BUNLAR KİMİN POLİSİ?
İstanbul Bağcılar`da motosikletli bir polis ekibinin vatandaşı öldüresiye dayağı, güvenlik kameralarına yansıdı. Evinin önünde, iftara az bir zaman kala polisler tarafından aracı durdurulan Efrahim Yakar, ifade ettiği şekliyle, yapılan kaba aramaya sadece neden bu kadar dağıttınız?` deyince, polislerin gazabına uğradı. Yakar`ı annesi, eşi ve çocuğunun gözleri önünde şiddetli döven polisler, oğlunu görüp engel olmak isteyen anne Gülsen Yakar(55)`ı da, iddiaya göre önce dövdü ardından da başörtüsünü çıkararak saçlarından yerlerde sürükledi.
M. ERKAN YAVUZ- İSTANBUL
İstanbul Bağcılar`da Motosikletli bir Polis ekibinin meydan dayağı güvenlik kamerasına yansıdı.
İftar saatine az bir zaman kala yol ortasında durdukları aracı arayan polislere tek bir sözle tepki gösteren vatandaşın dayak şiddetine maruz kalması tepkilere sebep oldu.
Aracının dağıtılmasına ve ‘terörist` muamelesi görmesine sözlü tepki veren Efrahim Yakar isimli vatandaş, sorgusuz-sualsiz dövüldü. Evin yakınında yaşanan bu elim verici hadiseye Yakar`ın annesi, eşi ve çocukları da tanık oldu.
Anne Gülsen Yakar`ın, oğlunun darp edildiğini görüp aşağıya inmesi ve çocuğunu kurtarmaya çalışması üzerine aynı şiddete kendisi de maruz kaldı.
Anne Yakar, oğlunu polislerin elinden kurtarmaya çalışırken polisler tarafından başörtüsünün çıkarılarak yerlerde sürüklendiğini ve emniyete götürüldüğünü aktardı.
Önceki gün gerçekleşen olay sonrası gözaltına alınan ve vücudunda darp izleri bulunan Efrahim Yakar da ‘polise mukavemet`ten dün çıkarıldığı mahkemece ‘adli kontrol` şartıyla serbest bırakıldı.
‘HEM DÖVDÜLER HEM ‘MÜKAVEMET` DEDİLER`
Müvekkillerinin mağduriyetiyle ilgili açıklamalarda bulunan Avukat Kerem Olcayto olaya tepki göstererek, polislerin yaptıkları onca işkencenin ardından mağdura ‘polise mukavemetten` dava açıldığını söyledi. Av. Olcayto ayrıca kendilerinin de darp raporu alarak karşı dava açtıklarını aktardı.
OHAL`in vatandaşa zararı olmadığı yetkililer tarafından her ne kadar dillendirilse de söz konusu olayla ilgili gazetemize ulaşan görüntüler ve yaşanan hadise, kimi niyeti kötü kişilerin OHAL`i fırsat bilerek vatandaşa yaptığı zorbalığı gözler önüne sermesi açısından önemli deliller olarak değerlendiriliyor.
“BİBER GAZI SIKIP ÖNLERİNE GELENİ DÖVÜYORLARDI”
Bir kısım görevlilerin OHAL`i bahane ederek uygulayadurduğu insan hakları ihlallerinden biri önceki gün İstanbul Bağcılar`da yaşandı.
Polis şiddetine maruz kalan vatandaş Efrahim Yakar`ın, üzerinde şiddet izleri açıkça görüldü.
Yaşadığı trajik olayı gazetemize anlatan Efrahim Yakar, “Kendi aracımla eve gidiyordum. Evimin önünde yunus polisler aniden önümü keserek durmamı ve araçtan inmemi istedi. Olay evimin tam önünde, mahallemde, iftar vaktinden yaklaşık 10 dakika önce gerçekleşti.
