Elazığ Açık Cezaevinde neler oluyor
Elazığ Açık Ceza İnfaz Kurumunda hükümlü olarak bulunan mahkûmlara yönelik cezaevi yönetimi tarafından hukuk dışı muameleler yapıldığı iddia edildi.
İslami kimliğinden ötürü FETÖ yargısı tarafından hapse mahkûm edilen Murat Polat isimli mahkûmun, bulunduğu Elazığ Açık Ceza İnfaz Kurumunda haksız uygulamalara tabi tutulduğu ileri sürüldü.
1990`lı yıllarda Elazığ'ın Palu ilçesinde çocuklara Kur'an dersi verdiğinden dolayı gözaltına alınarak fişlenen ve ardından 2000`li yılların başında İstanbul`da Maliye'de memurken aynı polisler tarafından kendisine kurulan kumpaslar sonucu cezaevine konulan Murat Polat, yaklaşık 2 yıl sonra tahliye olmasının ardından hakkında açılan davada hapis cezasına çarptırıldı. 2015 yılında tekrar cezaevine giren Polat'ın, sevk olduğu Elazığ Açık Ceza İnfaz Kurumunda hak ihlalleri yaşadığı belirtildi.
Elazığ Açık Ceza İnfaz Kurumunda bulunan Murat Polat'ın eşi Güllüşan Polat, söz konusu cezaevinde yaşanan hak ihlallerini dile getirerek, Adalet Bakanlığından sorunların giderilmesini istedi.
Eşinin bir FETÖ yargısı mağduru olduğunu vurgulayan Güllüşan Polat, Elazığ Açık Ceza İnfaz Kurumunda olan eşine cezaevi yönetimi tarafından bilinçli bir şekilde eziyet edildiğini iddia etti.
"Cezaevi ihalelerle iş alıyor ve bunu da mahkûmlara yaptırıyor"
Polat, eşinin yaşadığı mağduriyeti şöyle dile getirdi: "Eşim bel fıtığından dolayı rahatsız, raporu var. Raporu avukatındadır. Fizik tedaviye gidiyor. Düzenli ilaç kullanması ve ağır iş yapmaması lazım. Ancak Cezaevi Müdürü Mehmet Akdeniz eşimin rahatsızlığı olduğunu bilmesine rağmen -ki bu durumu eşimin koğuşundaki herkes biliyor- yine de onu ağır işlere gönderiyor. Cezaevi ihalelerle iş alıyor ve bunu da mahkûmlara yaptırıyor. Bunu yaptırırken de tehditlerle yaptırıyor. 'Yapmazsan, gitmezsen hakkında tutanak tutarım seni tekrar kapalıya gönderirim denetimliliğin yanar' gibi."
"Eşimi hastane yerine cezaevine götürüyorlar"
Eşi Murat Polat'ın raporu olmasına rağmen götürüldü işte çalışırken fenalaştığını anlatan Güllüşan Polat, sözlerine şöyle devam etti:
"Eşim bir yılı kaldığından denetimli serbestlikten çıkması gerekiyordu, ancak son 6 ayı kalınca bırakılacak denildi. Son altı ayına da 2 ay kaldı. Geçen gün bir TIR malzeme adliyeye gelmiş, iş yapabilenler diye ayırdıkları mahkûmlar içerisine eşimi de yazmışlar. Halbu ki cezaevinde bu işleri yapabilecek daha genç ve sağlıklı kişiler varken bilinçli olarak eşimi de yollamışlar. Bu mahkûmları işe yollarken sağlık raporu aldırtıp kaza sigortaları yaptırılıyor. Eşime ne rapor aldırılmış nede kaza sigortası tutturulmuş. TIR'dan malzeme boşaltırken rahatsızlığı artmış. Metal dolabı tek başına taşıtırken aniden hareketsiz kalmış. Orda buluna görevliler yetkililere haber vermişler. Eşim ambulans ve sağlık ekibi beklerken onu bir tahtanın üzerinde taşımışlar, sağlık personeli yerine mahkûmlar müdahale etmiş. Eşimi hastane yerine cezaevine götürüyorlar. Burada bir süre oyaladıktan sonra Elazığ Eğitim ve Araştırma Hastanesine götürülüyor."
