Kürtler ABD`nin Müttefiki Değildir
Amerika`nın son dönemlerde Suriye`de yürüttüğü operasyonlarda PKK/PYD`yi tartışmasız müttefiki gördüğüne dair açıklama ve icraatları tartışılmaya devam ediyor. PKK/PYD ile olan ittifakın Kürtlerle ittifak gibi gösterilmesi algı operasyonu olarak algılanırken, ağırlığını Kürtlerin oluşturduğu siyasi parti temsilcileri, yazar ve akademisyenler, milyonlarca mazlumu vahşice katleden ABD`nin Müslüman Kürt halkının müttefiki olamayacağını ancak PKK/PYD`nin hamisi olabileceğini ifade etti.
Mehmet Erkan Yavuz/DOĞRUHABER
Batılı uluslararası basın ve medya, Amerika`nın uzun bir süredir PKK/PYD`ye verdiği desteği Kürtlere ya da Kürt halkına verilmiş bir destek olarak yansıtıyor. İngiliz Guardian gazetesi`nin “Kürtler ABD için vazgeçilmez bir müttefik” haberi bu gibi söylemlerden sadece bir örnek. Amaç Türkiye içindeki Kürt halkını PKK/PYD`nin yanında göstermekle, Türk halkında Kürt halkına karşı nefret oluşturmak gibi sinsi planlar yatıyor.
Bu bilinçli yönlendirme, Türkiye iç kamuoyunda da zaman zaman karşılık bularak PYD için “Kürt grup”, “Kürt halkı” şeklinde ifadeler kullanılarak emperyalistlerin amacına bilerek ya da bilmeyerek hizmet ediyor. Oysa gerçek şu ki; PKK`nin Suriye kolu olan marksist örgüt PYD`nin bizzat Kürt halkı da olmak üzere kendine muhalif tüm bölge halkını sürgüne zorladığı, baskılara maruz bıraktığı ve hatta katliamlar yaptığı bilinen bir gerçek. Elinde tuttuğu bölgelerde Amerika`nın çıkarı için ölmeye hazır kara gücü olduklarını ifade etmelerine karşın PKK/PYD`nin Kürt halkı olarak lanse edilmesi, tüm bölge ülkeleri ve bu ülkelerde yaşayan Kürt halkı için yürütülen sinsi proje olarak yorumlanıyor. Kürt halkı ise bu söylemlerden oldukça rahatsız…
Amerika`nın bölgeye yönelik çıkarlarını PKK/PYD üzerinden sağlıyor olması ve gelişen durumu dünyaya Kürtlerle müttefiklik üzerinden yürütüyor gibi göstermesini değerlendiren HÜDA PAR Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Hüseyin Yılmaz, Prof. Dr. Mazhar Bağlı, Prof. Dr. Mustafa Ağırman, AK Parti Diyarbakır eski Milletvekili Abdurrahman Kurt ve Peygamber Sevdalıları Platformu dönem Sözcülerinden Yahya Oğraş önemli açıklamalarda bulundu.
HÜDA PAR Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Hüseyin Yılmaz
“EMPERYALİST DEDİKLERİ ABD`YE HİZMET EDİYORLAR”
PKK/PYD`nin Suriye`de ABD`nin çıkarlarına hizmet ettiğini belirten HÜDA PAR Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Hüseyin Yılmaz, “Maalesef kendilerini solcu olarak gösterip anti-emperyalist bir söylemle ortaya çıkan bazı örgütler ve yapılar, emperyalist dedikleri ABD ile kucak kucağa, ABD`nin çıkarlarına hizmet eden bir alet konumuna gelmişlerdir. Şu an Suriye`de olan da budur. Emperyalist güçlerin hiçbir zaman dostluğu ve müttefikliği yoktur. Çıkarları vardır, çıkarları için kullanacağı devletler ve örgütler vardır. Şu an devlet olarak Türkiye`yi kullanamadığı için, örgüt olarak PKK/YPG üzerinden bunu yapmaya çalışıyor ve Suriye`de kendisine alan açmak için özellikle DEAŞ`la mücadele ismi altında kendisine hizmet edecek, kara gücü olacak ve onun için ölecek insanlara ihtiyacı var. Bir ABD`li askerin on binlerce kilometre öteden gelip Suriye`de savaşması maliyet hesabına baktığımızda da ABD`ye çok pahalıya mal oluyor. Kendisi sadece hava desteği veriyor ancak karada onlardan faydalanıyor. Bu insanlar öldüğünde de ailesine tazminat yok. Yani her açıdan ABD`nin kârlı çıktığı ve ölenin ölümüyle kaldığı bir sonuç ortaya çıkar.” şeklinde konuştu.
