Ancak belgenin maddeleri bir bütünlük içinde okunduğunda kendisine yöneltilen eleştirilerin çoğunun siyasi hesaplaşmalar, kutuplaşma sofrasını zenginleştirme ve istismar peşinde olan iç çatışmaları yöneten siyasi gruplar tarafından yapıldığı görülür.

Bunlar direnişi baltalamak ve pasifleştirmek için fırsat kollayanlardır. Filistin toprakları ve halkının özgürleşmesi için silahı ve mücadeleye karşı duruyorlar. Bunlar El-Fetih`in yolunu benimseyip, Oslo gibi anlaşmalarla siyonistler ve Amerika`nın kendilerine uygun gördüğü küçücük alanları ve mağaraları cennet bahçeleri sananlardır.

Yine eleştirenler arasında bazı grupçuklar vardır. Bunlar 2014 yılında siyonistlerin Gazze`ye yaptığı saldırıda, zılgıt çekiyorlardı. Bunlar, Kahire`den siyonistler gibi HAMAS`a baskı yapmayı istiyorlardı. Bunlar bu belgeyle, HAMAS`ın taviz verdiğini ve bu tavizin Filistin davasını pasifleştirdiğini iddia ediyorlar.

Bundan Mısır`da karşı devrim için yetiştirilmişLikut yanlısı mayıncıkları kastediyorum. Bunlar kendilerini Sisi`nin darbesine zemin hazırlayan kavmiyetçi ve Nasırigruplardan sayıyorlar. Gazze`deki direnişe en kötü sözleri söylüyorlardı. Daha da ileriye giderek, Gazze`nin siyonistlerebırakılması daha iyi olacak gibi açıklamalar yaptılar.

Siyasal İslam`ı özellikle de İhvan-ı Müslimin`i avlamak için tuzaklar kuran araştırmacılar ise, HAMAS`ın yayınladığı bu belgeyi,İhvan`danmanevi olarak ayrılma ve bölünme belgesi olarak değerlendiriyorlar.Daha da ileriye giderek, belgenin cemaatin içindeki bazı kesime karşı bir tuzak olduğunu ve eskinin eleştirilmesi olduğunu belirtiyorlar. 

2014 yılında HAMAS Hareketinin Siyasi Büro Başkanı HalidMeşal`lebir röportaj yaptım. Açık bir şekilde şunları söylüyordu: “Biliyorum Araplar arasında birçok ihtilaf ve iç çatışmalara şahid olunuyor. Bölgesel ve uluslararası güçler kutuplaşıyor. Ancak biz kendimizi bundan korumak için gayret sarf ediyoruz. Biz Arap veya Arapolamayan hiç bir tarafın iç işlerine müdahil olmuyoruz. Bu bizim siyasetimizdir”

Bu açıklamasının bir güvencesi de, yaptıkları bir konuşmada, “Arapların bir atasözünde belirtildiği gibi, biz üzümü yiyip, bağcıyı öldürmeme konusunda hırslıyız” sözü, HalidMeşal`in “Disiplinli Pragmatizm” kongresinde yayınladığı belgede kastettiğidir. Orada yaptığı açıklamada HAMAS`ın asıl ve öncelikli davasısiyonistlere karşı durup, vatanınıişgalden kurtarmaktır.İşte bu hedef, onun her kesimden istifade etmesi gerektiğini sağlıyor. Sonra hareketin yapısı Arapların Araplarla aralarında çıkan ihtilaflardan uzak durmayı uygun görüyor. Ayını şekilde siyasi akımlar ve ideolojik yapıların iç kargaşalarına karışmamayı uygun görüyor.

Benim belgede gördüğüm HAMAS`ın asıl sabiteleri 18,19 ve 20`inci maddelerde şöyle geçiyor:

- Balfour bildirisi, Filistin'deki İngiliz mandası, BM'nin Filistin'i taksim planı, benzer tüm kararlar ve israil'inkurulması, temelden batıldır. Bu Filistin halkının haklarıyla, iradesiyle, İslam ümmetinin iradesiyle, insan haklarıyla, uluslararası yasalarla ve uluslararası sözleşmelerde taahhüt edilen kendi kaderini tayin hakkıyla çelişmektedir.

- siyonistrejimi asla tanımıyoruz. Filistin'in meydana gelen işgalcilik, yerleşke inşaatları ve Kudüs'ün Yahudileştirilmesi batıldır. Haklar asla zamanın geçmesi ile ortadan kalkmaz.

- Hiçbir şartta Filistin topraklarının tek bir zerresinden, hatta Siyonist rejimin işgalciliği devam etse dahi her türlü baskı altında bile vazgeçilmeyecektir. HAMAS, nehirden denize kadar tüm Filistin topraklarının kurtarılması dışındaki hiçbir alternatifi kabul etmeyecektir. HAMAS, Siyonist rejimi tanımaksızın, Filistin'in haklarından hiçbirini göz ardı etmeksizin 4 Haziran 1967 topraklarında başkenti Kudüs olan bağımsız ve egemen bir Filistin devletinin mültecilerin yurduna geri dönmesi ile birlikte kurulmasını ortak bir ulusal uzlaşma çerçevesi olarak görmektedir.

İşte bunlar HAMAS`ın sürdürmek istediği asıl stratejisidir. Taktiklere gelirsek onları konuşmak ve geliştirmek hareketin hakkıdır. 

Vail Kandil

Tercüme: Mücahid Temel