangi acılar ve Allah`ın hangi yardımları ile ulaşıldığı daha iyi anlaşılmış olacak. Bunların anlatılmaması halinde gelecek nesillerin bundan bihaber yaşamasının acısını toplum olarak yine hepimiz çekeceğiz.
‘Gerçek şu ki göklerin ve yerin mülkü Allah`ındır. Diriltir ve öldürür, sizin Allah`tan başka veliniz ve yardımcınız yoktur.` (Tevbe Suresi 116)
Allah`ın dinine hizmet için yola koyulmuştuk. Camiye gitmiş, kendimizi, ailemizi ve toplumu ıslah etmek için canımız pahasına gece gündüz Allah yolunda çalışıyorduk. Bu çalışmalarımızdan rahatsız olanlar da boş durmamışlardı. Biz de birçok kardeşimiz gibi hiçbir sebep olmadan zalimlerin hışmına uğramış ve zindana atılmıştık.
Bizde zindan Yusuf`un mekânı olarak anılır. Binlerce kardeşimiz Yusuf`un mekânında yıllarca kaldı bazıları ise hala orda. Bu mekânlar yokluk, hasret ve samimi dostluklar kazanma yerleridir. Bu yokluklar içinde Rabbimizin yardımlarına birçok kez şahit olduk.
Yıl 1998… Yer: Elazığ E Tipi Kapalı Cezaevi
Zindanda sıcak su bulmak büyük bir problem idi. Haftanın belli saatlerinde ancak sıcak su verilirdi. Acil ihtiyaçlarımız için kendimize bir kablo temin edip ucuna da bir taş ve ince bir tel dolardık. Böylelikle suyu ısıtırdık. Ancak bu, cezaevi idaresince yasaktı. Başka da çaremiz yoktu.
Bir gün koğuşlarımıza idare ve asker eşliğinde aramaya gelindi. Ne yazık ki kendimize yapmış olduğumuz su ısıtıcısını bulup gözlerimizin önünde alıp götürmüşlerdi. Bir şey yapamadık çünkü mahkûm idik.
Şimdi hepimiz elimizden su ısıtıcımız alındıktan sonra nasıl sıcak su temin ederiz diye üzüntüye kapılmıştık. Bu üzüntülü halimle zindanın havalandırmasına çıkmıştım. Mahzun mahzun otururken bir an üstümüzden uçan bir karganın gak sesiyle irkildim. Bu sesle beraber havalandırmaya bir şeyin düştüğünü fark ettim. Başımı kaldırınca gözlerime inanamadım. Gözlerimi bir daha ovup yerdeki cisme baktım. Karga havalandırmamıza uzunca bir kablo bırakıvermişti. Hayretler içinde gidip kabloyu aldım, koğuşa elimde kablo ile girdiğimi gören diğer kardeşlerim şok olmuşlardı.
Bu apaçık biz mazlumlara Rabbimizin bir tesellisi idi. O`na (cc) hamd ediyor bizi yalnız bırakmadığı için şükrediyoruz.
(Dua Yayıncılıktan çıkan, Ömer Saruhan`ın İlahi Armağanlar kitabından derlenmiştir)