"Doktor bir reçete yazıp eşimin suratına fırlatıp azarlayarak 'git kurumundaki doktor seninle ilgilensin' diyor"
Eşine hastanede de gerekli müdahalenin yapılmadığını ve oradaki bayan doktor tarafında insanlık dışı muameleye tabi tutulduğunu söyleyen Polat, "3 Mayıs 2017 Çarşamba günü saat 10.00 ila 10.30 arası bayan bir doktora gösteriyorlar. Bayan doktor ağrı kesici iğne vurup saatlerce ilgilenmiyor. Muayene bile etmiyor. Eşim kendisiyle görüşmek istiyor, doktorun adını söylemiyorlar. Eşim, 'Bel fıtığım var, emar çekmem lazım, siz uzman değilsiniz ve benimle hiç ilgilenmiyorsunuz, kanuni hakkım olan başka doktor istiyorum.' dediğinde, doktor bir reçete yazıp eşimin suratına fırlatıp azarlayarak, 'git kurumundaki doktor seninle ilgilensin' diyor. Bu nasıl adalet, bir doktor mahkûma nasıl böyle davranabiliyor. Anlaşılıyor ki geçmişte olduğu gibi anlaşmalı doktorlara gösteriyorlar."
"Cezaevi doktoru eşimin yüzüne bakmadan 2 gün istirahat vererek geçiştiriyor"
Polat, "Eşim ertesi gün bu doktor hakkında cezaevinde suç duyurusunda bulunuyor. Kurum doktoruna çıktığında oda ilgilenmiyor, eşimin yüzüne bile bakmadan, reçete bile yazmadan, 'ben sana sadece 2 gün istirahat vereceğim' diyerek geçiştiriyor. Eşim doktora 'beni hastaneye uzman bir doktora sevk et, emar çekmem lazım, bana ağır iş yaptırıyorlar' dediğinde doktor diğer doktor gibi davranıyor." diyerek cezaevi doktorunun tutumunu dile getirdi.
"Cezaevine İslami gazeteler sokulmuyor"
Cezaevinde başkaca hak ihlalleri de yaşandığını iddia eden Güllüşah Polat, şöyle konuştu: "Bu cezaevine dini hassasiyeti olan gazeteler sokulmuyor. 15 Temmuz darbesine karşı duran gazeteler sokulmuyor. Gazete talepleri 'siyasidir' diye reddediliyor. Müdür biz 'Migros'tan popüler olan gazeteleri alıyoruz, orada olmayan gazeteleri sokmuyoruz' diyor. Yeni Akit Gazetesini, Doğruhaber Gazetesini aldırmıyor. Soruyorum şimdi; darbeye alkış tutan gazeteler mi popüler, bu nasıl bir zihniyet? Ayrıca sabah namazına kalkan mahkûmların bazen duşa ihtiyacı oluyor, yönetim sıcak su vermiyor, soğuk suyla duş alıyorlar."
"Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan`a ve tüm yetkililere sesleniyorum"
15 Temmuz'da çoluk çocuğumuzla FETÖ tarafından en fazla mağdur edilen bizler sokaklara çıkmıştık. Bugün mağduriyetlerimizin giderilmesini beklerken cezaevinde komplolarla hapse atılan eşime zulümler yapılıyor. Buradan Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan`a ve tüm yetkililere sesleniyorum; eşimin durumundan endişeleniyorum. Bu zulümleri yapanlardan hesap sorsunlar, bunlar kimlerden cesaret alıyor, nasıl böyle rahat davranıyorlar? Bu zulümleri yapanları ve sessiz kalanları Allah'a havale ediyorum." dedi. (İLKHA)