Van'ın İpekyolu Belediyesince gerçekleştirilen konferansta konuşan AK Parti İstanbul Milletvekili Metin Külünk, "Eğer 15 Temmuz gerçekleşseydi Doğu ve Güneydoğu'da, bu hainlere itiraz edebilecek bütün Müslüman Kürtler katledilecekti. O gece ehli sünnet çizgisinde bu devlete, vatana ve topraklara sadık bin yıllık tarihe sahip bu aziz milletin fertlerini o gece Doğu ve Güneydoğu'da PKK ve DEAŞ üzerinden katledeceklerdi." dedi.

İpekyolu Belediyesi tarafından Kültür Sarayı'nda AK Parti İstanbul Milletvekili Metin Külünk'ün katılımıyla 15 Temmuz darbe girişimini konu alan bir konferans düzenlendi.

Kur'an- Kerim tilavetiyle başlayan programda açılış konuşmasını yapan İpekyolu Kaymakamı ve Belediye Başkan Vekili Cemil Öztürk, milletin genciyle yaşlısıyla, kadınıyla erkeğiyle 15 Temmuz akşamı ve gecesinden, sabaha kadar bir destan ortaya çıkardığını söyledi.

Ardından konuşan AK Parti Milletvekili Külünk, ilk saatlerinden itibaren darbe girişimi sürecini an be an yaşayanlardan birinin de kendisi olduğunu söyledi.

Külünk, "Ben gazi milletin bir ferdiyim. Çok şükür bu ülkenin ne şehitler tepesi boşalacak, ne de biz gazi milleti unvanımızı ne pahasına olursa olsun korumakta kararlı olacağız. Gazi bir milletin ferdi olarak konuşuyorum. Bu topraklar Talas'tan, Malazgirt'ten, Çaldıran'dan, Hamidiye'den, Çanakkale'den bu yana iman ve İslam'ın kalesi olarak bu aziz vatan hep şehitler tepesinin, şehitlerle taçlandığı, milletin de gazilik unvanını bu ülkü uğruna hiç terk etmediği mücadelelerle bize vatan olarak kalacaktır." diye konuştu.

"Ne şehit ruhumuzu ne de gazilik ruhumuzu terk edeceğiz"

15 Temmuz darbe girişiminde 249 kişinin şehit, 2 bin 192 kişinin de gazi olduğunu hatırlatan Külünk, sözlerini şöyle sürdürdü: "Üzerimizdeki bütün ezanların an be an devam ettiği süreçte, ne yaşayan şehit ruhumuzu ne de gazilik ruhumuzu terk edeceğiz. Bu iki kavramımız da hep ayakta olacaktır. Bu topraklarda 15 Temmuz'da 249 kardeşimiz şehit olurken, 2 bin 192 kardeşimiz gazi olurken Eruh baskınından bu yana bu topraklarda ezanın dinmemesi, Müslüman Kürtlerin İslamsızlaştırılmaması için, Tillo ruhunun, Nurşin ruhunun dimdik ayakkata durması, Fakîrullah Hazretleri geleneğinin, Bediüzzaman Hazretleri, Abdülkâdir Geylânî, Ahmed-i Hani geleneğinin bu topraklarda kıyamete dek sürmesi için Güneydoğu'da mücadele eden şehit ve gazilerimiz de var. Onlarla birlikte çok şükür biz bu tepeleri boş bırakmıyoruz."

"Türkiye'yi Erdoğansızlaştırarak iç savaşa sürüklemeyi istiyorlardı"

17-25 Aralık sürecinden bu yana FETÖ'nün silahlı kalkışma gerçekleştireceğini belli ettirdiğini ve 15 Temmuz ile Türkiye'yi Erdoğansızlaştırmak istediklerini kaydeden Külünk, "15 Temmuz'un doğrudan hedefi Sayın Erdoğan'ı şehit etmekti. Ve biz aslında bir kalkışmanın içerisine gireceklerini ve de bunu millete ait Mehmetçik elbisesinin içinde sızmış bu ihanet şebekesinin gerçekleştirme ihtimalini çok açık görüyoruz. Türkiye'nin küresel politikalarıyla ABD'nin Batılı politikaları örtüşmüyor. Türkiye'de kendi menfaatlerini korumak ve kollamak için küresel politikalar icra ediyor. Bu politikalar icra edilirken ABD, Batı ile Türkiye çelişiyor. Bu çelişmenin karşısında Türkiye jeopolitik konumundan dolayı Batı ittifakı Türkiye'yi kendi başına bırakmak istemediği için 2005 yılından beridir başlattığı proje ile Türk Silahlı Kuvvetlerimizin içerisine sızdırılmış oldukları unsurlar ile bir kalkışma üzerinden Türkiye'yi Erdoğansızlaştırarak iç savaşa sürüklemeyi istiyorlardı. Eğer 15 Temmuz gerçekleşseydi Doğu ve Güneydoğu'daki bu hainlere itiraz edebilecek bütün Müslüman Kürtler katledilecekti. O gece ehlisünnet çizgisinde bu devlete, vatana ve topraklara sadık bin yıllık tarihe sahip bu aziz milletin fertlerini o gece Doğu ve Güneydoğuda PKK ve DEAŞ üzerinden katledecekler. Eğer planladıkları gibi bu kalkışmayı 03.00'te yapsalardı Batı'da iç savaşın rengi farklı, burada ise savaşın rengi farklı olacaktı." ifadelerini kullandı.

Yapılan konuşmalardan sonra, "15 Temmuz Destanı" konulu sinevizyon gösterimiyle program son buldu. (Yılmaz Sönmez-İLKHA)