“KÜRTLER ABD`NİN MÜTTEFİKİ DEĞİLDİR, OLMAYACAKTIR”
Belli bazı kesimlerin Kürtleri ABD`ye müttefik yapmak isteyerek algı oluşturmaya çalıştığını, ancak Kürtlerin hiçbir zaman ABD`nin müttefiki olmadığını dile getiren Yılmaz, “Ayrıca açık ve net bir şekilde belirteyim: Kürtler ABD`nin müttefiki değildir. Daha önce de aynı kesim (sol kesim ve Batı) tüm Kürtleri PKK`li gibi göstermeye çalışıyordu. Türkiye`deki bazı medya grupları da maalesef bu hataya düşüyordu. Şu an Suriye`de de Kürtlerin çoğunluğu PYD`nin zulmünden kaçıyorlar. Orada olanlar, PKK`nin PYD maskesinin ardına gizlenmiş halidir. ABD`nin müttefiki olan da PKK`dir. Yani sosyalist bir yapı, ABD`nin müttefikidir. Zira bu bilinçli bir çarpıtmadır, bir algı oluşturmaya çalışıyorlar. Bu algıyı daha önce Türkiye`de denediler. Tüm Kürtleri PKK`li gibi göstermek istediler. ABD`nin taşeronu PKK ve onun siyasi ayağı PYD`nin tüm Kürtler adına devletle pazarlık yapmasını istediler. Onların muhatap yapılması için böyle yapıldı. Neden? Çünkü sol ve seküler bir yapı olan PKK, Avrupa`nın hizmetlerine her açıdan hizmet edecek konumda olan bir yapıdır. Ancak mütedeyyin Kürtler ile PKK`nin talepleri örtüşmüyor.” diye konuştu.
Prof. Dr. Mustafa Ağırman
“KÜRT HALKI MÜSLÜMANDIR, ÖNCELİĞİ İSLAM`DIR”
Müslüman Kürt halkının tarih boyunca İslam`ın bayraktarlığını yaptığını, kıyamete kadar da yapmaya devam edeceğini ifade eden Prof. Dr. Mustafa Ağırman, biz Kürt halkının Müslüman olduğunu biliyoruz. Önceliğinin de İslam olduğunu biliyoruz. Hz. Peygamber (SAV) varken başka önder, başka lider tanımadığını düşünüyoruz. Müslüman olanları bırakıp Müslüman olmayanlarla ittifak yapmayacak kadar akıllı olduklarını biliyoruz. Kürt denilince ilk akla gelen namaz, cami, misafire ikram, dostluk, sadakat ve arkadaşlıktır. Müslüman Kürtlerin dışında kalan çok küçük bir azınlık belli bazı yanlışları yapabilir. Onların yaptığı yanlışları büyük bir çoğunluk olan Müslüman Kürt halkına mal etmek de çok büyük bir yanlışlıktır. Müslüman Kürtler tarih boyunca İslam`ın bayraktarlığını yapmışlardır, kıyamete kadar da bu şanlı ve şerefli görevi devam ettireceklerdir. Müslüman Kürtler, derin dünya devletinin dolduruşuna gelmeyecek ve onların dolmuşuna binmeyeceklerdir.” dedi.
AK Parti Diyarbakır eski Milletvekili Abdurrahman Kurt
“ABD, ENKS VEYA PEŞMERGE YERİNE PKK/YPG`Yİ TERCİH ETTİ”
Amerika`nın ‘Böl, parçala yönet` politikasını Kürtler üzerinden sürdürdüğünü belirten AK Parti Diyarbakır eski Milletvekili Abdurrahman Kurt ise, “Burada genele baktığımız zaman ‘Emperyalizm Ortadoğu`da ne yapmak istiyor?` diye bir soru var. Eğer ABD isteseydi orada PYD güçlerinin yerine Peşmerge güçleri ve yerel ENKS güçlerini destekleyebilirdi. Çok ilginç bir şekilde Kürtlere destek veriliyor gibi görüldüğü halde aslında Kürtler de parçalanıyor. Yani güçler polarize ediliyor, ayrıştırılıyor ki yönetmek daha kolay olsun. Evet, coğrafyada Kürtler adınaymış gibi görünen bir hegemonya geliştiriliyor ancak geleceğe bıraktığı şey, kendi içinde de olmak üzere bölgeyle çatışacak bir unsur konuyor. Burada esas gaye, bölgede, Kürtler dâhil kimsenin tek başına bir güç olamamasıdır. Bunu görmeden, sırf ABD karşıtlığı ve yandaşlığı olarak görürsek, bazı çelişkiler doğuyor. Örneğin; Kürtler orada ne yapsınlar, diye bir soru var. Kim ne kadar sahip çıktı? Esed sonrası dönem için kim ne önerdi? Kürtlerle ilgili Müslüman coğrafya dâhil olmak üzere kimse adil bir şey önerebildi mi? Tüm bu sorular bu çelişkinin içindeki şeylerdir.” ifadelerini kullandı.
