"Ümmetin birliği darbecileri hezimete uğrattı"
15 Temmuz darbe gecesi İstanbul`da yaşananlara tanık olan Diyarbakır ve Değerlerini Koruma Derneği Başkanı Recep İdikut, ortaya çıkan tablonun ümmetin birlik ruhu olduğunu söyledi.
15 Temmuz darbe gecesi İstanbul'da yaşananlara tanık olan Diyarbakır ve Değerlerini Koruma Derneği Başkanı Recep İdikut, halkın direnerek darbeyi püskürtmesinin altında ümmetin birlik ruhu olduğunu söyledi.
Darbe girişiminin ABD ve diğer batılı ülkelerin bir projesi olduğuna dikkat çeken İdikut, Türkiye ve İslam coğrafyasında oynanan oyunları bozabilmenin ancak birlik ruhunun taze tutulması ve daha da pekiştirilmesiyle mümkün olabileceğini belirtti.
"Sadece FETÖ'ye değil haçlı zihniyetinin son noktası olan bir yapıyla mücadeleydi"
Darbeye karşı gösterilen direnişi ümmetin dirilişi olarak niteleyen İdikut, "O dönemde biz de İstanbul'daydık. Dünyanın her tarafında birçok Arap ülkesinde yaşayan arkadaşlarımızla iletişim halindeydik. Arkadaşlar, halklarımız sabaha kadar camilerdedir diyordu. Bunu şöyle değerlendirmek lazım: Ümmetin bir dirilişi, ümmetin bir kalkışıydı. Belki haçlı seferinin yeniden başkaldırısına karşı ümmet bir olmuştu ve Türkiyeli Müslümanlara Allah, bunu nasip etmişti. Müslümanlar ayaktaydı. O gece başkomutan ve cumhurbaşkanı olan Recep Tayyip Erdoğan'ın talimatıyla cenab-ı Allah böyle bir kıyama kalkmaya ve sokaklara dökmeyi Türkiyeli Müslümanlara cenab-ı Allah nasip etti. Sadece paralelci, FETÖ'cü örgüte karşı bir mücadele değildi. Belki tarihten gelen haçlı zihniyetinin son noktası olan bir yapıyla mücadeleydi. Arkasındaki NATO, Amerika, Avrupa Birliği ve bütün müşriklerle bir mücadeleydi." dedi.
"Bizim fikrimiz ve zikrimiz İslam oldukça bunların saldırı ve planları durmayacaktır"
İdikut, darbe girişimini planlayan Avrupa ülkelerinin asıl savaşının İslam'la olduğunu ifade ederek daha fazla birliğe ihtiyaç duyulduğunu ve pekiştirilmesi gerektiğini söyledi.
"Bizim fikrimiz ve zikrimiz İslam oldukça, birlik ve beraberliğimiz Türkiye'nin birlik ve beraberliği ekseninde oldukça bunların saldırı ve planları durmayacaktır. Üst akıl, sürekli bu ümmetin son kalesi olan Türkiye üzerinde büyük planlar yapacaktır. Bizim bu noktada daha fazla dikkatli olmamız lazım. Aramızdaki birlik ve beraberliği pekiştirmemiz lazım." diyen İdikut, darbe gecesi yaşadıklarını aktararak şöyle devam etti:
"Bu duyguyu daha önce mavi Marmara'da da hissetmiştik"
"Biz önce Vatan Caddesi'ne indik. Sonra Büyükşehir Belediyesi'ne doğru geldik. Baktık ki her milletten insan var. Sanki Cumhurbaşkanının televizyondan seslenmesiyle bütün İstanbullular değil de yeryüzündeki bütün inançlı kesimin temsilcisi olan her milletten insan vardı. Büyükşehir Belediyesi'nin etrafını sarmıştık. İçerisinde yapılan ateşlere karşı bazen ilerliyorduk, bazen eğiliyorduk. Yaralanan, şehit düşen ve diz kapağı patlayan kardeşlerimiz vardı. O esnada şunu hissettim: Daha önce mavi Marmara'da da hissetmiştik. İnsanlarımızın kalbinde korku yoktu. Mavi Marmara'da İsrail'in saldırıları esnasında kalplerde korkunun olmadığını hissetim. O zaman saldırı yapan İsrail askerlerine karşı hiç kimsenin kalbinde bir korku yoktu. Herkes mermilerin üzerine doğru gidiyordu. Herkes bizim bir vazifemiz var, biz müdafaayı elden bırakmayacağız diyordu. Onlar mermi sıkarken biz ellerimizdeki sopaları gösteriyorduk. Ya da kullandığımız eşyaları onlara doğru fırlatıyorduk."
