60 yıldır el emeği ile 8 köşe şapka üretiyor
Elazığ`da ikamet eden Nevzat Yentur, el emeği ile 60 yıldır Elazığ`ın sembolü olan 8 köşe şapka üretiyor.
Elazığ'ın kültürel değerlerinden biri olan ve her bir köşesinin farklı anlamları olan 8 köşe şapka üretimi giderek azalıyor. 60 yıldır el emeği ile 8 köşe şapka üreten Nevzat Yentur (73), eskiden Elazığ'da bu işle uğraşan 20 dükkânın olduğunu ancak şimdi 4 tane kaldığını ve kendisinin de en eskisi olduğunu belirtti.
Her bir köşesinin vatanseverlik, yiğitlik, mertlik, cömertlik, delikanlılık, alçakgönüllülük, dürüstlük ve misafirperverlik gibi erdemli davranışları temsil ettiği bilinen 8 köşe şapkanın üretimi son yıllarda oldukça azaldı. Elazığ'da ikamet eden Nevzat Yentur, 13 yaşında çırak olarak başladığı 8 köşe şapka üretimini 60 yıldır sürdürüyor. Kendisinin bu alanda Elazığ'ın en eski kasketçisi olduğunu belirten Yentur, mesleğinin ileride yok olmasından korkuyor.
"60 yıldır bu mesleğin içindeyim"
1957 yılında bu işe başladığını dile getiren Yentur, ürettiği 8 köşe şapkaları başta İstanbul, Ankara ve İzmir olmak üzere birçok ile gönderdiğini belirterek, " Bu şapkacılık mesleğine 1957'lerde gelip başladım. 60 yıldır bu mesleğin içindeyim. Ürettiğimiz şapkaları bayağı da dışarıya gönderiyoruz. 8 köşe şapka Elazığ'a ait bir şapkadır. Gakgoşluğu temsil eder. Gakgoşluk demek kardeşlik demektir. Kardeşliği temsil eden bir şapkadır." ifadelerini kullandı.
"Dürüst bir esnaf olmasaydım 60 yıldır bugüne gelemezdim"
60 yıldır bu işi dürüst bir esnaf olarak yaptığını aktaran Yentur, "Benim çocuk devremde 20 şapkacı vardı. Şimdi ise Elazığ'da 4 tane şapkacı kalmış. Artık şehir içinde pek satışımız yok. Şehir dışına satışımız oluyor. Hediyelik olarak alıp götürenler oluyor. 8 köşe şapkanın her bir köşesinin bir anlamı var. Dürüst bir esnaf olmasaydım 60 yıldır bugüne gelemezdim. Her taraftan severek gelirler, çayımı içerler, sohbet ederiz." dedi.
"Bu mesleği çok seviyorum fakat ileride bu mesleği yapacak kimsenin olmaması beni üzüyor"
Bu mesleği çok sevdiğini fakat ileride bu mesleği icra edecek kimsenin kalmamasının kendisi üzdüğünü aktaran Yentur, "Bu mesleği gerçekten çok seviyorum. Hakikaten seve seve de yapıyorum. Bir taraftan da üzülüyorum. Ben gidersem bu işi yürütecek kimse yok. Keşke birileri çocuğunu gönderse bu mesleği öğrense, ama bırakacak kimse yok. Kimse sanata heves edip çocuğunu göndermiyor." diye konuştu. (Ebubekir Yavuz - İLKHA)