Yayla yolculuğundaki göçerler dertli
Havaların ısınmasıyla beraber daha serin bölgelere gidecek göçerlerin zorlu yolculuğu başladı. Yayla ve mera sorunu yaşayan hayvan sahipleri, böyle devam ederse hayvancılığın tükeneceğini söylediler.
Kış ayalarında sıcak bölgelerde hayatlarını sürdüren göçerler, ilkbahar ve yaz mevsimlerinde sıcakların başlamasıyla birlikte daha serin bölgelere doğru göç etmeye başladı. Göçerler, haftalarca sürecek bir zorlu yolculuktan sonra kiraladıkları yerlerde çadırlarını kurup, hayatlarını sürdürecekler.
Hayvanlarını yaylalara götürmek için yolculuklarına devam eden göçerler, yaklaşık bir aylık zorlu yolculuktan sonra ancak yaylalara varabiliyorlar. Yaylalara giderlerken, birçok yerde konaklayarak ilerleyen; dağ, ova ve karayolu kullanmak zorunda kalan göçerler, birçok sıkıntıyla karşı karşıya kalıyor. Kışı sıcak yerlerde geçiren göçerler, sıcakların başlamasıyla birlikte Bingöl, Erzurum, Muş ile bölgenin yüksek kesimlerine ve yaylalarına gitmek için at ve eşeklerin sırtlarında taşıdıkları eşyalarıyla birlikte yollara devam ediyorlar.
Elazığ`dan gelip, Bingöl'ün Karlıova ilçesindeki yaylalara gideceklerini ifade eden Enver Polat, her geçen gün hayvancılık yapmanın daha da zorlaştığını belirterek, devletin kendilerine destek vermesini istedi.
Polat, “Şu an gördüğünüz gibi buraya Bingöl'ün Sancak beldesi bölgesine kamyonla hayvanlarımızı getirdik. Kamyon başı bin TL veriyoruz. Geçen sene eylül ayının 25`inde Bingöl Mergmir yaylasını 23 bin TL`ye kiraladım. Halen paramı geri, ödemediler. Yasak bölge olduğu için gidemedik. Bizim sorunlarımız çok. Onuncu yayladır alıyorum yasak bölge ilan ediliyor, gidemiyoruz. Böyle devam ederse hayvancılığı bırakmak zorunda kalacağız. Sorunlardan dolayı hayvancılık yapamıyoruz açıkçası. Şatlar gittikçe zorlaşıyor, masraflar çoğaldığı için bize bir şey kalmıyor. Terör dolayısıyla istediğimiz yaylaya gidemiyoruz. Devletten beklentimiz, yayla ve meralar konusunda yardımcı olsunlar. Paramızı verdiğimiz zaman gidip rahat oturmak istiyoruz. Bugün buradayım, şimdi adamlar gelip beni sürecek. Yaylaya varıncaya kadar durmadan hayvanları yürütmemiz lazım.” dedi.
Yayla yolculuklarının bir aydan fazla sürüdüğünü anlatan Polat, Bingöl-Karlıova ilçesi Kartal Yaylasına varıncaya kadar bir çok sıkıntıyla karşı karşıya kaldıklarını ve bu yaylarda sonbahara kadar hayatlarını sürdürmeye çalıştıklarını söyledi.
"Hayvancılık zor bir meslek ama helal, dürüst bir meslek"
Hayvan sahiplerinden Ahmet Uçucuk da yaşadıkları sıkıntıları dile getirerek, şöyle konuştu: “En büyük sıkıntımız dağdan, ovadan geçerken şahıslar engelliyor, karayolunda geçerken güvenlik gerekçe gösterilerek, engel olunuyor. Bu nedenle bayağı sıkıntı çekiyoruz. Hayvancılığa yeteri kadar destek olmayınca tükenmeye gidiyor. Bir de zor bir meslek ama helal, dürüst bir meslek. Yolculuğumuz yaklaşık 45 gün devam ediyor. Bu yıl kuraklıktan dolayı erken yolla çıktık. Mera ve yayla konusunda sıkıntılarımız var. Sonbaharda Şanlıurfa`ya gidiyoruz. Şahıslardan, ağalardan aldığımı yerlerde kalıyoruz. Devlete de ayrıca mera parasını veriyoruz. Yerleşik bir yerimiz yok. Elazığ Kovancılar'da bir ağılımız var. Orda şu an çarşıya girmiş, oradan çıkmamızı istiyorlar. Bu sorumuz var, bu konuda yardım istiyoruz. Diğer konularda gösterilen hassasiyetin hayvancılığa da gösterilmesi lazım.”
“Hayvan sahiplerinin rahat etmesi için devletin bazı önlemler alması lazım”
34 yıldır, Göçerlerin hayvan nakliyesini yaptığını söyleyen A. Rıza Taşkın, Hayvancılık yapan vatandaşların birçok sorun ve sıkıntı yaşadıklarına şahit olduğunu söyledi. Taşkın, “Bir ay içinde bir şahsın 3,4 kez hayvanları nakil ediyorum. Hayvan sahiplerinin rahat etmesi için devletin bazı önlemler alması lazım. Hayvan nakli benim açımdan iyi hayvan sahipleri için sıkıntılı bir durum. Yayla ve mera konusunda sıkıntı yaşayan vatandaşlara devletin yardımcı olması gerekiyor. Bu yıl TİGEM`in 3,4 ihalesini aldım, yaklaşık 14 bin hayvanı Mersin`den tut Doğu Anadolu illerine kadar dağıttım.” diye konuştu.
Hayvancılıkta veriminin artması için devlettin bu konuda acil bir takım önlemler alması gerektiğini ifade eden Taşkın, “Yetkililer, dişi kuzunun kesimini yasaklayacak 40 günlük kuzu kesilince 13 kilo çıkıyor, sonbahara yetişince 25 kilo oluyor. Bu da vatandaşa faydadır. Bilinçli bir hayvancılığın yapılması lazım. Şu an bir arkadaşım var dış ülkelerden hayvan alıp getiriyor. Dişi kuzunun zamansız kesimini engellersen dışarıdan hayvan ithaline gerek kalmaz. Ayrıca, hangi bölgede hangi hayvan türü yaşıyor ve uyum sağlıyorsa ona göre hareket edilmesi lazım. Bu kural yetkililer tarafından uygulanmıyor. Rastgele hayvan dağıtımı yapıldığı için verim atışı olmuyor.” ifadelerini kullandı.
Hayvan sahipleri sıkıntı yaşıyor
Mehmet Karaoba ise, “Hayvan nakliyesini yapıyorum, hayvan sahiplerinin ne kadar sıkıntı yaşadıklarını iyi biliyorum. Yolda geliyor, köylü sıkıntı çıkarıyor. Yaylaya çıkıyor, oralar yasak bölge olduğu için bir sürü sıkıntı yaşıyorlar. Devlet buna bir çözüm bulması lazım. İnsanlar geçimleri sağlamak için hayvan besliyor. Ora yasak, bura yasak, buraya şuraya gitme millet ne yapacak? Adamın on çocuğu var, başka işi yok hayvanı bıraksa perişan olur. O hayvancıdır, ben, sen ve herkes fayda görüyor. Devlet bunu bilmesi lazım ve onlara yardımcı olması lazım.” diye konuştu. (İLKHA)