"Ne olacak, kim vuracaktı aklımızdan bile geçmiyordu"
15 Temmuz gecesi milletin darbecilerin üstüne korkmadan yürüdüğüne vurgu yapan İdikut, "Çoğumuz zaten abdestliydik. Allah öyle bir manevi atmosfer yapıştırmıştı ki biz abdestlerimizi alıp sokaklara çıktık. Ne olacak, kim vuracaktı aklımızdan bile geçmiyordu. Düşen kardeşlerimiz de koşarken hep şehadet getiriyorlardı. Sanki yıllarca tanışıyormuşçasına destek veriyordu birbirine. Öyle bir birliktelik ruhu vardı. Sanki gökten gelen bir kararla cenab-ı Allah meleklerin koordinatörlüğünde bir savunma mekanizması oluşuyordu. Karşı cepheye baktığımız zaman bizi görünce o asker kisvesi, o vatan hainleri de bu milleti gördükçe paniğe kapılıp korkuyordu. Ellerindeki o silahlara rağmen ciddi bir panik içerisindeydiler. Bunu da anladım cenabı Allah inananların korkusunu onların kalbine koymuştu. Sayısını da çok fazla göstermişti." ifadelerini kullandı.
"Bu, haçlı zihniyetinin Müslümanlara karşı ortak bir ittifakıydı"
İdikut, milletin kalplerindeki iman sayesinde korkusuzca darbeye karşı direnip püskürttüğünü dile getirdi.
Darbecilerin hezimetiyle sonuçlanan girişimin Müslümanların birlikteliği sayesinde olduğunu kaydeden İdikut, "O gün memleketini, milletini seven bu devletin, bu ümmetin ortak paydası olan inancımızı dört elle savunan insanlar daha çok sokaktaydı. Şunu unutmamak lazım bu kalpte iman ve inanç yoksa bunu yapması çok zordur. İman ümmet, millet ve devlet sevgisini sağlar ve besler. Bu inançla beraber tabi toplumda inançlı kesimin çok etkisi var. Cemaatlerin çok etkisi var. Bu inançlı kesimin kendi tabanlarını sahaya döktüğü o gece bu da tabi Allah'ın yardımıdır ve Müslümanların ortak hareket etmesinin ne sonuçlarıdır." şeklinde konuştu.
Batılıların sürekli İslam'a karşı savaş halinde olduğunu söyleyen İdikut, son olarak şu ifadeleri kullandı:
"Risk geçmiş değil. Bu işin koordinatörlüğünü ABD, İngiltere ve arka perde de İsrail baronları yaptıkça nasıl tarihte haçlı zihniyeti yüzyıllarca başka kılıflar altında devam etmişse, bu da haçlı zihniyetinin Müslümanlara karşı ortak bir ittifakıydı. Bu devam eder. Muvaffak olurlar, olmazlar bu cenab-ı Allah'ın yardımı ve bizim ortak hareket etmemizde, inancımıza sımsıkı sarılmamızla alakalıdır. Daha çok uyanık olacağız. Birlikteliğimizi geliştireceğiz. Kur'an ve hadislerin ifadesiyle tarihi vakaları incelediğimiz zaman onların yaptığı oyunların ne düzeyde sinsi olduklarını, haşhaşilerin yaptıkları oyunlar gibi bu günde çeşitli kılıflarla bizim belki de anlayamadığımız ama her sahada her çeşit oyunları sergileyebilirler. Daha uyanık olmamız lazım." (Abdurrahman Tetik, Emrah Deniz- İLKHA)