"Evleri yıktıktan sonra bizi terk ettiler"
Adıyaman'ın Samsat ilçesinde meydana gelen depremin üzerinden 4 ay geçmesine rağmen hâlâ kaldırılmayan moloz yığınları arasında kurulan çadırlarda yaşayan Taşkuyu köyü sakinleri, yetkililerden yardım bekliyorlar.
Adıyaman'ın (Semsûr) Samsat (Semsat) ilçesinde meydana gelen depremin üzerinden 4 ay geçmesine rağmen hâlâ kaldırılmayan moloz yığınları arasında kurulan çadırlarda yaşayan Taşkuyu (Birik) köyü halkı, yetkililerden yardım bekliyor.
2 Mart'ta Samsat merkezli meydana gelen 5,5 büyüklüğündeki depremde en fazla hasarı gören Taşkuyu köyünde halk, hâlâ depremin yaralarının sarılmasını bekliyor.
Hemen hemen yıkılmadık ya da hasar görmedik evin kalmadığı köy, adeta moloz yığınlarına dönmüş vaziyette. Köy camisi hasar gördüğü için çadırlarda namaz kılınırken, okulun da zarar görmesi nedeniyle eğitim çadırlarda veriliyor.
Moloz yığınları içerisine kurulan çadırlarda hayata tutunmaya çalışan köylüler, ilk günlerde bölgeye gelip daha sonra kendilerini unuttuklarını savundukları yetkililere sitem ediyorlar.
Ramazan ayının başlamasıyla birlikte mağduriyetlerinin daha da arttığını ifade eden köylüler, yetkililerin bir an önce yaşanan mağduriyetleri gidermesini bekliyorlar.
Diğer illere yapılan muamelenin kendilerine de yapılmasını beklediklerini belirten Mehmet Avcı, "Deprem olduğu için çocuklara çadırda eğitim veriliyor. Bu da sıkıntılı oluyor. Çadırdaki eğitim okul gibi olmuyor. Cumhurbaşkanına özellikle sesleniyorum. Bu çocukların mağduriyeti görülsün artık. En azından gelecek yıl bir okul yapılsın. Çanakkale'de de iki ay önce deprem oldu. Onların yılsonuna kadar okulları teslim edildi ama bizim okul için herhangi bir adım atılmadı. Bize acımıyorlarsa bu çocuklara acısınlar." dedi.
"Bir an önce milleti bu mağduriyetten kurtarsınlar"
Ramazan ayının başlamasıyla birlikte yaşanan mağduriyetin daha da arttığını ifade eden İsmail Avcı, şunları söyledi: "Havalar zaten sıcak. Çadırlarda yaşayan halkın üstüne sanki naylonla örtmüşler gibi sıcaktır. Dışarı çıkıyoruz olmuyor, çadıra giriyoruz olmuyor. Sadece bir ağaç gölgesi kalıyor. Mağduriyetimiz Ramazan ayında daha da artmış. Ramazan ayında halk olarak çok mağdur ve perişan bir haldeyiz. Evleri yıkılmamış olan kardeşlerimiz günün bir kısmını burada geçiriyorlar. Evleri komple yıkılmış olanlar ise sıcağın altında yaşıyorlar. Bu sıcak nedeniyle onların daha susuz olup, acıkacağını söyleyebiliriz. Müslümanlar olarak bize Ramazan orucu farzdır. Biz mağduriyetten ve sıcaklıktan dolayı orucu tutmasak yetkililer buna ortaktırlar. Bundan dolayı yetkililer işlerini ve görevlerini yapsınlar. Milleti bir an önce bu mağduriyetten kurtarsınlar."
Yaklaşık 4 aydır çadırlarda yaşamak zorunda kaldıklarını anlatan Bedir Ozak, hiçbir yetkilinin, depremin ardından yapılan hasar tespitleri ve bazı evlerin yıkılma işleminden başka bu mağduriyeti gidermeye yönelik adım atmadığını ileri sürdü.
Yetkililerin kendilerine depremin ilk günlerinde enkazın kaldırılıp, yerine evlerin yapılacağı sözü verdiğine değinen Ozak, "Başta Vali Beye, kaymakama, belediye başkanlarına, muhtarlara çağrım, bu işi bir an önce yetkililere bildirmeleri gerekir. Yani oraya gitmeleri gerekir. Eğer giderlerse bir şeyler olabilir ama gitmeseler 3-5 yıl da sürebilir diyebilirim. Numan Kurtulmuş ve Recep Tayyip Erdoğan'ın oğlu da geldi ama sonra gittiler. Bir daha da arkalarına bakmadılar. Ne haberlerde ne de bir vatandaşın ağzından duyuyoruz bu konuyu. 'Evlerinizi yapacağız.' dediler. Tabi, televizyonda gördük Vali Bey, Ahmet Aydın'ı. 'Bütün enkaz atılacak, evler yapılacak.' dendi. 4'üncü aya girildi ama ne enkazlar atıldı ne giden oldu ne de gelen oldu. Şu anda millet hep oruçlu ve güneşin altında oturuyor." ifadelerini kullandı.
"Evleri yıktıktan sonra bizi terk ettiler"
"4-5 günde hemen kepçe getirip evleri yıktılar. Ondan sonra bizi terk ettiler." diyerek tepkisini ortaya koyan Yusuf Dağtaş, "Bizler yetkililerden önce bu molozun kaldırılmasını, sonra da konteynırların gelmesini ve evlerimizin yapılmasını istiyoruz. Bu kadar da olmaz. Bu çadırların altında oruç tutuyoruz. Nerede oturacağımızı bilmiyoruz. Bizim bir gölgemiz bile yok. Güneş altında nasıl oruç tutacağız? Yetkililere sesimizi duyurun. Gelsinler, halimize baksınlar.” şeklinde konuştu.
Evi tamamen yıkıldığı için köyün dışındaki boş bir alana çadır kuran Ömer Avcı da depremin ardından çok zor günler geçirdiklerini anlatarak, yetkililerin seslerini duymasını istedi.
Okullarının depremde hasar görmesi nedeniyle çadırlarda eğitim görmek zorunda olduklarını söyleyen öğrencilerden Şehadet Avcı ile Cihan Küçük ise yaşadıkları sorunların giderilmesini istedi. (Osman Gülebak/Hüseyin Sayhar/Ferit Gölgül-iLKHA)