• DOLAR 34.447
  • EURO 36.318
  • ALTIN 2837.002
  • ...
"Bir mazlumun maruz kaldığı zulümden kurtarılmasından daha acil bir iş yoktur"
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

HÜDA PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu, Bayramın 3'üncü gününde HÜDA PAR Batman İl Başkanlığı'nın düzenlediği bayramlaşma programına katılarak partililer ve halkla bayramlaştı.

HÜDA PAR Batman İl Binasında düzenlenen bayramlaşma programında HÜDA PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu, Genel Başkan Yardımcıları Aydın Gök ve Abdurrahman Cens, HÜDA PAR Batman İl Başkanı Davut Şahin, İttihad'ul Ulema Genel Başkanı Molla Enver Kılıçaslan, STK temsilcileri ve parti il yöneticileri hazır bulundu.

Bayramlaşmaya Şanlıurfa ve Siirt illerinin parti yöneticileri, İttihad'ul Ulema, Şefkat Eli Derneği, Sevgi Der gibi STK temsilcileri ve halktan yoğun katılım oldu. Bayramlaşmada gelen misafirlere bayram şekeri ve gül suyu ikram edildi.

Bayramlaşmada bulunan katılımcılara hitap ederek konuşan Yapıcıoğlu, 6-8 Ekim olayları ile 15 Temmuz darbe girişiminin birer milat olduğunu belirterek, "6-8 Ekim olayları bir milattı. O yusufilerin Hz. Yusuf gibi gömleklerin arkadan yırtıldığının anlaşılması için bir milattır. 15 Temmuz bir milattı. FETÖ operasyonlarıyla, onların bağlısı olan polislerin veya hâkim savcıların meslekten atılmasının gerekçesi de şunlar yazıyor. Bunlar sahip oldukları yetkileri ve oturdukları makamları adaleti tesis etmek için değil, kendi örgütsel çıkarları için kullandılar. İnsanlara zulmettiler. Kendi önlerini, arkadaşlarının önlerini açmak için kendilerine rakip gördükleri veya kendi önlerinde engel olarak gördükleri insanlara karşı bunları silah gibi kullanarak kendilerine yol açtılar. Bu nedenle 4 bin tane hâkim ve savcı meslekten atıldı. Türkiye'deki hâkim savcıların 3'te biri kendi mesleklerinden ihraç edildi veya açığa alındılar. Bunların önemli bir kısmı da cezaevlerindedir." dedi.

"Cezaevlerinde olan Müslümanlara ceza verenlerin büyük çoğunluğu şimdi terörist diye içeridedirler"

Teröristin verdiği cezanın hükmünün olmaması gerektiğine değinen Yapıcıoğlu, "Onlara siz teröristsiniz diyenlerin kendisi teröristse hangi mantıkla devlet bunları içeride tutmaya devam edecek. Birisi diğerine: 'sen teröristsin sana bu kadar ceza verdim'. Devlet onun kararını kabul ediyor ama bir müddet sonra onlara terörist deyip içeri atanlara devlet, hayır!  'terörist olan sensin aslında' diyor. Ne olacak şimdi o teröristin hükmü? İptal olması gerekmiyor mu? Yani kader ağlarını örüyor. Allah-u Teâlâ kendi takdirini mutlak surette takdir ettiği şey neyse onu gerçekleştirecektir. Hiç kimse ona engel olamaz. Onun ne zaman olacağını biz bilemiyoruz. Gelecek bizim için gaiptir. Bizim yaptığımız şey sadece esbaba tevessül etmektir. Bu şeyleri hükümete hatırlatmaktır. Biz onlara söylüyoruz. Bu insanlara ceza verenlerin büyük çoğunluğu şimdi terörist diye içeridedirler." diye konuştu.  

