• DOLAR 34.63
  • EURO 36.739
  • ALTIN 2904.841
  • ...
Güzel Uslup
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 
Cenab-ı Allah, kullarını, hak dini ve güzel ahlakı insanlara anlatmakla mükellef kılmıştır. İnsanlar bu önemli sorumluluğu yerine getirirken güzel söz ve yumuşak uslup kullanmak mecburiyetindeler. Kur`an’da geçen ‘Allah`tan bir rahmet dolayısıyla, onlara yumuşak davrandın. Eğer kaba, katı yürekli olsaydın onlar çevrenden dağılır giderlerdi.’ (Ali İmran Suresi,159) ayeti tüm müminler için bir modeldir.

Hiç bir dönemde peygamberler, çirkin üsluplara yaklaşmamış, dini yalnızca en güzel olan tarzda,tonda, Allah`a tahsis ederek, tebliğ etmiş ve güzel ahlaktan asla taviz vermemişlerdir. Tarihin en azılı kafiri Firavun’a bile, Allah’ın emriyle yumuşak ve güzel sözle tebliğ yapan Musa ile Harun buna en güzel örnektir.
.
Mümin için hırs ve öfke söz konusu dahi olamaz. ‘O Rahman (olan Allah)ın kulları, yeryüzü üzerinde alçak gönüllü olarak yürürler ve cahiller kendileriyle muhatap oldukları zaman "selam" derler.’ (Furkan Suresi, 63) Mümin kişiler, kendi hevasına, istek ve tutkularına kapılıp Allah’ın sınırlarını çiğnemekten şiddetle sakınırlar... davam için döverim, söverim, kızarım diyenler, davalarını put edinmişler; demektir.

firavuna bile tebliğin yapılması ve bu tebliğin yumuşak bir uslupla yapılması günümüz için neyin ifadesi olduğuna bir bakalım.(bazı insanlar, nefislerine olan dokunmayı dine dokunmuş olarak kabul ediyorlar; vitesten atıyorlar. tıpkı saray`a, sultana, halifeye, dokunmanın, eleştirmenin, dine dokunmak ve dini eleştirmek olarak telakki edildiği gibi... )

Allah, Musa ile Harun`a hitaben, “Ona (firavuna) tatlı, yumuşak bir tarzda hitab edin. Olur ki aklını başına alıp düşünür, öğüt dinler yahut hiç değilse biraz çekinir.” (Tâ Hâ, 20/44) buyurarak her şeyden önce peygamberâne bir üslubu nazara vererek model sunmaktadır. (sadece musa ile haruna mahsus bir davranış biçimi değildir...)

Muhatap, Firavun gibi kalp ve kafası imana kapalı bir insan bile olsa, yine de hak ve hakikati “kavl-i leyyin” ile yani, yumuşak söz ile anlatmak gerektiğine işaret etmektedir.

O günkü Mısır`ın idarecisi olan Firavun, halkını sınıflara ayıran ve İsrailoğullarını ikinci sınıf insanlar gören azgın bir zorba ve bir despot idi. Kibri o seviyedeydi ki, fütursuzca “ Sizin en yüce rabbiniz benim! ” (Nâziat, 79/24) diyebiliyordu. Musa (as)`nın kavmini köleler topluluğu olarak görüyor; onları iyice zayıflatmak ve ezmek için erkeklerini boğazlıyor; kadınlarını ise diri bırakıyordu. (tıpkı ABD nin ırakta yaptığı gibi, bir buçuk milyon dul kadın!!!... )

Musa,(as) vazifesi icabı tavizsiz hassas bir peygamberdi. sert ve haşin değildi; her hak sahibine hakkını vermede ve haksıza haddini bildirerek haklıyı tutup yanında yer almada fevkalâde duyarlı bir elçi idi. Kuran-ı Kerim`in naklettiğine göre, Kardeşi olan Harun`un yakasından tutarak,(rivayetlere göre Harun kendisinden on, ya da on beş yaş büyük olduğu halde) onu hırpalaması Musa aleyhisselamın hak karşısındaki hassasiyetinden dolayıydı (bu toplumu sana emanet ettim, gel gör ki ne hale sokmuşsun? dedi; Haruna. "ey Harun, onların saptıklarını gördüğün zaman niye müdahil olmadın? Neden bana uymadın, emrime karşı mı geldin?" ) ( taha 92-93)

Yine risaletin kendisine yüklemiş olduğu misyon gereği,Allah`ın kullarından o, bilge olan kişiye, senin işine karışmam diye söz verdiği halde, dayanamadı müdahil oldu."Niye gemiyi yardın? Niye kısas gibi bir şey ortada olmadığı halde çocuğu öldürdün? Niye misafirlere değer vermeyenlere iyilik yaptın?" dedi.

