Ebu Talip El- Mekki diyorki;
Ebu Talip El- Mekki
Yunus b. Meysere el-Geylani şöyle derdi: Dünyada zahidlik, helali haram kılıp malı çarçur etmek değildir. Dünyada zühdün aslı, Allah Teâlâ`n elinde olana, kendi eliniz dekinden daha sıkı sarılmak, bela anındaki halle normal andaki halin bir olması, hakka dair bir hususta sizi kınayanla öven karşısındaki tavrınızın aynı olmasıdır. Selam b. Ebi Muti' (ra) şöyle demiştir: Zühd üç türlüdür: İlki bütün söz ve fiilleri Allah Teâla`ya halis kılmanız ve bunlarla dünyalık murad etmemenizdir. İkincisi uygun olmayanla amel etmeyi bırakıp uygun olanla amelde bulunmaktır. Üçüncüsü ise, nafile niyetiyle helallerde zühd göstermektir.
Bu ilimdeki imamımız İbrahim b Ethem (ra) şöyle demiştir: Zühd üç türdür: Farz zühd, fazilet gayesiyle zühd ve kurtuluş için zühd.
Farz zühd, haramlarda söz konusu olur.
Fazilet icabı zühd, helallerde söz konusudur.
Kurtuluş için zühd de, şüpheli hususlarda gösterilen zühddür.
Eyyub es-Sahtiyani (ra) ise şöyle derdi: Zühd, sizden birinin eğer oturmasında Allah Teâlâ`nın rızası varsa evinde oturması, aksi takdirde dışarı çıkması; eğer çıkışında Allah Teâlâ`nın rızası varsa çıkması, aksi takdirde evine dönmesindedir.
Eğer dönüşünde Allah Teâlâ`nın rızası varsa dönmesinde, yoksa gezinmesindedir.
Dirhemini infak etmesinde Allah Teâlâ`nın rızası varsa çıkartıp vermesinde, aksi takdirde elinde tutmasındadır. Eğer elinde tutmasında Allah Teâlâ`nın rızası varsa tutmasında, yoksa harcamasındadır. Eğer konuşmasında Allah Teâlâ`nın rızası varsa konuşmasında, yoksa sükût etmesindedir. Eğer sükûtunda Allah Teâlâ`nın rızası varsa sükûtunda, yoksa konuşmasındadır. Bunun üzerine, 'Böyle davranmak çok zor olmaz mı?' denildi. O da şu cevabı verdi: 'Bu, Allah Teâlâ`ya götüren yoldur. Aksi halde boşuna oyalanmış olursunuz. Ona göre zühd; murakabe, murakabe ise ihlastı.
Hasan el-Basri'nin (ra), dünyayı reddedeni üstün tutmasının sebebi şuydu: Zühd; tevekkül ve rıza hallerini içine alan bir makamdır. Sonra şu hadis de bunu teyit etmektedir: "Zühd, Allah Teâlâ`nın elindekine, kendi elindekinden daha sıkı sarılmandır". Tevekkül budur.