• DOLAR 34.609
  • EURO 36.63
  • ALTIN 2938.879
  • ...
Bitsin Artık bu Zulüm
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

 Özel güvenlik görevlileri başörtülü öğrencileri her yerde takip edip, başörtülerini çıkarmaları için taciz ediyor. Bazı öğretim üyeleri, öğrencileri odalarına çağırıp başörtülerini çıkarmaları için ikna etmeye çalışıyor. Başörtülü öğrencilere karşı sürek avı başlatılmış durumda.

Edirne Başörtüsüne Özgürlük Platformu Başkanı Fatma Kevser Tilkici ile aynı platformun komisyon üyesi Esra Zeynep Karakoç, Trakya Üniversitesi`nde başörtülü öğrencilerin yaşadıkları sıkıntıyı gazetemize anlattı. Trakya Üniversitesi`nde başörtülü öğrencilerin keyfi bir şekilde derslere alınmadıklarını, kasıtlı olarak özel güvenlik elemanlarıyla karşı karşıya bırakıldıklarını belirten Tilkici ve Karakoç, bazı hocaların başörtülü öğrencileri fişlediklerini de söyledi.

Sizi Edirne Başörtüsü Platformunu kurmaya iten sebepler nelerdi?

* F.K.T. Bizi bu platformu kurmaya iten yaşadığımız mağduriyetlerdi. Üniversitemizde başörtülü öğrencilere baskılar uygulanıyor. Bu baskı sene başında başladı. Üniversiteye girerken bizlerden YÖK`ten ve Rektör`den onaylı belge istediler. Böyle bir belge işleyişte yok. O bir kenara hiç bir üniversitede böyle bir uygulama da yok. Amaçları zorluk çıkarmak. Bu zorluk kapı girişinden başlıyor. Bunları bizzat yaşayanlardan biri de benim. Birçok arkadaşım gibi benim de derslere başörtülü olarak girmem engellendi. Çok kötü uygulamalarla karşı karşıya kaldım.

Nasıl bir engellemeydi bu?

*  F.K.T. En büyük engellerden biri üniversiteye girişte yaşanıyor. Özel güvenlik görevlileri başörtüsüyle okula giremezsiniz, diyerek bizi üniversiteye sokmuyorlar. Yaptığınızın yasal bir dayanağı yok dediğimiz zaman. "Biz bir şey yapamayız, Rektör`ün emri" diyerek kendilerini savunuyorlar. Üniversiteye adım atarken, karşılaştığımız ilk zulüm bu, özel güvenlik zulmü. Ardından derslere alınmıyoruz, zorla dışarı çıkartılıyoruz ya da başımızı açmaya zorlanıyoruz. Başörtüsüyle derse girmek istediğimi dersin hocasına bildirmeme rağmen, kendisi "Ben bir şey yapamam" diyerek beni bölüm başkanına yolladı. Bölüm başkanı,"Sen böyle derse girersen, diğer öğrenciler de çıplak girebilir. Sizi bir yerlerden yönlendiriyorlar." şeklinde yakışıksız bir benzetme yaparak derslere başörtümü çıkartarak girmemi istedi. Ben de bunu kabul etmeyeceğimi, derslere başörtüsüyle gireceğimi söyledim. Fakülte Dekanı İlker Alp ile görüşme talebinde bulundum. Tabi Dekanla görüştürülmedim.

Sonra ne oldu?

* F.K.T. Başörtüsüyle derse girdim. İki tane güvenlik görevlisi sınıfa girerek beni zorla sınıftan çıkarmaya çalıştı.

Herkesin gözü önünde mi?

* F.K.T. Evet. Düşünsenize, 40-50 kişinin içinde iki kişi sizin başınızda bekliyor. "Emreder bir tonla, sınıftan, çıkacaksınız bu şekilde sınava giremezsiniz" diyerek bağırıp çağırıyorlar. Hiç bir hakları ve yetkisi olmadan. Ben sınıftan çıkmadım ve arkadaşlarıma dönerek içinizde benden rahatsız olan var mı diye sordum. Kimse bir ses çıkarmadı. Güvenlik görevlisine böyle bir yetkisinin olmadığını, söyledim. Zor kullanmaya kalktılar ama sınıftan çıkmadım.

Bir linç kültürü bu. Buna öğretim üyeleri nasıl göz yumuyor?

* F.K.T. Kesinlikle. Herkesin içinde rencide ediliyorsunuz. Onlarca kişinin önünde bileğinizin hakkıyla kazandığınız üniversitenizde, aşağılanıyorsunuz. Bunun bir diğer nedeni de öğretim üyeleri. Bazı öğretim üyeleri, başörtülü öğrenci avına çıkmış durumda. Nerede bir başörtülü öğrenci görseler, hemen güvenliği çağırıp, üzerime salıyorlar. Ya da hal ve hareketleriyle bizi aşağılıyorlar. Tabi bize çok duyarlı bir biçimde yaklaşan hocalarımızda var. Ne yazık ki onlar da bu azgın azınlık karşısında, susmak zorunda kalıyor.

Öğretim üyeleri mahalle baskısına maruz kalıyor o zaman?

