Imam Gazali diyor ki;
EY OĞUL!
İlmin özü, ibadet ve itaatin ne demek olduğunu bilmendir.
Bil ki, ibadet ve itaat, söz ve fiil ile yüce Allah'ın ve Resul`ünün (sav) emir ve yasaklarına uymaktır. Yani söylediğin, yaptığın ve terkettiğin her şeyde İslâm dinine uymaktır.
Yapılan işin dine uyması gerekir. Meselâ, ibadet gibi gözükse de bayram ve teşrik günlerinde oruç tutmak günahtır. Yine gasbedilmiş bir elbiseyle kılınan namaz da günahtır. Bizden istenen dinimize uygun amel etmektir. Hayır bundadır.
EY OĞUL!
Sözünle ve işinle her zaman dine uygun davranman gerekir. Zira İslâmiyet'e uyulmadan yapılan her ilim ve amel sapıklıktır.
Sana düşen, bazı sûfîlerin (manevî sarhoşluk hallerinde)'söyledikleri haddi aşan sözlere kanmamaktır. Çünkü bu yolda ilerlemek boş ve faydasız sözlerle değil; mücahede ederek, riyazet kılıcı ile nefsin şehvetini kesip onun kötü arzu ve zevklerini öldürmekle olur.
Şunu bil ki, akla gelen her şeyi konuşan bir dil ile gaflet ve şehvetle dolu bir kalbe sahip olmak, ilâhî rahmetten mahrumiyetin belirtisidir. Eğer gerçek bir mücahede ile nefsinin kötü arzularını yok etmezsen, kalbini marifet nuru ile diriltemezsin.
Bil ki, bana sormuş olduğun meselelerin bazılarını yazı veya söz ile cevaplandırmak doğru olmaz. Onları yaşayacak dereceye ulaşırsan ne olduklarını anlarsın. Yoksa onları bu hâlinle bilmen mümkün değildir. Çünkü bunlar zevk işidir; tadılmadan anlaşılmaz. Tatlının tatlılığı, acının acılığı gibi ancak tadarak anlaşılan şeyleri, söz ile anlatmaya kalkmak doğru değildir. Bunlar tadılmadan bilinemez.