Davutoğlu uzun aradan sonra ilk kez konuştu
Eski Başbakan ve AK Parti Konya Milletvekili Ahmet Davutoğlu, `Pelikan dosyası`nı yazan ve `trol` olarak nitelendirilen sosyal medyadan kendisini eleştirenlere tepki gösterdi. `Trol çetesi`nin, FETÖ`nün taktiğini kullandığını belirten Davutoğlu, "`Bunlar kendi vicdanlarıyla barışık değil, bu troller. Kendi vicdanıyla barışık olan birisi maske takmaz, gizli hesap açmaz. Mertçe çıkar, kimi eleştiriyorsa eleştirir, cevabını alır" dedi.
KONYA - Eski Başbakan Ahmet Davutoğlu, dün memleketi Konya'da yerel yayın yapan 'Kanal 42'deki 'Kerem İşkan ile Ramazan Geceleri' programına katıldı. Davutoğlu, sunucu Kerem İşkan'ın, ''Sosyal medya hesaplarını kullanan 'trol' dediğimiz isimlerin parti içindeki önemli isimlere saldırıları, itibar suikastı yapmaları ve en son Mehmet Görmez hocaya yapmalarını nasıl değerlendiriyorsunuz?'' sorusu üzerine 'troller' ve 'Pelikan dosyası' yazanlar hakkında açıklamada bulundu. Trollerin, FETÖ taktiği olduğunu ifade eden Davutoğlu, şunları söyledi:
''Önce bu yapılar nasıl çıkıyor ona bakmak lazım. Açık söyleyeyim; bu bir FETÖ taktiğidir. Bunu ilk kez FETÖ uygulamıştır Türkiye'de. Sayın Cumhurbaşkanımız başbakan iken, onun hakkında, benim hakkımda, 10 kişilik şeyleri var bunların 'kahariyeistis', kahar ismi okunarak Allah kahretsin denilen, beddua. İçinde yakılandır bu. Başta sayın Cumhurbaşkanımızla başlıyor, ben, Mehmet Görmez, Hakan Fidan, Beşir Atalay, şu anda troller kime saldırıyorsa Cumhurbaşkanımız dışında, hepsine saldıran bir listeydi bu. Bu bir kültürdür. Maalesef iyi şeyler nasıl kolay yayılabilir ise kötü şeylerde yayılır ve damarlarda akmaya başlar. Birileri önce akan şeyi, damarlarda dolaşan virüsü muhalif gördüğü kişileri zaafa uğratacağı düşüncesiyle tolere edebilir. Ama bir sonraki aşamada o virüs, o bedenden başka bir bedene geçer ve onu çıkaranları bu şeyre uçar eder.''
''PELİKAN DOSYASINI YAZANLAR BİLE, BEN YAZDIM DİYE CESARET EDEMEDİ''
Pelikan dosyasına değinen Davutoğlu, 'Pelikan dosyası'nı yazanlarla ilgili de şunları söyledi:
"Kimliği meçhul görünüyor. Herkes kimler olduğunu biliyor ama kimse sahiplenemiyor. Çünkü onu yazanlar bile çok insani bakımdan kabul edilemez gayri ahlaki bir iş yaptıklarını biliyorlar. Çıkıp da 'Bu metni ben yazdım' diye cesaret edemiyor. Ama herkest kimin yazdığını ve finanse ettiğini biliyor. En güçlü insan, kendisiyle barışık olandır. Bir insan kendi vicdanı, aklı, ruhuyla barışıksa onunla hüsnüsü yok. Bunlar kendi vicdanlarıyla barışık değil, bu troller. Kendi vicdanıyla barışık olan birisi maske takmaz, gizli hesap açmaz. Mertçe çıkar, kimi eleştiriyorsa eleştirir, cevabını alır ya da almaz. Burada mesele konu değil. Mesele belli şahsiyetlerin yıpratılarak, bu davaya hayatları boyu emek vermiş, alın teri, zihin teri dökmüş vicdanlı insanların irtibasızlaştırılarak devre dışına çıkarılmaya çalışılması. Bakın bu isimlere, troller zaten meçhulde, o trolleri kullanan isimler veya kendi gerçek isimleriyle bu faaliyetleri organize edenler, şu davaya zerre miktar katkıları olmamıştır, hiçbir ter dökmemişlerdir. Şimdi isim vermek istemiyorum ama siz