Konuşmasını devamında Yapıcıoğlu, şunları kaydetti: "Onları siz attınız içeriye. Ve siz onları meslekten ihraç ederken sizin resmi kurumlarınız dediler ki: 'Onlar sahip oldukları makamları ve yetkileri, bu insanları veya bunlara benzer insanları budamak için onlara haksızlık etmek için kullandılar. Çünkü kendi arkadaşlarının önünü açmak istiyorlardı. Bunu siz devlet olarak söylüyorsunuz. Öyle ise bunların zulmettiği insanlara bir çare bulun. Bu çareyi idari bir tasarrufla mı yapacaksınız. Bunlar mahkeme kararlarıyla içeridedirler. Daha salim ve adil bir şekilde çalışan bir mahkeme kararıyla mı düzelteceksiniz. Ya da bunu meclisi toplayarak bir kanun çıkarma suretiyle mi yapacaksınız. Buna siz karar verin ama her ne yapacaksanız bir an önce yapın. Bir an önce bunu yapmalısınız."

"Beddualar çarptı onları 40 yıllık hazırlıklarına rağmen başarılı olamadılar"

FETÖ'ün darbe girişimini mazlumların beddualarının çarptığını söyleyen Yapıcıoğlu, "40 yıllık bir hazırlıktan sonra orduda görev görenlerin yarısına yakınını kendi saflarına çektikten, daha alt kademdeki subayları belki daha fazlasını kendi yanlarına çektikten sonra giriştikleri bir darbe girişimi, eğer Batı'nın bir bütün olarak Amerikalısıyla, Almanyalısıyla, İngiliziyle diğer bütün Avrupa ülkeleri ve Siyonizm ile birlikte arkasında durduğu bir çete, eğer darbe girişimde başarısız olmuşsa siz bunu sadece cumhurbaşkanının telefonla veya televizyonlar aracılığıyla yapmış olduğu bir çağrıyı meydana çıkan binlerce kişinin attıkları adımlar veya gösterdikleri fedakârlıklarla kendilerini tankların önüne atmalarıyla izah edemesiniz. Ben bunları küçümsediğim için böyle söylemiyorum. Evet, bunlar önemliydi. Bunlar esbaptı. Fakat en büyük sebep Allah-u Teâlâ'nın bu milleti muhafaza etmesiydi." dedi.

"Mazlumun ahı indirir şahı"

Yapıcıoğlu, "Allah'ın rahmet nazarıyla bakmasıydı. Bunun sebebi de belki o kişilerin zulmettiği mazlumların onlara yaptığı beddualardı. O beddualar çarptı onları. 40 yıllık hazırlıklarına rağmen başarılı olamadılar. İyi ki başarılı olamadılar. Allah bu milleti muhafaza etti. Eğer o insanlar mazlumların bedduası çarptı diye 40 yıllık hazırlıkları boşa gittiyse siz de kendi payınıza düşeni alın. Herkes kendi payına düşeni alsın. Hükümet de payına şunu alsın. Mazlumun ahı indirir şahı. Mazlum beddua etti mi şahı bile tahtından indirir."

"Bir mazlumun maruz kaldığı zulümden kurtarılmasından daha acil bir iş yoktur"

Batman'da yaptığı bayram ziyaretleri esnasında 17 yıldır oğlu cezaevinde olan bir anneden bahseden Yapıcıoğlu, "Dün birkaç mazlumun ailesini ziyaret ettik. 17 sene oğlu cezaevinde yaşlı bir nene diyor ki biz şimdiye kadar dua ettik. Zalimlere beddua ettik. Bu cezayı verenlere beddua ettik. Onlar, belalarını buldu diyor. Biz hükümete şu ana kadar dua ediyoruz. Ama onları görürseniz söyleyin. Eğer mazlumlara bir kapı açmazlarsa bundan sonra biz onlara da beddua edeceğiz. Duaları kestik, bundan sonra beddua edeceğiz diyor. Şimdi iş o noktaya doğru gitmiş ise artık gerçekten bıçak kemiğe dayanmış demektir. Şimdiye kadar belki çok farklı şeylerle uğraştık diyorlar. Belki mazur da sayılabilirler. Fakat bütün dünya âlem duydu ki bu adamlar zulmen pek çok insanı içeriye atmış. Hükümet bundan haberdardır. Bir mazlumun maruz kaldığı zulümden kurtarılmasından daha acil bir iş yoktur." şeklinde konuştu.