* F.K.T. Evet. Başörtüsüyle derse girmemize karışmayan hocalarımız, diğer öğretim üyeleri tarafından baskı altına alınıyor. `Bunlara izin vermeyin. Hakkınızda soruşturma açılır` diyerek korkutuluyorlar. Korkmalarının nedeni üniversite yönetimin durduğu yer. Üst yönetim ne yazık ki yasakçı bir tavır içinde. Zaten bu öğretim üyeleri her fırsatta, inancımızı aşağılıyor. Özellikle, Mimarlık Mühendislik, Sağlık Bilimleri Yüksekokulu, Eğitim ve Fen Fakültesi`nin bir bölümünde bu sorun çok bariz bir şekilde yaşanıyor. Örneğin bir öğretim üyesi "Kadir Gecesi" için çok ağır sözler söylemişti.

Özel güvenliğin yaptıkları da çok çirkin

* F.K.T. Güvenlik görevlileri zaten başörtülü öğrencileri her fırsatta taciz ediyor. Üniversitede güvenliği sağlamak sonraki görev. İlk işleri başörtülü öğrencilerin başlarını açmak. Örneğin bir arkadaşımızın peşine takıldılar. Sürekli olarak taciz ettiler. Arkadaşımız tuvalet kaçıp kurtulmak istese de, tuvaletle girip zorla başörtüsünü çıkartmaya çalıştılar. Bu bir insanlık suçu aslında.

Öğrencilere başörtülerini çıkarmaları için telkinde bulunan öğretim üyeleri var mı?

* F.K.T. İstanbul Üniversitesi`nde Nur Serter öncülüğünde kurulan ikna odalarının bir benzeri de ne yazık ki Fen Fakültesi`nde var. Fen Fakültesi Dekanı Prof. Dr. E.O. bunlardan biri. Başörtülü arkadaşlarımızı tek tek odasına çağırıp. Başörtülerini çıkarmaları konusunda uyarılarda bulunuyor. Kendisi bir arkadaşımıza "Başörtüsü serbestliğinin yasal bir dayanağı olmadığını, ayrıca serbestliğine dair ellerine bir yazının ulaşmadığını" söyleyerek YÖK başkanı Yusuf Ziya Özcan`ın açıklamasını başörtüsü serbestliği adına yetersiz bulduğunu açıkça söyledi. YÖK Başkanı dahi dikkate alınmıyor.

Psikolojik baskı uygulanıyor o zaman?

*  F.K.T. Kesinlikle. Buna benzer bir örnek yakın zamanda yaşandı. Hem de çok yeni 6 Nisan`da. Sınava giren bir arkadaşımıza Prof. Dr. Tülin Aktaç çok sert bir tavır sergiledi. Aktaç sınav kağıtlarını dağıtmak üzere sınıfa girince başörtülü arkadaşımızı görüyor. Gözetmen hocalardan birine "Bunu neden uyarmadınız?" diye çıkışıyor. Ardından arkadaşımızın ismini yüksek sesle okuyarak, ismini ve numarasını alıyor. Sınav boyunca arkadaşımız sürekli olarak, taciz ediliyor. Haliyle psikolojik baskı altına alınan arkadaşımızın sınavı da çok kötü geçiyor.

Yaşananlar karşısında diğer arkadaşlarınızın tutumu nasıl?

* F.K.T. İstisnasız bütün arkadaşlarımız bizim yanımızda. Hepimizin farklı kesimlerden arkadaşları var. Kendisini, solcu, sosyalist olarak niteleyen öğrenciler dahi, bize destek veriyor. Bu destek bize güç veriyor. Zaten bizim öğrenci arkadaşlarımızla aramızda hiçbir sorun yok. Bu güçle Edirne Başörtüsüne Özgürlük Platformu`nu kurduk. Bu platform çok önemli.

Platform faaliyetleri hakkında biraz bilgi verir misiniz?

*  F.K.T. Platform 2011 yılında kuruldu. Sadece başörtülü arkadaşların uğradıkları zulmü ifade  etmek için değil, üniversitemizdeki  özgürlük alanlarını genişletmek için yola çıktık. Bu açıdan geniş bir öğrenci potansiyelini içimizde barındırıyoruz. Platformun içinde farklı düşüncelere sahip arkadaşlarımız var. Zaten 18 Mart`ta yaptığımız basın açıklaması bunun en açık kanıtı oldu. Başörtülü arkadaşlarımızın yaşadığı zulmü protesto etmek için Ayşe Kadın Meydanı`nda bir basın açıklaması yaptık. Bu açıklamaya 100`ün üzerinde katılım oldu. Her düşünceden insan bizim yanımızda yer aldı. Amacımız da özgürlükten yana olan öğrencileri yan yana getirmek.

Platform olarak öğrencilere yönelik çalışmalarınız olacak mı?

*  E.Z.K.  Bu yönde bir çalışmamız var. Başörtülü arkadaşların haklarını daha iyi bilmeleri açısından bir çalışma yürütüyoruz. Arkadaşlarımız öğrencilikten doğan haklarını bilmedikleri zaman, her söylenen evet demek durumunda kalıp, baş eğiyorlar. Arkadaşlarımızı bilgilendirme amaçlı seminerlerimiz oluyor.

Bize vakit ayırdığınız için çok teşekkür ederim. İnşallah bu zulüm en kısa zamanda son bulur. Siz de gönün rahatlığıyla okursunuz.

Biz çok teşekkür ederiz. Sorunlarımızla ilgilendiğiniz için.

Milligazete

Bu haberler de ilginizi çekebilir