Mescidi Aksa Savaşı Otorite Savaşıdır
Mescidi Aksa savaşı oldukça zor, eski ve karmaşık bir savaştır. Bu savaşta her türlü imkân seferber edilmekte ve bütün yöntemler uygulanmaktadır.
Mescidi Aksa, İslam medeniyetinin en önemli sembollerinden, Allah`ın yeryüzündeki evlerinin en eskilerinden biri, Müslümanların ilk kıblesi, bütün insanlığa gönderilen peygamberi Hz. Muhammed (s.a.s)`in miraç yeri ve semaya çıktığı kapıdır.
Mescidi Aksa Filistin`in başkenti Kudüs`tedir. Bu ifade Filistin davasının sembolik ifadesi, ümmetin Filistin ve Kudüs`e olan bağlılığının ifadesidir.
Siyonistler, burada tarihi ve dini olarak haklarının olduğunu söylüyorlar. Bu iddialar yalandır. Bunların doğruluğunun ispatı için ilmi ve tarihi delillere ihtiyaç var… Ancak bu iddialar Mescidi Aksa ve Kudüs`e hakim olma ideolojinin temelini, Siyonist işgalcinin burada bulunma ve burayı ele geçirmek için güvenlik ve siyasi alanda yaptığı uygulamaların da gerekçelerini oluşturuyor.
Siyonist işgal rejimi buradaki İslami rengi değiştirmek, Mescidi Aksa`nın kimliğini yok etmek, eski yapıları ve eserleri yok edip yerlerine yenilerini dikmek, Yahudi yerleşimcileri buraya sokmak, güvenlik önlemlerini dayatmak, Filistinlilerin buraya girişini engellemek, camideki İslami yönetimi zayıflatmak ve çevresinden koparmak suretiyle Mescidi Aksa üzerinde tam manasıyla otorite kurmak istiyor.
Siyonist işgal rejimi, söz konusu mekanın önemi ve hassasiyeti nedeniyle zor ve karmaşık bir savaşa girdiğini biliyor. O nedenle aşamalı olarak bazı uygulamalara başvuruyor, sessiz ama sürekli ve ağır adımlar atıyor. Bu konuda işgal hükümetine bağlı bütün imkanlar seferber ediliyor; bakanlıklar, ordu, bütün kuruluşlar, belediye ve polis bu planın uygulanmasında görev alıyor.
İşgal rejimi bütün bu planlar için Yahudi yerleşkelerini destekleyen dışarıdaki örgütlerden yüklü miktarda yardım alırken, işgale karşı ağır bir sorumluluk üstlenen Filistinlilere yapılan yardımlar ise oldukça zayıf ve cılız kalıyor.
Filistin Yönetimi etkili olmaktan uzak, resmi Arap söylemi de basın açıklamalarıyla yetiniyor. Bu konuda yapılan mali ve enformatik destek ise oldukça zayıf. Resmi Arap siyasi tutumu ise ortalıkta görünmüyor.
Onun için Mescidi Aksa kapılarında ve avlusunda işgalciye karşı koymak ve onun zulmünü engellemek buraya ulaşabilen Filistinli gençlerin, erkeklerin ve kadınların omuzlarına kalmış durumda.
Bu kesimler Siyonist rejimin devasa planlarıyla ağır baskılarına karşı koyma konumuna düşmüşler.
Siyonist işgal rejimi son Kudüs eylemini Kudüs üzerindeki otoritesini tahkim etmek için bahane yaptı. Eylemden sonra Mescidi Aksa kapılarının anahtarlarını gasp eden işgal güçleri, Mescidi Aksa`da ezan okunmasını ve namaz kılınmasını engellediler. Mescidi Aksa`nın kapılarına metal dedektörleri yerleştiren işgal güçleri her tarafa denetleme kameraları kurdular.
Bu açık bir şekilde Mescidi Aksa`yı ele geçirme ve ona hükmetme savaşıdır. Bu savaş, Mescidi Aksa`daki bütün alanları ele geçirme ve buranın işlerini idare eden İslamî idareyi zayıflatma savaşıdır.
O nedenle Siyonist işgal rejimini bu uygulamalarını sonlandırmaya zorlayacak geniş çaplı girişim ve eylemlere ihtiyaç vardır. Çünkü şayet işgalci bu uygulamalarında başarılı olursa Mescidi Aksa`yı tamamıyla ele geçirmeye bir adım daha yaklaşmış olacak.
Siyonist işgal rejiminin yeni uygulama ve talimatlarına karşı gelen ve bu konuda karar alan Kudüs halkıyla Mescidi Aksa imamlarının ve şeyhlerinin kararlarına destek vermemiz gerekir.
Mescidi Aksa`daki durumu daha önceki hale geri getirmemiz gerekir. Bu Mescidi Aksa`yı ele geçirme ve onun üzerinde otorite kurma savaşıdır. İşgalci İsrail`in bu konuda başarılı olmaması gerekir.
İşgalci İsrail`in kararlarını bozacak en iyi tepki ve misilleme Kudüs intifadası ve direniştir…
Mescidi Aksa bütün Müslümanlarındır…
Re`fet El-Murre / Filistin Enformasyon Merkezi / Çeviri Makale