Diyarbakırlılar Şeyh Said`in kabir yerinin açıklanmasını talep ediyor
Diyarbakır`da düzenlenen Şeyh Said`i anma programına katılan vatandaşlar, şehadetinin üzerinden geçen 92 yıla rağmen defnedildiği yerin açıklanmamasına tepki gösterdi.
Mustazaflar Cemiyeti tarafından Diyarbakır'da "Dünya Mazlumlarını Anlama ve Anma Etkinliği" düzenlendi. Programda şehadetinin 92'nci yılında Şeyh Said ve 46 dava arkadaşı anıldı. Halkın yoğun katılımın gösterdiği etkinlik sonrasında konuşan vatandaşlar, Şeyh Said Hazretlerinin defnedildiği yerin açıklanmasını istediler.
Şapka kanununa muhalefet ettiği gerekçesiyle idam edilen ve uzun yıllar defnedildiği yer saklanan İskilipli Atıf Hoca'nın kabrinin ortaya çıkarıldığı gibi Şeyh Said ve Seyyid Rıza gibi halk nezdinde mümtaz kişilikler olan zatların da kabir yerlerinin açığa çıkarılmasını talep eden Diyarbakırlılar, artık yaşanmış zulümlerin son bulmasını istediler.
Programa katılan Hüseyin Filiz isimli amca, Şeyh Said'in İslam için mücadele ettiğini bu nedenle asıldığını belirterek, "Şeyh Said'in davası Allah'ın davasıydı. Hz. Muhammed'in şeriatının davasıydı. Gücü yettiğince çalıştı, mücadele etti. Kur'an ve sünnete göre yaşadı. Bu nedenle kâfirler ve zalimler onu astılar." dedi.
Toplumun Şeyh Said'in yolunu takip etmesi gerektiğini ifaden Zehra Nur Kaya, onu idam edenlere hakkını helal etmediğini söylerken, Emine Doğan ise Şeyh Said'in kabir yerinin hâlâ açıklanmamasına tepki göstererek şöyle konuştu:
"O ve arkadaşları dinimiz için başını verdi. Allah hakkını kimseye bırakmasın. Dünyadaki tüm Müslümanların bu liderleri unutmamaları gerekir. Yollarını takip etmeliyiz. Onların yaşantılarını örnek almalıyız. Şeyh Said, Müslümanlar için önemli bir örnektir. Onun yolunu takip etmeliyiz. Ve artık Şeyh Said'in kabir yerinin de açıklanmasını istiyoruz. Uzun yıllardan sonra bunun saklanmaması gerekir."
Şeyh Said'in defnedildiği yerin açıklanmasını isteyen bir başka Diyarbakırlı Birgül Eroğlu, hükümetten bu konuda beklentilerinin olduğunu ifade ederek şunları dile getirdi:
"92 yıldan beri Kemalist rejimden dolayı Müslüman âlimlerin haklarını talep etmek hususunda cılız kalıyorduk. Yönetime İslami kesimler geldikten sonra bu konuda bazı adımların atılacağını bekledik. Dedik ki en azından bu insanlar bizim gibi düşünüyor. Sonuçta Şeyh Said'de bir âlimdi ve İslam için kıyam etmişti. Bizim için İskilipli Atıf Hoca neyse Şeyh Said Hazretleri de öyledir. İskilipli Atıf Hocaya eğer iade-i itibar verildiyse bu hak neden Şeyh Said ve Seyyid Rıza gibi değerli zatlara da verilmiyor. Gönüllerimizde itibarı büyük olan bu zatların resmi kaynaklardaki itibarsızlaştırma çalışmalarının son bulmasını istiyoruz."
Şeyh Said'e zulmedenleri lanetlediğini belirten Ramazan Bozdaş, "Şeyh Said bir âlimdi. Doğu ve Güneydoğunun lider adamıydı. Din için canını feda etti. Yeri, mekânı cennet olsun. Elazığ ve Bingöl'de bölgeyi gezip dini anlattılar. Allah onlardan razı olsun. Allah onlara zulmü reva görenleri cezalandırsın." diyerek duygularını paylaştı.
Çiçek Ayzit isimli kadın ise özellikle gençlerin Şeyh Said'i iyi tanıması gerektiğini ifade ederek, "Gençlerimizin onların yolundan gitmelerini istiyoruz. Onu anlamalı ve örnek almalılar." Derken, Nesibe Ayzit de şunları söyledi:
"Gençlerimizin hiçbir zaman Şeyh Said' unutmaması lazım. Bu tür olayların tekrar gerçekleşmemesi için tarihten ders almaları gerekiyor. Şeyh Said'in yolu belliydi; din ve Allah için bu yola baş koymuştu. Bütün gençlerimizin bu yolu takip etmelerini istiyorum." (Abdurrahman Tetik, Emrah Deniz-İLKHA)