Adıyaman'da HÜDA PAR İl Başkanlığı tarafından iftar programı düzenlendi. Öğretmenler Evi'nde gerçekleştirilen programa HÜDA PAR Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Yavuz, HÜDA PAR İl Başkanı Ali Çelik, sivil toplum kuruluşu temsilcileri ve davetliler katıldı.

Kur'an-ı Kerim tilavetiyle başlayan programın selamlama konuşmasını yapan Çelik, programa katılanlara teşekkür etti.

Daha sonra katılımcılara hitap eden Yavuz, birçok İslam ülkesinin yiyecek ekmek ve içecek su bulamadığını söyledi.

Yavuz, "Bizler Ramazan'da 17 saat aç kalıyoruz ama sonrasında bir şeyler yemenin garantisi ve huzuru içerisindeyiz. Ancak iç savaş olduğu, zulümlere ve emperyalist ülkelerin bombalarına, fitne ve fesatlarına maruz kaldıkları için birçok İslam ülkesi bir lokma ekmekten ve sudan mahrumdur. Bugünlerde çok farklı cemaatlere, cemiyetlere ve farklı yapılara mensup insanlar olarak bir araya gelerek, bunları hep beraber ortak problemler olarak dile getirmenin önemini kavramış bulunuyoruz. Bu vesileyle bu tür imkânları ve ortamları bize bahşettiği için Cenabı Allah'a hamdolsun. Zira bu sadece İslami kesimin bir meselesi değil, bu bir insanlık meselesidir. Birkaç gün önce Yemen'de Meryem isminde 40 yaşlarında bir anne, artık açlığa dayanamadıkları için zehri önce çocuklarına içiriyor daha sonra da kendisi içmek suretiyle intihar ediyor. Bu sadece Müslümanları ilgilendiren bir husus değildir. Neden bu hale geldik? Oysa bizim medeniyetimizde sadece insanlar değil, kuşlar ve hayvanlar açlıktan ölmesin diye dağa taşa buğday serpilir, yiyecek bırakılır ama bugün bu coğrafyada maalesef insanlar açlıktan hayatını kaybediyor." dedi.

"Bu coğrafyayı Katar üzerinden yeni bir krize sürüklemek istiyorlar"

Emperyalistlerin, fitne ateşini tutuşturabilmek için İslam coğrafyasını etnik ve mezhepsel temelde cetvel ve pergelle böldüklerini ifade eden Yavuz, şunları söyledi:

"Şu anda içine sürüklenmeye çalışıldığımız bir kaos var. Bunun adı emperyalizm ve Siyonizm'in, haritalarımızı yeniden şekillendirme planıdır. 1916 yılında İngilizler, Fransızlar ve Ruslar arasında Sykes-Picot isminde bir anlaşma imzalandı. Daha sonra 1917 yılında Rusya'da Bolşevik İhtilali olduğu için Lenin geri çekildi ve bu anlaşmayı deşifre etti. Neydi bu antlaşma? 22 kilometrekarelik toprakları etnik ve mezhepsel temelde cetvelle, pergelle böldüler. Kavimlere ve mezheplere göre öyle bir paylaşım yaptılar ki 100 yıl sonra kavim ve mezhep üzerinden bir fitne ateşini tutuşturdukları zaman tam istedikleri gibi olsun. Maalesef şimdi tam istedikleri gibi olmuş. İşte, bölgemizde, Kürt coğrafyasında Kürtler ve Türkler arasında ortaya çıkarılmak istenen düşmanlık tohumlarının ve biraz da başarılı olmalarının esas nedeni budur. Suriye'de Şiilik ve Sünnilik üzerinden koparılmak istenen fitnenin kaynağı budur. Maalesef tam 100 yıl sonra ektikleri zakkum çekirdeklerinin meyvelerini devşiriyorlar. Bizi etnik ve mezhepsel temelde birbirimize karşı getirdiler ve şu anda bu coğrafyayı ateşe sürükleyip, bunun üzerinden kendi planlarını tıkır tıkır işletiyorlar. 1991 yılında Irak'ı işgal etmiştiler, 2003'te bir daha işgal ettiler. Şimdi Suriye üzerinden istedikleri sonucu elde edemeyince bu coğrafyayı Katar üzerinden yeni bir krize sürüklemek istiyorlar."

"Emperyalistler ve Siyonistler hiçbir zaman amaçlarına ulaşamayacaklar"

200 yıla yakındır modernleştirme adı altında halkı adaletten, emniyetten, merhametten, inanç ve değerlerinden uzaklaştırma girişimi olduğunu sözlerine ekleyen Yavuz, "Sonuçların sahibi Allah'tır ama yola çıkması ve bir şeyler yapması gereken biz Müslümanlarız. Emin olun ki şu ortamın oluşması çok küçük çapta da olsa bu tuzağın devre dışı bırakılmasıdır. Çok farklı kesimlere mensup insanlar olarak aramızdaki farklılıkları düşmanlığa, husumete ve rekabete değil de kardeşliğe dönüştürebilirsek o zaman buradan devşirebilecekleri ayrılık, kaos, savaş, istikrarsızlık ve anarşi ortamı bulamayacakları için hevesleri kursaklarında kalacak. Onun için diyoruz ki 1860 yılında başlayan ve modernleştirme adı verilen bu maceraya gelin, el birliğiyle son verelim. 200 yıla yakındır modernleştirme adı altında bu halkı adaletten, emniyetten, merhametten, inanç ve değerlerinden uzaklaştırma girişimi var. Çünkü inanç birleşmeyi ve mümin kardeşini öldürmemeyi emrediyor. İnanç, komşusu açken asla tok yatmamayı emrediyor. İnanç, emperyalistlere karşı beraber hareket etmeyi emrediyor. Bu emirler var olduğu müddetçe emperyalistler ve Siyonistler hiçbir zaman amaçlarına ulaşamayacaklar." şeklinde konuştu. (Ferit Gölgül - İLKHA)