"Suriye`den gelenlere şimdiye kadar yaklaşık 30 milyar dolar harcama yapıldı"
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Şanlıurfa`nın Harran ilçesindeki "Kardeşlik Sofrası İftarı"nda halka hitap etti.
Şanlıurfa'nın Harran ilçesindeki "Kardeşlik Sofrası İftarı"nda halka hitap eden Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Suriye'den Türkiye'ye gelmek zorunda kalanlara şimdiye kadar yaklaşık 30 milyar dolar harcama yaptıklarını belirtti.
MİT TIR'ları davası hakkında da konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "TIR'larımızın durdurulması da yine aynı kirli planın eseridir. Türkiye'ye yönelik bu aşağılık senaryoda figüranlık yapanlar şimdi hukuk önünde hesap veriyor." dedi.
İftarın ardından konuşmasına, pazar günü idrak edilecek Ramazan Bayramı'nı tebrik ederek başlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bu sofralar, çok güzel sofralar zira pazar günü idrak edeceğimiz Ramazan Bayramı'nın hepimiz için felaha, barışa, selamete vesile olmasını Allah'tan niyaz ediyorum. Suriye ve Irak başta olmak üzere İslam dünyasında yaşanan acıların, zulümlerin, sıkıntıların bir an önce sona ermesini kudret, kuvvet sahibi olan Allah'tan niyaz ediyorum. İnşallah bayramları bayram gibi kutlayacağımız aydınlık günlerin yakın olduğunu ümit ediyorum." diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerinin başında bir hakkı teslim etmek istediğini belirterek, "Harran başta olmak üzere, tüm ilçeleriyle Şanlıurfa'ya, tüm Şanlıurfalılara altı yıldan fazladır süren Suriye krizinde sınırın hemen ötesindeki kardeşlerine gösterdikleri vefa sebebiyle en kalbi şükranlarımı sunuyorum." dedi.
Suriye'den Türkiye'ye gelmek zorunda kalanlara şimdiye kadar yaklaşık 30 milyar dolar harcama yaptıklarını hatırlatan Erdoğan, "2 milyon Suriyeli kardeşimizi burada ağırlıyoruz. Batı 100 kişinin, 500 kişinin, bin kişinin, 5 bin, 10 bin kişinin hesabını yaparken, biz 2 milyon insanı, muhaciri burada ağırladık. Verdikleri sözleri de hiçbir zaman tutmadılar. Şunu diyebilirsiniz 'gerçekten bir şey vermediler mi?' Bütün bu süre içerisinde 2016'nın Temmuz'una kadar 3 milyar dolar vereceklerdi. Ondan sonra yılsonuna kadar bir 3 milyar dolar daha vereceklerdi. Toplam verdikleri 725 milyon dolardır. Onlardan destek gelse de gelmese de Türkiye, kardeşlerine gereken ilgiyi, desteği vermeye devam edecektir. Çünkü biz şuna inanıyoruz; veren el alan elden hayırlıdır." ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Şanlıurfa'nın yaklaşık 103 bini barınma merkezlerinde olmak üzere 430 bin Suriyeliye ev sahipliği yaptığını belirterek, bunun Şanlıurfa nüfusunun dörtte birinden daha fazla olduğuna dikkat çekti.
Diğer şehirlerle birlikte 3 milyonun üzerinde Suriyeli ve Iraklının Türkiye'de hayatlarını sürdürdüğünü sözlerine ekleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Hamdolsun bugüne kadar ciddi hiçbir sorunla sıkıntıyla karşılaşmadığımız gibi tam tersine göz yaşartıcı dayanışma ve fedakârlık örnekleri yaşandı, yaşanıyor." dedi.
"Batı'nın bir damla petrolü bir insanın canından daha değerli gören çarpık anlayışına alet olmak hiçbir Müslüman'a yakışmaz"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Suriye krizi tarihe kara bir leke olarak kazındı. On yıllardır diğer ülkelere hukuk ve demokrasi dersi veren Batılı devletler Suriye halkının demokrasi, hak, özgürlük taleplerine sırtlarını döndüler. Kendi vatandaşları için en temel hak olan demokrasiyi Suriyeli kardeşlerimize lüks gördüler. Uluslararası toplum Suriye'de bir milyon insanın terör örgütleri ve kendi halkına zulüm uygulayan bir devletle onları destekleyenler tarafından katledilmesine seyirci kaldı. Bu süreçte Suriye'de yıkılan şehirlerin enkazı altında masum bedenlerle beraber insanlığın itibarı da kalmıştır. Suriye'nin asıl kaybedeni bunca Müslümanın alçakça katledilmesine yeterli tepkiyi veremeyen İslam dünyası olmuştur. Batı'nın bir damla petrolü bir insanın canından daha değerli gören çarpık anlayışına alet olmak hiçbir Müslüman'a yakışmaz." şeklinde konuştu.
