Ata mesleğini kuşaktan kuşağa aktarıyorlar
Gaziantep`te dedesi ve babasının ardından fırın küreği imalatını devralan Mehmet Ali Nacaroğlu, yaklaşık 40 yıldır severek yaptığı bu mesleğin unutulmaması için çocuklarına ve torunlarına da öğrettiğini söyledi.
Gaziantep'te fırın küreği imalatını 3'üncü kuşak olarak devralan Mehmet Ali Nacaroğlu, yaklaşık 40 yıldır devam ettirdiği ata mesleğini oğlu ile torunlarına da öğrettiğini söyledi.
Gaziantep'te yarım asrı aşkındır 25 metrekarelik atölyede, gürgen ağacından fırın küreği imalatı yapan 68 yaşındaki Mehmet Ali Nacaroğlu, küçük yaşta babasından öğrendiği ata mesleğini ilerlemiş yaşına rağmen halen sürdürüyor.
Ağaçların usta ellerde işlenerek şekle büründüğü Nacaroğlu ailesine ait fırın küreği imalathanesi asırlardır dededen toruna bir altın bilezik olarak miras kalıyor.
Avrupa ülkeleri başta olmak üzere Türkiye'deki pide fırınları, baklavacı ve pizzacıların kürek ihtiyacını karşılayan Nacaroğlu, babasından öğrendiği mesleğini devam ettirdiğini söyleyen, bu mesleği oğlu ile torunlara aktardığını kaydetti.
İsmet Paşa Mahallesi'nde fırın küreği imal eden Nacaroğlu, mesleğini sevdiğini ve bu meslekte çalışarak huzur bulduğunu belirterek, "Bizden sonra da inşallah çocuklarımız ve torunlarımız devam ettirirler. Ben de bu mesleği 1965 yılında babamdan öğrendim. Babamın da babası aynı mesleği yapardı. Bizden sonra çocuklarımız yapacaklar. Şu anda da zaten birlikte çalışıyoruz." dedi.
Nacaroğlu, sözlerine şöyle devam etti: "Baba mesleği olduğu için çocuk yaşta bu mesleğe başladım. İlkokula giderken hem okula gider hem babamın yanına gelir çırak olarak çalışırdım. Bu şekilde bu mesleği öğrendik. Antep dışında bu mesleği yapan var. Ancak bu meslek Antep'te daha yoğundur. Çünkü sanat olarak Antep'in sanatı daha üstündür. Mesleği öğrenmem 5-6 yılı buldu. O tarihten bu yana da 35-40 seneden beri mesleğime devam ediyorum. Ben aslında mobilyacıydım. Mobilyacılıktan tekrar bu mesleğe döndüm. Bir fiil olarak 35 seneden beri bu mesleği yapmaktayım."
Nacaroğlu, 68 yaşında olmasına rağmen dinç kalmasını çalışmaya bağladığını belirterek, "Çalıştığım müddetçe çok mutluyum. Bizim için iş her şey demek. Eve kapandığım zaman o gün benim için zindandır. Kişi kendi evinde her ne kadar mutlu olsa da iş yerinde çalışmak başkadır. Çalışmak kişiyi rahatlatır. Ben burada çalışmakla enerji sarf ediyorum. Aynı zamanda da enerji elde ediyorum. Bir kişi emekli olduğunda iş yapmazsa çöker." ifadelerini kullandı.
Bin bir emek ile hazırladığı kürekleri Avrupa ülkeleri başta olmak üzere Türkiye'nin dört bir tarafına gönderdiğini belirten Nacaroğlu, mesleğini severek yaptığını, bu meslekte kalitenin önemli olduğuna işaret ederek, şunları kaydetti.
"Biz müşterinin talebine göre günde 5-10 tane kürek yapıyoruz. Çoğunlukla da talebe göre çalışıyoruz. Bir kişi ne yaparsa yapsın, yaptığı işinin en iyisini ve severek yapsın. Sevmeyerek yapılan iş hiçbir zaman işe yaramaz. Başarılı olmanın tek sırrı yaptığın işi severek ve beğenerek yapacaksın. Yaptığın işi önce kendin beğeneceksin, sonra müşterine beğendireceksin."
Babasından ata mesleğini öğrendiği için mutlu olduğunu belirten Eyüp Nacaroğlu ise, "45 yaşındayım. 25 yıldır bu mesleği yapıyorum. Henüz küçük iken babamın yanına gider gelirdim. Şu anda kendisi halen bizimle gelip çalışıyor. Kendisi ile birlikte bu işyerini yürütüyoruz. Fırın, pizza ve baklava kürekleri yapıyoruz. Babam mesleği bize öğretti. Ben de kendi çocuklarıma öğrettim. Bir oğlum şuan askerde diğer oğlumda şu an gelip bizimle çalışıyor." şeklinde konuştu.
Tolga Nacaroğlu (13) da babası gibi ata mesleğini öğrenmek için okulların tatil olduğu dönemlerde dedesi ve babasına ait atölyeye gelerek fırın küreği yapmayı öğrendiğini ifade etti. (İbrahim Koçyiğit-İLKHA)