`Darbecilere Hesap Sorulmadığı İçin 28 Şubat`ı Yaşadık`
Eğitim Bir-Sen Bingöl Şube Başkanı Yunus Kava, Geçmişte yaşanan 27 Mayıs, 12 Mart, 12 Eylül darbelerinin faillerinden ve destekçilerinden hesap sorulamadığı için 28 Şubat`ı yaşadıklarını söyledi.
BİNGÖL- Eğitim Bir-Sen Bingöl Şube Başkanı Yunus Kava, 28 Şubat`ın 15. yıl dönümü dolayısıyla yaptığı açıklamada, 28 Şubat sürecinin, sadece ülkenin ve milletin kaynaklarını talan eden bir sistemin kurulmasına zemin hazırlamadığını, aynı zamanda milli iradeyi yok sayan, milletle hesaplaşmayı makul gören derin devlet yapılanmasına da çanak tuttuğunu ifade etti.
Yakın tarihi ile yüzleşip hesaplaşamayan, darbecilerden hesap soramayan, darbeleri doğru analiz edemeyen toplumların, darbeye ve darbecilere tarih kısmı boş bırakılmış davetiye düzenlediklerini fark dahi edemeyeceklerini ifade eden Kaya: "Bu acı gerçek kendini, ülkemize ve toplumumuza farklı biçimlerde de olsa neredeyse her 10 yılda bir hatırlattı.
Çok partili demokratik hayata geçişten bu yana 1960, 1971, 1980, 1997 ve 2007`de makûs talihimizmiş gibi bu gerçekle yüz yüze kaldık. Bir öncekinin hesabını dahi sormaya fırsat bulamadan yenisini yaşamanın şaşkınlığıyla rafa kaldırılmış demokrasi ve sindirilmiş millet iradesi dramını değiştirilmez bir senaryoymuş gibi oynamak zorunda bırakıldık.
Darbe heveslisi ve milli irade düşmanı Ergenekon Terör Örgütü mensuplarının, millet adına karar veren yargı organlarında hesap vermeye devam ettiği ve 28 Şubat postmodern darbesinin yıldönümü olan bugün, darbe riskinin ve darbeci zihniyetin bir daha palazlanmayacak şekilde tarihin çöp sepetine atılmasını sağlayacak topyekûn kararlılığı ifade etmek adına en anlamlı gündür. 28 Şubat 1997 tarihinde yapılan MGK toplantısı ve toplantı sonunda açıklanan bildiri, siyasi tarihimize `postmodern darbe` olarak geçmiştir.
28 Şubat ile aslında devlet yönetimine el konulmuş, mevcut hükümet istifaya zorlanmış ve sadece hükümet veya toplumun bazı kesimleri değil, tüm toplum denetim altına alınmak istenmiş, temel hak ve özgürlüklere aykırı birçok uygulama ve düzenlemeyle bu denetim elde edilmiştir. 28 Şubat süreci, sadece ülkenin ve milletin kaynaklarını talan eden bir sistemin kurulmasına zemin hazırlamamış, beraberinde milli iradeyi yok sayan, milletle hesaplaşmayı makul gören derin devlet yapılanmasına da çanak tutmuştur.
Temel hak ve özgürlükler, demokrasi kültürü konusundaki kazanımların bütününde sadece içeride değil, uluslararası düzeyde de demokrasimizin olgunlaşmadığını ifşa eder mahiyette geriye gidişler yaşanmıştır. Geçmişte yaşanan 27 Mayıs, 12 Mart, 12 Eylül darbelerinin faillerinden ve destekçilerinden hesap sorulamadığı için, 28 Şubat`ı yaşadık. Siyasi tarihimizde birçok örneği olduğu üzere, darbeciler yargılanmadığı ve hesap sorulamadığı sürece, yeni darbelere kapı aralanacaktır" dedi.
28 Şubat sürecinin, Türkiye`deki asıl iktidar gücünün kimde olduğunu çok belirgin bir biçimde açığa çıkardığını ifade eden Kava, "Böylece herkes, Türkiye`de hükümet olmanın muktedir olmak anlamına gelmediğine ve askeri vesayetin, egemen devlet anlayışının hayatımızın her alanına nasıl müdahale hakkını kendisinde görerek zalimleştiğine şahit olmuştur. Bu dönemde, devletin millet için var olduğu unutularak, milletin devlet için var olduğu düşüncesi, tektipleştirici ve farklı olana karşı hayat alanı tanımama sistemi sorunlara kaynaklık etmiştir. Sorunların giderek içselleşmesi, sindirme ve dönüştürme politikaları, halkı umutsuzlaştırarak hata ve yanlışlara karşı duyarsız hale getirmiştir" ifadelerini kullandı.
Kava, açıklamasında şu ifadelere yer verdi: "Oligarşik sistemin toplumu birbirine düşman kılması, imtiyazlı kesimin desteğini alıp diğer kesimlere zulmetmesi, halkın darbecilerden hesap sormasını engellemiştir. Darbeler karşısında bazı yapılar, yaşanan hukuksuzlukları görmezden gelmeye ve çifte standardı sürdürmeye devam etmiştir. 28 Şubat postmodern darbesi ve hesabı sorulmayan diğer darbeler nedeniyle elinde bazı yetkiler bulunan kişiler, halk iradesine dayalı bir düzenin sancılarını çeken ülkemizi kaos ortamına sürüklemek ve bu suretle kendi oligarşik düzenini kurmak maksadıyla Balyoz, Kafes, Eldiven, Sarıkız, Ayışığı, Yakamoz ve daha bilmediğimiz nice darbe ve eylem planını hazırlamak ve uygulamaya çalışmak cesaretini kendilerinde bulmuştur." İfadelerini kullandı.
(Ali Yıldırım-İLKHA)