"Adaleti tesis etmediğimiz müddetçe barışı görmeyeceğiz"
Partisinin Şanlıurfa İl Başkanlığı tarafından düzenlenen iftar programında konuşan HÜDA PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu, "Adaleti kendi aramızda tesis etmediğimiz müddetçe barışı göremeyeceğiz." dedi.
HÜDA PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu, partisinin Şanlıurfa İl Başkanlığı tarafından düzenlenen iftar programına katıldı.
Öğretmen Evinde düzenlenen iftar programına HÜDA PAR yetkililerinin yanı sıra sivil toplum kuruluşları temsilcileri, Suriyeli aşiret reisleri, muhtarlar, kanaat önderleri ve basın mensupları iştirak etti.
Kur`an-ı Kerim tilaveti ile başlayan programda HÜDA PAR Şanlıurfa İl Başkanı Lokman Yalçın kısa bir selamlama konuşması yaptı.
İftar öncesi davetlilere bir konuşma HÜDA PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu, 6 yılı aşkın süredir devam eden Suriye iç savaşı ve Müslümanlar arasındaki adaletsizliğe değinerek "Kendi medeniyetimize, özümüze ve fıtratımıza dönersek bütün sorunlarımız hallolur." dedi.
"Çocuklar açlıktan ölüyor"
İslam beldelerindeki iç karışıklardan dolayı gıda ve temiz suya erişim sağlanamadığına, bu sebeple çocukların öldüğüne dikkat çeken Yapıcıoğlu, “Hemen yanı başımızda Suriye`de 6 yılı aşkın bir süredir bir iç savaş var. Kan dökülüyor can kayıpları yaşanıyor. Suriye nüfusunun yarısından fazlası yer değiştirmek zorunda kaldı. Avrupa`ya sefer halinde iken batan deniz araçlarından geriye kalan cesetler kıyılara vuruyor. Bazı İslam beldelerindeki iç karışıklıklardan dolayı gıda ve temiz suya erişim imkânsız hale gelmiş ve bundan dolayı çocuklar açlıktan ölüyor. Nedir bu halimiz? Birliğimiz bozuldu, birbirimize düştük.” ifadelerini kullandı.
“Birbirimize adaletle davranmadığımız için birbirimize düştük”
Müslümanların kendi kavimlerini, mezheplerini fanatik şekilde tuttuğu için zulümlere karşı seyirci kaldığını, Kur`an`dan uzaklaşınca da Batı'nın çarpık sisteminin zulmüne maruz kaldığını belirten Yapıcıoğlu, “Birbirimize düştüğümüz günden bu yana rahat yüzü göremedik” diyerek konuşmasına şöyle devam etti:
“Muhakkak Allah bize adaleti emrediyor. Bu ilahi emirden uzaklaştığımız için, birbirimize adaletle davranmadığımız için birbirimize düştük. Hâlbuki bizim kitabımız hakkı üstün tutma, adaleti ayakta tutmak için dosdoğru olmamızı istiyor. Bizim en yakımızın aleyhine dahi olsa adaletten ayrılmamamızı emrediyor. Ama biz ne yaptık. Herkes kendi kavmini, milletini, kendi mezhebini ya da kendi siyasi düşüncesini fanatik bir şekilde tutarak başkasına yapılan zulümlere seyirci kalıp ses çıkarmadı. Haklar yenildi. Peki, bu nasıl oldu. Biz kitabımızdan uzaklaşınca, yönümüzü Batı'ya çevirince mimi düşmüş medeniyet bize dayanak noktası olarak hak yerine kuvveti getirip koydular. Dediler ki kuvvetli olan haklıdır. Kuvvetli olan kuralı koyar ve bu kuralı ihlal edeni cezalandırma hakkına da sahiptir. Biz de buna tabi olduk. Hâlbuki bizde haklı olan kuvvetliydi. Onlar zaten kuvveti toplamışlardı ve kendileri için bu şekilde değiştirdiler. Bize de dediler ki sizden hanginiz kuvvetliyse diğerini ezebilir. Birimize arka çıkıp destek verdiler, kuvvet verdiler öbürünü ezmemizi istediler ve biz birbirimize düştük. Birbirimize düştüğümüz günden bu yana rahat yüzü göremedik. Adaleti kendi aramızda tesis etmediğimiz müddetçe asla huzura kavuşmayacağız ve barışı görmeyeceğiz.”
İftar programı, yapılan dua ve cemaatle kılınan namazın ardından son buldu. (Ramazan Casuk-Hüseyin Sayhar-İLKHA)