"Aşağılık senaryoda figüranlık yapanlar, hukuk önünde hesap veriyor"
"Bölgemizdeki istikrarsızlıktan nemalananlar, bizim her platformda hakkı ve adaleti dillendirmemizden rahatsız oluyorlar." diyen Erdoğan, şunları kaydetti:
"Ülkemize karşı yürütülen karalama ve iftira kampanyalarının sebebi işte budur. DEAŞ terörüne karşı en büyük mücadeleyi veren, bu örgüte en büyük kaybı yaşatan Türkiye'yi teröre destek vermekle itham etmelerinin nedeni, Suriye'deki oyunu bozuyor olmamızdır. Sadece bu iftiralarla kalmadılar. Suriye'deki ateşi ülkemize taşımaya da kalktılar. Reyhanlı olayı, DEAŞ'ın intihar saldırıları, PKK'nın eylemleri, FETÖ ihanet şebekesinin darbe girişimi, Suriyeli misafirlerimizle vatandaşlarımızı karşı karşıya getirme teşebbüsleri hep bu planın parçalarıdır. Türkmenlere yardım götüren MİT tırlarımızın durdurulması da yine aynı kirli planın eseridir. Türkiye'ye yönelik bu aşağılık senaryoda figüranlık yapanlar şimdi hukuk önünde hesap veriyor."
Suriye ve Irak'ta oynanan oyunları da tezgâhları da hep birlikte başlarına geçireceklerini söyleyen Erdoğan, "Bölgede 2 bin kilometrekarenin üzerinde bir alanı teröristlerden temizleyerek Suriyeli kardeşlerimize emniyet içinde yaşayabilecekleri güvenli bölgeler kurduk, Cerablus'ta, El-Rai'de, Dabık'ta, Bab'da bu imkânı hazırladık. Bu sayede 100 binden fazla Suriyeli muhacir kardeşimiz evlerine, yurtlarına, yıllardır hasretini çektikleri anavatanlarına döndüler, bu sayı her geçen gün daha da artıyor. İnşallah bundan sonra da Suriye'ye barış ve huzur gelmesi için, ülkenin toprak bütünlüğünün muhafazası için çalışmalarımızı aralıksız sürdüreceğiz." diye konuştu.
"Ne yazık ki stratejik ortaklarımız terör örgütleriyle beraber hareket ediyorlar"
16 Nisan'da Türkiye'de yapılan referandumda evet oylarında Akçakale'nin Türkiye'nin 3. ilçesi olduğu, Harran'ın ise birinci ilçe olduğu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Sizleri tebrik ediyorum. Ama işimiz bitmedi, daha yapacağımız çok şey var. Akçakale'de söyledim, şimdi Harran'dan da sesleniyorum, Suriye'de şu anda devam eden bu olumsuz gelişmelerin yarın-bir gün eğer sınırlarımıza bir tehdit oluşturması, böyle bir vakayla karşı karşıya kalırsak bütün dünya şunu bilsin, bizler Fırat Kalkanı'nda ne yaptıysak aynını orada yapacağız, bunu herkes bilsin. Ne yazık ki stratejik ortaklarımız terör örgütleriyle beraber hareket ediyorlar. Biz kendilerine dedik ki, 'Gelin, DEAŞ terör örgütüne karşı bu işi beraber yapalım. 9 koalisyon ülkesiyle beraber biz DEAŞ denilen bu terör örgütün halledemez miyiz?' Bu PYD, YPG, bunlar terör örgütüdür. Ne yazık ki burada ısrarcı oldular. Biz de kendilerine şunu söyledik: Yarın-bir gün ülkemiz için ufak bir tehdit oluşturmaları hâlinde biz kimseyle bunu danışmaz, gereğini yaparız." dedi. (Osman Gülebak, Hüseyin Sayhar-İLKHA)