Arabamı yol ortasında içinde bomba varmış gibi arama yapıp darmadağın ettiler. ‘Neden evimin önünde bana böyle davranıyorsunuz, sanki bir suçlunun arabasını arıyorsunuz` dediğimde birden bana saldırdılar.
Yanımda bacanağım vardı, ona ve bana acımasızca vurmaya başladılar. Araya girmeye çalışan esnaf ve mahalleliyi de biber gazı sıkıp darp ettiler. Evimin tam önünde yaşanan polis vahşetine annem, eşim ve çocuğum da şahit oldu.” diye konuştu.
“BENİ DÖVERKEN PARMAĞI KIRILAN POLİS KOLUMU KIRSINLAR DİYE TALİMAT VERDİ”
“Arabada karakola götürürken jopla, tekmelerle darp etmeye devam ettiler.” ifadelerini kullanan Yakar, “Karakola gittikten sonra da bacanağımı ve beni ayrı ayrı odalara alıp işkence yaptılar.
Bize onlar yorulana kadar işkence yaptılar. Bir ara bayıldım, kendime geldiğimde su döküp tekrar işkence etmeye başladılar. Bütün bunlar Bağcılar İlçe Emniyet Müdürlüğü Devriye Büro
Amirliğinde yaşandı. Bizi döven işkenceci polislerden birinin parmağı kırıldı. Parmağı kırılan polis, ‘bunun yüzünden parmağım kırıldı, siz de kırılan bu parmağımın yerine onun kolunu kırın` dedi. Yani bütün bunlar nasıl oldu, neden böyle oldu hala anlamış değilim. Bir insana bunlar nasıl yapılır anlamakta güçlük çekiyorum.
Herhangi bir aramam yok, suçlu veya sabıkalı değilim, neden bu vahşet uygulandı hala şoktayım? Elbette burada sabıkası olanlara da bu işkenceler yapılmaz, suçu olan varsa yasa ne diyorsa ona göre davranırsın! Bizim verdiğimiz vergilerle maaş alan polis, bize işkence etti.” dedi.
POLİS: HEPİNİZ ‘TERÖRİSTSİNİZ, BUNU HAK EDİYORSUNUZ`
Ramazan ayında oruçlu halde kendilerine işkence yapıldığını aktaran Yakar, “İftarımızı bile açtırmadılar bize; su bile vermediler. Saatlerce bize işkence yapıp küfür ve hakaret ettiler. Bize, ‘zaten hepiniz ‘teröristsiniz, bunu hak ediyorsunuz` diye hakarette bulundular. Sabah saatlerinde bizi hastaneye götürdüler, hastanede doktor bizi muayene etti. Biz odadan çıktıktan sonra polis yarım saat doktorun odasında kalıp öyle çıktı. Bize sinkaflı küfürler ederek ‘bir şeyiniz yok` diyerek ‘doktorun darp yok` dediğini söyledi.
Bunca işkenceden sonra, her yerim mor ve şişlik içerisinde, buna rağmen darp raporu yazmamış doktor. Avukatımla adliyeden yeni çıktım, tekrar hastaneye gidip rapor alacağım, bana bu işkenceyi yapanlardan davacıyım. Sonuna kadar davamın takipçisi olacağım. Bu işkenceci polisler hak ettiği cezayı alana kadar mücadele edeceğim. Yetkililer kendi halkına böyle işkence eden polisler hakkında gereken işlemleri yapmalıdır.” şeklinde konuştu.
55 YAŞINDAKİ KADINI SAÇLARINDAN YERLERDE SÜRÜKLEDİLER
Öldüresiye dövülen Efrahim Yakar`ın annesi Gülsen Yakar ise yaşananları şu şekilde anlatt:
“ Gelinimin annesine iftara davetliydik. Biz hazırlanıyorduk, oğlum da arabayı evin önüne getirirken polisler tarafından durdurularak kaba bir şekilde hem kendisi hem de arabası aranıyor. Pencereden bir baktım ki polisler oğlumu aralarına alarak öldüresiye dövüyorlar. Oğlumun eşi ve çocukları da arabadaydı.
