HÜDA PAR`dan İslam dünyasına; ÇÖZÜM SİLAH DEĞİL
HÜDA PAR gündem değerlendirmesinde; Filistin`de süren siyonist israil işgali, Avrupa`da kaybettirilen Müslüman çocuklar ve batılı şer güçlerin Ortadoğu diye adlandırdıkları İslam beldeleri üzerindeki kirli planlarına dikkat çekildi. İslam dünyasının içinde bulunduğu bu içler acısı durumun son bulması için Müslüman liderlere çağrıda bulunan HÜDA PAR, açıklamasında; çözümün silahla olamayacağı, Müslümanların batılı şer güçlerin oyunlarına gelmemekle birlikte aralarındaki ihtilafları müzakere ederek çözebileceklerinin altı çizildi.
Fikret Özkan-Zeki Aras/DOĞRUHABER
Filistin`de süren işgal, Irak`ta işgalin ülkeyi getirdiği nokta, 500 bin insanın hayatını kaybettiği Suriye`de devam eden kaos, işgal altındaki Afganistan, Avrupa yollarında yitirilen canlar ve batılı ülkelere ulaşıp da kaybettirilen çocuklar… İslam ülkeleri ve halklarının içinde bulunduğu bu acı tabloya dikkat çeken HÜDA PAR, “İslam ülkelerindeki iç sorunların ve İslam ülkeleri arasındaki hiçbir ihtilafın çözümü için silah kullanılmaması ve emperyalist ülkelerin inisiyatifine bırakılmaması gerektiğine dair çağrımızı bir kez daha yineliyor, herkesi elindeki imkânlarını kullanarak topraklarımızda yanan ateşi söndürmeye davet ediyoruz." açıklamasında bulundu. Açıklamada, haçlı-siyonist ittifakın kurduğu hegemonya ile İslam topraklarında ekilen fitne ve oluşturulan kaosla devam ettirilen işgal ve katliamlar Müslüman ülkelerin, hareketlerin, grupların birbirlerini düşman profilde görmelerini ve birbirleriyle çatışmalarını sağladığı vurgulandı.
İslam dünyasının içinde bulunduğu bu içler acısı durumun son bulması için Müslüman liderlere çağrıda bulunan HÜDA PAR, çözümün silahla olamayacağını Müslümanların batılı şer güçlerin oyunlarına gelmemekle birlikte aralarındaki ihtilafları müzakere ederek çözebileceklerine dikkat çekti.
"BMGK`NIN İŞGAL REJİMİNİ KORUMASI İSLAM ÜLKELERİNE ÇOK ŞEY ANLATMALIDIR”
Siyonizmin ahlaki-insani hiçbir değeri tanımadığına ve dünya barışının önündeki en büyük engel olduğuna vurgu yapılan değerlendirmede, "Ulusal ve dini çıkarlarını kendisi için 'mutlak hak' olarak gören siyonist işgalci, her türlü insani-dini-hukuki hakları pervasızca ve küstahça çiğnemeye devam etmekte, özellikle Filistinli Müslümanlara yönelik zulümlerini artırmaktadır. Ahlaki-insani hiçbir değeri tanımayan siyonizm, insanlık değerlerinin hayata hâkim kılınmasının ve dünya barışının da önündeki en büyük engeldir. Her gün sistematik olarak sürdürdüğü zulüm ve katliamlar insanlığa karşı işlenen suçlar kapsamında değerlendirilmesi gereken işgal rejiminin Birleşmiş Milletler Güvenlik Kurulu`nun beş daimi üyesi tarafından korunup kollanması, özellikle İslam ülkelerinin yöneticilerine çok şey anlatmalıdır." denildi.
"SAVAŞLAR VE İÇ İHTİLAFLAR SİYONİSTLERİ UNUTTURDU”
Kendi iç ihtilafları içinde mahpus olan İslam ülkeleri açısından en vahim hatalardan birinin Siyonistlerin varmak istedikleri hedeflerinin dikkate alınmaması olduğunun belirtildiği değerlendirmede şu ifadelere yer verildi:
"siyonist rejim, yıllardır sürdürdüğü kazı çalışmalarına 'Arkeolojik Kazı' kılıfı uydurarak Mescid-i Aksa`yı yıkımın eşiğine getirmiş ve üç bin yıldır hayalini kurduğu 'Süleyman Tapınağı' ile Kudüs'ü ve Filistin'in tamamını Arz-ı Mev`ud`un ilk parçası olarak ilan etmeye odaklanmıştır. Suriye meselesi başta olmak üzere kendi iç ihtilafları içinde mahpus ve çaresiz kalan İslam ülkeleri açısından en vahim hatalardan biri, bu öncelikli sorunu geri plana atması ve fazla dikkate almamasıdır."
"BÖLGEMİZDE YAŞANAN GELİŞMELER SİYONİST PLANLARDAN BAĞIMSIZ DEĞİLDİR”
İşgal rejiminin zindanlarında yaşanan zulümlere ve bu zulümlerin İslam Dünyası`nda yeteri kadar yer bulmamasına dikkat çekilen değerlendirmede, bölgede yaşanan hiçbir gelişmenin siyonist rejimin şeytani planlarından bağımsız olmadığına dikkat çekildi. Açıklamada şu ifadelere yer verildi: "İşgal zindanlarındaki yaklaşık 2 bin Filistinlinin 'siyonistin, tahammül sınırlarını aşan keyfi uygulamaları ve hak ihlallerine karşı' 17 Nisan'da başlattığı açlık grevi, İslam Dünyası`nda bile yeteri kadar gündem olamamıştır. Bu suskunluk ve çaresizlikten aldığı cesaret ve küstahlıkla her gün katliamlarına yenilerini ekleyen siyonist rejim, açlık grevindekilere destek ve yasa dışı yerleşim yerleri açmak suretiyle işgallere tepki için düzenlenen gösterilere silahla karşılık vermekte ve her gün masum insanları katletmektedir. Bölgemizde yaşanan hiçbir gelişmenin siyonist rejimin bu şeytani planlarından bağımsız olmadığını bir kez daha hatırlatıyor ve HÜDA PAR olarak bütün Müslümanları aralarındaki çözemedikleri ihtilaflarını ertelemeye, seslerini ve mücadelelerini Mescid-i Aksa ve Kuds-ü Şerif etrafında yükseltmeye davet ediyoruz."
