• DOLAR 32.455
  • EURO 34.829
  • ALTIN 2438.98
  • ...
`Kudüs Günü`nde Diyarbakır`dan çağrı: Vahdet ağacının dallarına tutunmalıyız
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

Ramazan ayının son Cuma'sında idrak edilen "Dünya Kudüs Günü" dolayısıyla Mustazaflar Cemiyeti ile Özgür Kudüs Platformu tarafından düzenlenen kitlesel basın açıklamasında tüm Müslümanlara çağrıda bulunularak, " Vahdet ağacının dallarına tutunmalıyız." vurgusu yapıldı.

Diyarbakır'da Şeyh Said Meydanı'nda düzenlenen ve Abduualhalık Han'ın sunuculuğunu yaptığı program, Ali Kurt'un Kur'an-ı Kerim tilavetiyle başladı.

Meydanda toplanan halk için iftar sofrası hazırlanırken, ses sanatçıları M. Ali Oğuz, Bilal Güler ve Bilal Dalkılıç; Filistin, Gazze, Kudüs ve Mescid-i Aksa için bestelenmiş ezgiler seslendirdi. Akşam ezanının okunmasıyla Ömer Çelik hocanın okuduğu duanın ardından oruçlar açıldı ve sonrasında cemaatle akşam namazı eda edildi.

"Dünya Kudüs Günü" dolayısıyla düzenlenen programda sık sık "Zalimler için yaşasın cehennem", "Özgür Kudüs özgür bir dünya", "İhtilafı bırak Kudüs'te birleş", "Amed'ten Kudüs'e direnişe bin selam", "Ümmeti Kudüs için birliğe çağırıyoruz", "Kudüs Müslümanları bekliyor", "Ümmet bugün Kudüs için kalkmazsa yarın Siyonist işgal için size gelecek", "Siyonist zulüm bitmeden durmak yok" sloganları atıldı.

Program, Özgür Kudüs Platformu Diyarbakır Koordinatörü ve Marmara Gazisi Fikri Karavil'in selamlama konuşmasıyla başladı.

Karavil, konuşmasında, "Kudüs'ün hayatımızda büyük bir öneminin olduğunu tüm dünyaya haykıracağız. Ramazan ayının son Cuma'sı dünyanın her yerinde 'Dünya Kudüs Günü' olarak anılmaktadır. Belki bugünler bizim için zor görünebilir. Yıllar önce kanayan yaramız Kudüs'tü Mescid-i Aksa'ydı. O günlerde sesiz kalmamız bizlere bugünleri yaşattı. Afganistan, Keşmir, Myanmar, Mısır,  Libya, Irak, Suriye'de kardeşlerimizin kanı akmaktadır. Dün Gazze için ağlıyorduk, bugün ise tüm İslam coğrafyası için ağlıyoruz. Bir gün Kudüs'te namaz kılacağız. Biz o günlere yetişemezsek bile çocuklarımız yetişecek. Çocuklarımızı Mescid-i Aksa ile büyüteceğiz. Mescid-i Aksa sadece orada yaşayanların değil tüm Müslümanlar için önemlidir. Allah bize Özgür Kudüs'te, Mescid-i Aksa'da namaz kılmayı nasip etsin." dedi.

Karavil'in ardından, Özgür Kudüs Platformu Sözcüsü Sertaç Tekdal basın açıklamasını okudu.

"Kendisine âyetlerimizden bir kısmını gösterelim diye kulunu (Muhammed'i) bir gece Mescid-i Haram'dan çevresini bereketlendirdiğimiz Mescid-i Aksa'ya götüren Allah'ın şanı yücedir. Hiç şüphesiz O, hakkıyla işitendir, hakkıyla görendir." İsra Sûresi birinci ayetiyle basın açıklamasına başlayan Tekdal, Kudüs'ün işgaline giden süreci kısaca özetleyerek şunları belirtti:

Filistin'in işgal sürecinin arkasında İngiltere var

"Mescid-i Aksa'nın ve dolayısıyla Kudüs'ün, İslam'da özel bir yeri vardır. Müslümanlar için mukaddes beldelerden olan Kudüs'ün ehemmiyetine Kur'an-ı Kerim'in İsra Sûresi'nde değinilmektedir. Kudüs'ün, Müslümanların ilk kıblesi olan Mescid-i Aksa'yı bağrında barındırması ve Resulullah'ın İsrâ ve Mirac mucizesine şahit olması bu üstünlüğünün ana sebebidir. Müslümanlar için mukaddes ve mükerrem olan Kudüs bugün Siyonistler tarafından işgal altında tutuluyor. 16 Mayıs 1916'da İngiltere ile Fransa arasında yapılan ve 'Ortadoğu'nun paylaşılmasını öngören gizli Sykes-Picot Anlaşması ile bu işgalin temeli atıldı. Bu anlaşmayla Filistin, İngiltere'ye verilmişti. İngiltere, Filistin'de bir Yahudi devleti kurulmasını öngören 'Balfour Deklarasyonu'nu 1917'de yayımlamasıyla sonra diasporada yaşayan Yahudiler, Filistin'e göç etmeye başladı ve işgalin kapıları da böylece aralanmış oldu."