Mısır’dan Medyen’e giderken suyun başında toplanmış bir grup insan gördü. Onlardan ötede, iki bayan, davarlarını bir araya toplamış; yanında beklediklerini görünce, sizin arziyatınız nedir diye sordu. Yaşlı bir babamız var, o, bu işi yapamıyor, davarlarımıza su almak için burada bulunuyoruz; çobanlar, işlerini bitirdikten sonra sıra bize gelir dediler. Musa peygamber onlara yardımcı oldu davarlarına su temin etti onlar da davarlarını alıp gittiler. Durumu babalarına anlattıklarında, babaları, gidin onu çağırın bize gelsin dedi...(bir elçinin, kadın haklarına ne kadar önem verdiğinin bariz bir örneğidir.)

Genel tavrı, Firavun karşısındaki hâli, İsrailoğullarına karşı duruşu ve nübüvvet vazifesi itibariyle donanımı tamdı; bu açıdan da, hiçbir davranışı rastgele değildi. O, yanına kardeşini alarak Firavun`un sarayına giderken davasını kime tebliğ edeceğini ve muhatabının nasıl bir zalim olduğunu da çok iyi biliyordu. ( Dediler ki: ey rabbimiz onun bize saldırmasından veya azmasından korkuyoruz. (Taha 45) Allah: korkmayın sizinle beraberim; görüyor ve işitiyorum, dedi. (Taha 46)
Firavun`un karşısına çıkacak olan bir peygamberin, “Rabbim! Gönlüme inşirah, yüreğime genişlik ver; işimi kolaylaştır. Dilimden şu ukdeyi çöz ki sözümü anlasınlar.” (Tâ Hâ, 20/25-27 ) şeklinde yalvarış ve yakarışta bulunması ise gayet manidar ve kavl-i leyyin ile uyumlu bir hal arz etmektedir.

Musa (as)’in, Allahtan, Harun’u da görevlendir o da benimle beraber bu mücadelenin içine girsin, şeklindeki yakarışı, günümüz kardeşliğinin kulağına pek hoş gelen bir seda değildir. Zira günümüzün kardeşleri her biri bir partidendir; ne olur ne olmaz diye!!!

Bir bakalım Kur’an’a göre "kavl-i leyyin" yani yumuşak söz nedir acaba?! Şu mudur: Allah senden razı olsun, ne dersen haklısın, doğru söylüyorsun,i tirazım yok ,sen haklısın, o söylemişse bir hikmeti vardır! Bahtıne düşmüşüm, büyüğümüzsün, küçükten hata büyükten af gibi gibi... mi?

YOKSAAAA: 1) gidin, ona deyin ki: ikimiz de senin rabbinin görevlileriyiz, israil oğullarını bizimle gönder, onlara işkence etme, biz rabbinden sana ayet getirdik, selam hidayete tabi olanlaradır.  (taha 47)

2) de ki arınmaya niyetin var mı? (naziat 79)
3) beni anmakta gevşek davranmayın!
4)bize vahy olunmuş ki,yalanlayıp yüz çeviren azaba uğrayacaktır.(taha 48)
5)Firavun: rabbiniz kimdir? sorusuna, rabbimiz her şeye yaratılışını veren sonra da ona doğru yolu gösterendir, cevabını vermektir.(taha 49-51)
 
Dünyanın en bahtiyar ve erdemli insanı, güzel sözle konuşan, Kur’an ahlakını yaşayıp, Müslümanca konuşan insandır. (Allah`a çağıran, salih amelde bulunan ve: "gerçekten ben Müslümanlardanım" diyenden daha güzel sözlü kim olabilir? ) (füssilet33)
 
Abdullah Tikici

Bu haberler de ilginizi çekebilir