Polisler oğlumu, ailesinin gözleri önünde dövüyordu. Oğlumun onlara dediği şey sadece; ‘neden bu kadar sert bir arama yapıyorsunuz? Neden bu kadar dağıttınız arabayı?` oluyor. Bu söz üzerine dövmeye başlıyorlar. Pencereden oğlumun dövüldüğünü görür görmez koşarak oğlumu polislerin elinden kurtarmaya çalıştım. Polislere yalvardım çocuğumu bıraksınlar diye. Polisler ‘gebersin` diyordu.” Kendimi çocuğumun üzerine atıp polislerin dövmesine engel olmaya çalıştım.
Bu sırada bana da saldırmaya başladılar. Eşarbımı başımdan çekerek çıkardılar ve saçlarımdan beni sürüklediler. Bu şekilde başörtüsüz bir şekilde emniyete götürdüler. Orada onlara yalvardım bana bir başörtüsü versinler de başımı örteyim. Bana örtümü vermedikleri gibi ‘bir şey olmaz, olmaz` diyerek de dalga geçtiler.”
HANGİ ANNE YÜREĞİ OĞLUNUN DÖVÜLEMSİNİ İZLEMEYE SEYİRCİ KALIR
Oğluna emniyette de işkenceye devam edildiğini aktaran anne Yakar, “Oğlumu emniyette de dövmeye başladılar. Yine burada da oğluma siper olarak dövmelerine engel olmak istedim.
Burada da yine beni dövdüler, saçlarımdan yerlerde sürüklediler. ‘Oğlum oruçludur, yapmayın etmeyin` diye yalvardığımda onu döverken ‘iftarını açtı` diye dalga geçiyordular. İftarımı açmak için su istedim. Suyu yere atıp üzerine bastı ve su yerden üzerime sıçradı. Ama bana su vermediler her defasında bana ‘cadı` diyerek hakaret ediyordular.
Tüm bu zulümleri sadece çocuğumu dövmesinler diye engel olmaya çalıştığım için gördüm. Size soruyorum; hangi anne oğlu dövülürken uzaktan izlemekle yetinir veya müdahale etmeden durabilir. Hangi annenin yüreği buna dayanır. Tüm bu polislerden şikâyetçiyim. Beni öldürseler de bu zulmün hesabını sormaya kararlıyım.” ifadelerini kullandı.
“DİYARBAKIRLI OLMASINDAN DOLAYI ‘TERÖRİSTSİNİZ` DENİYOR”
Mağdur Avukatı Kerem Olcayto da, “Görüntülerde de izledim. İftar saatinde Yunus Ekipleri tarafından çevriliyor. Olay Efrahim Bey`in evinin civarında oluyor. Normal bir çevirme gibi kimlikler alınıyor kontroller yapılıyor. Arama uzun sürünce mağdur olan Efrahim Bey ‘neden bu kadar dağıtınız?` diyerek tepki gösteriyor.
Zaten herhangi bir suç unsuruna da rastlanmıyor aramada. Sonra bunu dediği için polisler saldırmaya başlıyorlar.
Vücudunun her yerinde darp izi var. Annesi yine aynı şekilde darp edilerek kelepçelenerek gözaltına alınıyor.
Biber gazından dolayı mahalledeki birçok kişi de mağdur oluyor. Suç unsuru olamadan öylesine yapılan keyfi bir muameleye tabi tutuluyorlar.
Diyarbakırlı olmasından dolayı ‘teröristsiniz` deniyor. Mahkemeye gittik. Sebep ise karşı tarafın şikâyeti.
Memurlara mukavemetten dolayı. Müvekkilim Adli Kontrol Şartıyla serbest bırakıldı.
Biz de hastaneden rapor aldıktan sonra karşı dava sürecimiz başlayacak.” ifadelerini kullandı.