"15 yıl hapishanelerde çürüyen vatandaşlarımız var"

2016 yılında Cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan'ın "Ne yazık ki 5 yıl, 10 yıl, 15 yıl hapishanelerde çürüyen vatandaşlarımız var. Bunlar oldu. Şimdi bunların düzeltilme fırsatını yakaladık." sözlerini hatırlatan Yapıcıoğlu, "Sayın Cumhurbaşkanı, Konya'da aylar önce bir konuşma yaptı. '5 yıl, 10 yıl ve 15 yıldır cezaevlerinde çürümeye terk edilmiş kardeşlerimiz var.' dedi. Bu aslında bir şeydi. Şimdi o makamdaki birisinin benim gibi çok ayrıntılı uzun uzun bir konuyla ilgili bir açıklama yapmasını beklemeyin. Memleketin pek çok meselesi var. Her birine ilişkin belki iki cümle söyleyecek. O cümle şu demektir. A şahsı B şahsı ama neticede zulmen içeride olan ve 10 yıldır 15 yıldır içeride olma durumu devam eden insanlar var. Ve ben bundan haberdarım diyor devletin başındaki kişi olarak. Balyoz ve Ergenekon davaları 15 sene olmadı. Onlar çıktı zaten. KCK davalarından yargılananları da bıraktılar. Peki kimdir? Her halde başka daha büyük cürümleri işleyenlerden bahsetmiyor. FETÖ yargısının mağdur ettiği insanlardan bahsediyor. Bunların sayıları bellidir. Ya da 28 Şubat yargısı mağdurları. İslami kimliklerinden dolayı içeriye atılan insanlardır. Şimdi oradaki kardeşlerimizden bahsettiği herhalde Rizeli hemşerilerinden veya kendi anne babasının evlatlarından bahsetmiyor. Kardeşin tanımını biliyoruz. O da bir işarettir ki yani kimliklerinden inançlarından dolayı içeride olan insanlardan bahsediyor. Ben o anlamı çıkarıyorum. Öyle ise bunlar için bir çare bulunmalı." isteğinde bulundu.

Hükümetin bir an önce FETÖ'nün yaptığı zulmü sona erdirmesi gerektiğini belirten Yapıcıoğlu, "Devlet mekanizmasının içerisinde biraz yavaş yürür ama dediğim gibi zulme uğradığı ayan beyan ortada olan ve devleti idare eden kişiler tarafından kabul edilen kişilerin uğramış oldukları zulmü sona erdirmek, onların üzerinden bu zulmü kaldırmak acil bir iştir. 25 senedir zaten içeridedirler. Adalet Bakanı'nın bir zamanlar söylediği gibi, 'FETÖ'den mahkûm olan hâkim ve savcıların vermiş oldukları kararları biz geçersiz sayarsak, bu dosyaların hepsini yeniden ele alırsak yargı bu yükün altından kalkamaz o yüzden biz bunu yapamayız.' diyorsa ve halen o düşüncedeyse bu kabul edilecek bir şey değildir. Bu gerekçe ne insanidir ne İslami'dir ne hukukidir ne adildir ne de vicdanidir. Hiçbir yere sığmıyor. 'Sen 25 senedir zulmen içeridesin fakat benim hâkim ve savcılarımın sayısı azdır, ben bu dosyaları yeniden ele alın.' diye talimat versem benim hâkimlerim uykularından daha fedakârlık etmiş olacaklar. O yüzden sen 5 sene daha içeride kal demek hiçbir vicdana sığmaz. İnsanlığa sığmaz. Bunun aksini iddia eden varsa gelsin tartışalım. Böyle bir şey olamaz. Öyle ise dediğim gibi buna idari bir çözüm mü bulacaklar, adli bir çözüm mü bulacaklar veya bunu başka bir düzenlemeyle çözüm getirecekler o kendilerinin bileceği bir iştir. Buna bir karar verecekler ve bir çözüm bulmak zorundadırlar. İnşallah bu çözüm çok gecikmez." ifadelerini kullandı. (İLKHA)























Bu haberler de ilginizi çekebilir