“SAVAŞLARIN EN BÜYÜK KURBANI ÇOCUKLARDIR”
Tarihin hiçbir döneminde olmadığı kadar çocukların kıyıma uğradığının, istismar edildiğinin; fuhuş, uyuşturucu ve organ mafyalarının ağına düştüğünün altının çizildiği değerlendirmede, "Modern dünyanın, çıkarı her türlü değerin üzerinde tutan sakat anlayışı, yaşanan savaşların, haksızlık ve zulümlerin ana kaynağıdır. Merhametten uzak bu insanlık dışı anlayışın en büyük kurbanları maalesef savunmasız insanlar ve özellikle de çocuklar olmaktadır. Tarihin hiçbir döneminde olmadığı kadar, çocuklar kıyıma uğramakta ve her türlü istismara maruz bırakılmaktadırlar. Savaşlarda katledilen, açlık ve salgın hastalıklarla ölümlerine seyirci kalınan çocukların yanı sıra, mülteci durumuna düşürülen çocuklardan, fuhuş, uyuşturucu ve organ mafyalarının ağına takılanların sayısı yüz binlerle ifade edilmektedir. Suriye`deki iç savaş, mülteci durumuna düşürülen; Yemen`deki iç savaş ise açlıktan ölen çocuklarla alakalı tabloyu net bir şekilde ortaya koymaktadır." denildi.
"HERKESİ TOPRAKLARIMIZDA YANAN ATEŞİ SÖNDÜRMEYE DAVET EDİYORUZ"
"Çeşitli İslam ülkelerine sığınan Suriyeli mülteci çocukların ağır şartlarda ve çok düşük ücretlerle çalıştırılması, bu ülkeler için bir utançtır." ifadelerine yer verilen değerlendirmenin devamında rakamlar eşliğinde şu çağrıda bulunuldu:
"Almanya Federal Emniyet Teşkilatı, Suriye iç savaşından bu yana yanında bir yetişkin olmadan ülkeye giriş yapan çocuk sayısını yaklaşık 9 bin olarak duyurmuştur. Avrupa Polis Birliği EUROPOL ise son iki yıl içerisinde AB ülkelerinde 10 binin üzerinde göçmen çocuğun kaybolduğunu bildirmiştir. Fuhuş ve organ mafyaları ile bu devletlerin politik çıkarları için kullanılacak olan bu kayıp çocuklarımızın bütün vebali, gerekçesi ne olursa olsun sulh ve selamet yurdu olması gereken İslam beldelerinde savaş çıkmasına ve savaşın devam etmesine razı olan, bu savaşların durdurulması için gerekli çabayı göstermeyenlerin boynundadır. HÜDA PAR olarak İslam ülkelerindeki iç sorunların ve İslam ülkeleri arasındaki hiçbir ihtilafın çözümü için silah kullanılmaması ve emperyalist ülkelerin inisiyatifine bırakılmaması gerektiğine dair çağrımızı bir kez daha yineliyor, herkesi elindeki imkânlarını kullanarak topraklarımızda yanan ateşi söndürmeye davet ediyoruz."
"KÜRT HALKI SORUNLARININ SİYASAL YOLLARLA ÇÖZÜLMESİNİ İSTEMEKTEDİR"
Dürümlü Katliamı yıl dönümü dolayısıyla PKK`ye de tepki gösterilen açıklamada, "PKK'nin geçen yıl 12 Mayıs 2016 günü Diyarbakır'ın Dürümlü mezrasında patlayıcı yüklü kamyonu infilak ettirmesi sonucu 16 kişi hayatını kaybetmiş, 23 kişi de yaralanmıştı. Ortaya çıktığı günden bu yana Kürt halkına kan ve gözyaşından başka bir şey vermeyen PKK, sorunların siyasal yollarla çözülmesinin ve Kürt halkının meşru taleplerinin karşılanmasının önündeki en büyük engellerden biri olmuştur. Kürt halkı, dil ve kimlikle ilgili meşru insani taleplerine silah, kan ve gözyaşı bulaştırarak tekçi ve tektipçi statükonun bu talepleri terörle özdeşleştirmesine ve sorunu çözmek istememesine sebebiyet veren bu örgüte artık itibar etmemekte ve sorunlarının siyasi yollarla çözülmesini istemektedir." denildi.
"SORUN BİR AN ÖNCE SİYASİ ALANDA ÇÖZÜLMELİDİR"
Dürümlü'de hayatını kaybedenlerin ailelerine sabırlar dileyen HÜDA PAR, son olarak şu mesajı verdi:
"Dürümlü başta olmak üzere onlarca katliamda hayatını kaybetmiş masum insanların hatırasına yönelik gösterilecek en büyük saygı, bu meselenin bir an önce siyasi alanda çözüme kavuşturularak iç ve dış mihrakların istismarından kurtarılması olacaktır. Bu vesile ile katliamda hayatını kaybetmiş vatandaşlarımıza bir kez daha Cenab-ı Allah`tan rahmet, ailelerine başsağlığı ve sabr-ı cemil niyaz ediyoruz."