"1967 yılında 'Arap-İsrail Savaşı!' ile Kudüs tamamen işgal edildi"

"Arap-İsrail Savaşı" ile Kudüs'ün tamamen işgal edildiğini ifade eden Tekdal, "Daha sonraki süreçte Birleşmiş Milletler, 29 Kasım 1947 tarihinde Filistin'in, uluslararası rejim ile yönetilmesi kararını aldı. Buna göre Kudüs'ün statüsü ayrı ve kimseye ait olmayan, BM tarafından yönetilecek uluslararası bir şehir olarak belirlendi. Fakat bunun akabinde Kudüs, 'Siyonist İsrail'in kurulduğu 1948 yılından sonra yavaş yavaş işgal edildi. Müslümanlar evlerinden, topraklarından zorla çıkarılmaya başlandı. 1967 yılında 'Arap-İsrail Savaşı!' ile Kudüs tamamen işgal edildi." diye belirtti.

"Birçok Arap ülkesi de işlenen vahşetleri direk veya dolaylı olarak besledi, destekledi"

İşgalden sonra Filistin topraklarında büyük bir zulmün ve vahşetin yaşandığını ifade eden Tekdal, şöyle konuştu:

"Siyonist işgali altında olan Filistin topraklarında yıllardır Müslümanlar büyük zulümler yaşadı ve hâlâ yaşıyor. Terör rejimi tarafından insanlık tarihine geçen büyük katliamlara imza atıldı. Yaşanan mezalime tüm dünya sessiz kaldığı gibi Müslümanlar da büyük bir gaflet içerisinde olup bitenleri izledi, hatta ABD boyunduruğu altında olan birçok Arap ülkesi de işlenen vahşetleri direk veya dolaylı olarak besledi, destekledi. Kutsal beldede Siyonist işgal her geçen gün büyüyüp genişlerken, uluslararası toplum olup bitenlere "dostlar alışverişte görsün" kabilinden cılız tepkilerle yaşanan işgal ve barbarlıkları geçiştirdi."

"Siyonist işgalcilerin istikbalde yaşayacakları mazide yaşadıklarından farklı olmayacaktır"

Siyanistlerin işledikleri katliamların hesabını muhakkak bir gün ödeyeceğini söyleyen Tekdal, basın açıklamasına şöyle devam etti:

"Her şeye rağmen şunu söyleriz ki; hiç kimse görmese veya görmek istemese de İslam ümmetinin aziz evlatları mukaddes toprakların Siyonistlerce çiğnendiğini görmekte ve hesap günün geleceği günü büyük bir sabırla beklemekteler. İsrailoğlullarının insanlığa yaşattıklarının bedelini nasıl ödediği ilahi kelam Kur'an'da bizlere ibretlik dersler olarak anlatılırken, tarih kitaplarında da ne gibi azaplara duçar oldukları yazılmaktadır. Siyonist işgalciler şunu çok iyi bilmeli ki; istikbalde yaşayacakları mazide yaşadıklarından farklı olmayacaktır. Akıttıkları her Müslüman kanının, dul bıraktıkları kadınların gözyaşlarının, bombalarla katledilen bebeklerin ahının hesabını elbet bir gün vereceklerdir. Bu, Allah Tebarek ve Teâlâ'nın vaadidir."

"Kudüs'ün sadece Arapların beldesi değil, tüm Müslümanların toprakları olduğunu unutmamalıyız"

Kuds-ü Şerif'in ve Mescid-i Aksa'nın özgürlüğü için büyük bir gayret içerisinde olunması gerektiğini vurgulayan Tekdal, "Bugün Müslümanlar başta Gazze olmak üzere mukaddes Filistin topraklarında büyük bir muhasara altındadır. Acı ve kederle dolu günler geçiren kardeşlerimizin her zamankinden daha fazla bizlere ihtiyacı vardır. 'Müslümanlar ancak kardeştir' ilahi fermanın gereği olarak kardeşlerimize tüm benliğimizle el uzatmalı, Kuds-ü Şerif'in ve Mescid-i Aksa'nın özgürlüğü için büyük bir gayret içerisinde olmalıyız. Gaflet libasından sıyrılmalı, zillet çukurundan çıkmalı, izzetli bir direnişle mücadele etmeliyiz. Bu yolda her türlü fedakârlığı göstermeliyiz. Nureddin Zengi ve Selahaddin-i Eyyubi el-Kurdî'nin torunları olarak silkinmeli, sorumluluğumuzun farkında olmalıyız. Kudüs'ün sadece Arapların beldesi değil, tüm Müslümanların toprakları olduğunu unutmamalıyız." ifadelerini kullandı.