isimleri düşünebilirsiniz. Hayatlarında oturdukları sırça saraylar dışında halkın içine girmemişlerdir. Tek bir insan yetiştirmemişlerdir, tek bir sancı çekmemişlerdir. Tek bir çile duymamışlardır. Bırakın Arakan`lıyı gidip kucaklayarak onunla birlikte ağlamayı, bırakın Gazze`de bombalar altındaki kızı öldürülmüş baba ile kucaklaşmayı, komşusu ile kucaklaşmamıştır bunlar. Ama 15 Temmuz şartları öyle şeyler getirdi ki, olabilecek en adi, en alçak iftiraları bu davaya en büyük hizmeti yapmış insanlara rahatlıkla yapabildiler. Bu anlamda kendim için söylemiyorum sadece. Mehmet Görmez Hoca için de. Mehmet Görmez hocanın Diyanet İşleri Başkanlığı bir yüz akıdır. Çok açık söylüyorum.'
''SİYASİ MÜCADELEDEKİ EN BÜYÜK MAKAMI BIRAKTIM''
Davutoğlu, yaşamında sürekli eleştiriye açık olduğunu, ama kişileri itibarsızlaştırmak için bir takım çeteci, tetikcilerin tutulduğu zaman, bunun arkasından Türkiye'nin 14 yıllık birikimini berhava etmek isteyen bazı unsurlar olduğu anlamına geldiğini söyledi. Ahmet Davutoğlu, şöyle devam etti:
"Bu saldırılar benim şahsıma karşı olsa, zaten ben bıraktım. Düşünün ki, bir siyasi mücadele içinde olan bir insanın bırakabileceği en yüksem makam neresiyse, ben orayı bıraktım. Niye hala saldırılıyor? Mesele ben değilim. Benim temsil ettiğim şey, zihniyet, yaklaşım, o rahatsız ediyor. Kusura bakmasınlar rahatsız olacaklar. Çünkü bu zihniyet bu toprakların tohumudur. Bizden duyulan rahatsız her hangi bir makam sebebiyle değil. Benim şu an da Konya'ya temsil etmek dışında siyası bir makamım yok. Bilsinler ki ben bu zihniyeti temsil etmeye devam edeceğim. Burada bizim tarihi, insanlık sorunumuz var. Yeter ki eleştirecek olan mertçe çıksın.''
TROL ÇETESİ
Sunucu İşkan'ın, ''Çetelerin hedeflerindesiniz. Sizin gibi AK Parti içerisinde önemli görevler yapmış isimler bu çetelerin hedefinde. İtibar suikastları devam ediyor. Birilerinin kafasında, halk bu insanları çok seviyor. Bir gün döner gelir bunların hesabını bize sorar? bunun endişesi mi var?'' sorusu üzerine Davutoğlu, trol çetesinin olduğunu öne sürdü. Davutoğlu, şöyle devam etti:
''Bu ilk defa da değil. Burada bir trol çetesinden bahsediyoruz. Daha önce sayın Cumhurbaşkanımızın, benim ve Hakan Fidan hakkında, FETÖ uluslararası kampanya yürütüyordu. Ondan önce biz Filistin ile ilgilendik diye bütün Yahudi lobisi aleyhimizdeydi. Ondan önce başka lobiler aleyhimizdeydi. İlk defa karşılaşmıyoruz. Bu durum için üzülenlere diyorum ki; Bu durumda o kadar doğal ki. Hep böyle olageldi. Bilelim ki ‘Şeytanın defterinde adı olmayanın rahmanın defterinde adı olmaz.` İnsanlar düşmanlarıyla bilinir. Elhamdülillah. Ben Filistin`in yanındaydım, birileri onun için bana düşman olabilir. Elhamdülillah ben Arakan'daydım, ben Somali`deydim, ben Suriyeli mültecilerin, yetimlerin alın terini sildim. Ben derken sadece şahsım değil, bütün bu şey içinde olanları belirtiyorum. Elhamdülillah. Bunun için birileri bizi hedef alacaksa amenna. Zaten hedef alınmamak için korkarak yaşayacaksak bu hayat bize haram olsun. Onun için de bir yıl içinde niye cevap vermiyorsunuz? Cevap vermeye tenezzül etmediğimiz için cevap vermiyoruz.''
"TROLLERE KIZMIYORUM, SUSANLAR BENİ ÜZÜYOR"
Trollere kızmadığını, ancak susanların kendisini üzdüğünü belirten Davutoğlu, şunları anlattı:
''Trollere kızmıyorum. Gönül koymuyorum. Ama susanlar beni üzüyor. Beni üzdüğü gibi eminim Mehmet Görmez hocayı da üzüyordur, daha önce Hakan Fidan`a, sayın Abdullah Gül`ü. Esas bizleri üzen, trollerin saldırmaları değil. Yurt içi ve yurt dışında FETÖ irtibatlı 'Bize en çok saldırıda bulananlardan birinin FETÖ irtibatı ortaya çıktı' saldıranlar, yurt dışındaki bir takım lobilerin saldırıları değil, bunları zaten doğal görüyorsunuz. Ama en yakın olduğunu düşündüğünüz birisi. Birisi ‘Kırılmıyor musunuz? Bu sessizliği suskunluğa kızmıyor musunuz?` deyince Nazım Hikmet`in ‘Küsmek` ile ilgili şiirini okudun mu diyorum. Nazım Hikmet`in küsmek ile ilgili güzel bir şiiri vardır. Orada 'küsmek', ben seni seviyorum demektir. Ben buradayım demektir. Küsmek aslında karşı tarafa değer vermektir. Hatta bazen tartışmak bile dostluğuna değer verdiğini gösterir. En çok beni üzen küsmeyi unuttuk. Çünkü artık doğallaşıyor her şey. Susanlar doğallaşıyor.''
MAKAMI BIRAKMANIN EN GÜZEL TARAFI BÜTÜN MASKELER DÜŞER
Başbakanlık görevini bıraktıktan sonraki dönemine de değinen Davutoğlu, bir süre önce size hitap edenlerin, daha sonra nasıl hitap ettiğine bakıp, nasıl davrandıklarını görebildiklerini vurgularken, "Bir makamı bırakmanın en güzel tarafı, bütün maskeler düşer. Hakikat ortaya çıkar. Hakiki dostlardan mürailere hepsini Allah size gösterir. Önemli olan onurla geldiğiniz yerden onurla çıkabilmektir. Önemli olan bu. Ama bilinsin ki, benim hiç böyle bir hesabım olmadı. Hiç kimseye kinim, nefretim hayatta olmadı. Bundan sonra da olmaz. Ama yapılanları da insan hafızası kolay unutmaz'' dedi.
Davutoğlu, Arap dünyasındaki Katar'a yönelik yapılanlarla da ilgilide şunları söyledi:
''İslam dünyasında son 6-7 yıldır Arap baharı sonrası mezhebi ve etnik çatışmalar vardı. Şimdi birde körfez içinde parçalanma kendini gösterdi. İslam dünyasının ortak bazı temel değerlerde bir araya gelmesi gereken dönemde, özellikle DEAŞ gibi hepimizi tehdit eden ve özellikle İslam algısını olumsuz yönde etkileyen tehdit varken. İslamafobi gibi Avrupa'da İslam dünyasında dönük çok kapsamlı bir algı operasyonu yürürken, Amerika'da seçimler sonrası bazı Müslüman ülkelerin vatandaşlarına giriş yasağı koyma aşamasına gerekirken, İslam dünyası liderlerinin ve ülkelerinin bir araya gelip, bütün bunlarla nasıl başa çıkarız diye sorması gerektiği dönemde en büyük parçalanmayla karşı karşıya gelmek çok hüzün verici.''
DHA