"İşgal sürdüğü müddetçe sadece Araplar değil tüm Müslümanlar tehlike altındadır"

Siyonistlerin, İslam ümmetinin dağınıklığını, parçalanmışlığını fırsata çevirdiğine dikkat çeken Tekdal, şunları dile getirdi:

"Yaklaşık 70 yıldır İslam coğrafyasının bağrındaki gayr-i meşru Siyonist rejiminin varlığı tüm Müslümanları tehdit etmektedir. Şu bilinmeli ki; işgalcilerin ana hedefi Arz-ı Mev'ud'tur ve İslam coğrafyasının en bereketli topraklarını kapsamaktadır. Bu işgal sürdüğü müddetçe sadece Araplar değil tüm Müslümanlar tehlike altındadır. İslam ümmetinin dağınıklığını, parçalanmışlığını, tefrikayı fırsata çeviren Siyonistler, sinsice plan ve projelerini geliştirmektedir. Yine bilinmeli ki, bu işgale dur denilmediği müddetçe, bağrımızdaki bu habis ur sökülüp atılmadıkça, her geçen gün İslam coğrafyasında dökülen kanlar fazlalaşacak, Müslümanlar arsındaki uçurumlar genişleyecektir. Bu sebeple tüm Müslümanlar diyalog kapılarını artık aralamalı, bir araya gelebilmeli ve İslam ümmetinin geleceği adına somut müspet adımlar atmalıdır."

"Zalimlerin; Arapların, Türklerin, Farsların, Kürtlerin çıkarına adım atmayacaklarının da farkında olmalıyız"

"Beldelerimizde Siyonist fitnenin tutuşturduğu alev her gün bir parçamızı yakmaktadır." diyen Tekdal, basın açıklamasına şöyle devam etti:

"Basiretle ve ferasetle hareket etmeli, vahdet ağacının dallarına tutunmalıyız. Yoksa farklı coğrafyalarda derinleşen acılarımız her geçen gün Kuds-ü Şerif'in ve dolayısıyla Mescid-i Aksa'nın mazlumiyetini bize unutturacaktır. Kendi acımızda kavrulacak, birbirimizin yarasına derman olmaktan gittikçe uzaklaşacağız. Deyr Yasin, El Halil, Cenin, Gazze ve daha nice yaşanmış katliamları, Mavi Marmara'ya karşı gerçekleşen barbarlığı unutmamalıyız. Batılı emperyalistlerin İslam coğrafyasında işledikleri cürümleri görebilmeli, zalimin herhangi bir çeşidiyle kurulan ittifakın İslam ümmetini zillete mahkûm edeceği şuurunda olmalıyız. Mimsiz medeniyetin kanlı mirasını doymak bilmez iştahla devralan ve cürümlerine devam eden zalimlerin; Arapların, Türklerin, Farsların, Kürtlerin çıkarına adım atmayacaklarının da farkında olmalıyız."

"Tüm mazlum ve mustazafları bu mücadelede saf tutmaya çağırıyoruz"

Cihanşumül olan Dünya Kudüs Gününün, Siyonizmin arkasındaki dünya emperyalizmine başkaldırı günü olduğunun altını çizen Tekdal, "Dünya Kudüs Günü özgürlük nidalarının göğe yükseldiği gündür. Mustazafların müstekbirlere perva etmeyeceklerini haykırdığı, zalimin zulmüne direneceğini izhar ettiği gündür. Cihanşumül olan bu gün, Siyonizmin arkasındaki dünya emperyalizmine başkaldırı günüdür. Tüm mazlum ve mustazafları bu mücadelede saf tutmaya çağırıyor; zillet perdesini yırtmayı, gaflet uykusundan uyanmayı, kutlu bir şafağı temenni ediyoruz." diyerek basın açıklamasını sonlandırdı. 

Ellerinde "Kudüs Müslümanlarındır", "Kudüs günü vahdet günü", "İslami direniş kazanacak Siyonizm kaybedecek", "Özgür Kudüs İsrail'siz bir dünya", "Em zaryê Selaheddîn'in, ji bo Kudsê mizgî'nin" yazılı Türkçe ve Kürtçe dövizler bulunan halk, okunan basın açıklaması sırasında sık sık tekbirler getirdi.

Basın açıklaması Şehitler Kervanı Platformu Başkan Ömer Çelik'in yaptığı dua ile sona erdi. (M. Sıddık Bilge, Emrah Deniz, Abdurrahman Tetik - İLKHA)






















































 

Bu haberler de ilginizi çekebilir