“İSLAM COĞRAFYASI KÜRTLER KONUSUNDA SINIFTA KALDI”
İslam ülkelerinin Kürt halkına karşı kuşatıcı bir dil kullanmadığını, böyle olunca da halkın PKK/YPG gibi seküler örgütlerin safına itildiğine vurgu yapan Kurt, “Türkiye, İran, Irak merkezi yönetimi başta olmak üzere Müslüman coğrafyasında Kürtler meselesinde kuşatıcı, Allah`ın dinini ve adaletini temsil eden bir dil gelişmemiştir. Bu da insanların savrulmalarına sebebiyet vermiştir. İslam der ki; ‘Suça giden yolları kapatmadıkça, suça ceza verilmez.` Biz de ceza vermek için önce o yolları kapatmalıyız. Bu yollar kapatılmadı ve maalesef teşvik edildi. Suriye savaşının başında Kürtleri orada ÖSO`ya entegre etmek için ÖSO`nun önerdiği şey, Suriye Arap Cumhuriyeti`ydi. Sen bu saatten sonra böyle diyorsun. Bu insanlar 100 yıllık bir kimliksizlik sürecinden geçmiş. Buna ne önerdiğin belli değil. Böyle bir coğrafyada iş birliği istiyorsun. Maalesef böyle bir çelişki de yaşadık. Sonrasında insanlar savruldular.” dedi.
Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mazhar Bağlı
“ABD SİYONİSTVARİ ÇETELERİ DOST EDİNMİŞTİR”
Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mazhar Bağlı, “PKK`nın ideolojisi, fikri zihniyeti Kürtlerin doğal bir tavrıymış gibi gösterilmeye çalışılıyor. Halbuki böyle değildir. Kürtler PKK`dan uzaktır. PKK ile aynı kareye girmekten utanan Kürtler var. Tam tersine PKK ile mücadele edip ciddi bedeller ödemiş Kürtler var. ABD`nin bu coğrafyada bırakın Kürtleri, hiç kimse ile müttefik olmayacağını bu coğrafyanın yerli aktörlerinden, buranın geleneksel sosyolojisinden hiç kimse ile bir müttefiklik içine girmeyeceği bellidir, açıktır, bilinen tarihi bir gerçektir. Bugün ABD birileriyle ittifak kurmuşsa onu koçbaşı olarak kullanacağını bildiği için ittifak yapmıştır. Yoksa buradaki toplumlara refah getirmek, demokrasi getirmek, zenginlik getirmek için kimse ile ittifak kurmadı bugüne kadar. ABD`nin politikalarını, planlarını taşıdığı coğrafyalara kabaca göz attığımızda buraların dostu olmadığını, kendisine dost edindiği yapıların siyonistvari çeteler olduğunu çok açık bir biçimde olduğunu görürüz.” diye ifade etti.
“BU SÖZLER MÜSLÜMAN BİR KÜRT OLARAK KANIMIZA DOKUNUYOR”
ABD`nin bu coğrafyada kan ve gözyaşı eken eşkıyaların dostu olduğunu, Müslüman Kürtlerin düşmanı olduğunun altını çizen Bağlı, “Doğrudur ABD PKK/YPG`nin müttefiki ama Kürtlerin düşmanıdır. PKK/YPG ABD`nin bölgedeki partneri, bu coğrafyadaki Müslümanların, muhafazakârların ve makul insanların düşmanıdır. DEAŞ`ın dostu, ama makul Müslümanların düşmanıdır. Halkın iradesi ile seçilmiş hükümetlerin düşmanıdır. Ama bu coğrafyada kan ve gözyaşı eken eşkıyaların dostudur ABD. Bundan dolayı YPG/PKK ile dost ve müttefik olduklarını yadırgamamak lazım. PKK eşittir Kürtler denklemi, hem içeride hem dışarıda yoğun bir şekilde yürütülen kara propaganda doğru değil, PKK`lı olmayan Müslüman bir Kürt olarak kanımıza dokunuyor, haysiyetimize ve imanımıza dokunuyor. Buna razı değiliz, olmayacağız.” şeklinde konuştu.
“KÜRTLER İLE ABD`NİN BİR ARADA ZİKREDİLMESİ BİZİ YARALIYOR”
Peygamber Sevdalıları Platformu dönem Sözcülerinden Yahya Oğraş, Müslüman Kürt halkının zulüm ve kan üzerine kurulmuş bir devlettin müttefiki olamayacağını dile getirerek şöyle konuştu: “Kürtler Peygamber efendimiz (s.a.v)`in vefatından yedi yıl sonra İslam`ı kabul etmiş bir millettir. Tarihsel süreç olarak baktığımızda Kürtler ile Amerika`nın inanç yapısı tamamen farklıdır. Kürtler İslam`ı kabul ettikten sonra merhametle ve adaletle hareket etmiştir. Amerika ise kuruluşundan bu yana hep zülüm üzerine olmuştur. Kurulduğu günden beri yakıp, yıkan ve savaşan bir devlet ile masumiyeti temsil eden Kürtlerin bir arada bulunması mümkün değildir. Ancak son yıllarda seküler laikliği benimsemiş Kürtler, ABD ile ittifak ederek Kürtlere zulmetmişlerdir. Kürt kimliğini kullanarak Kürtleri inancından, geleneklerinden ayırmaya çalışmıştır. Bunlar Amerika`nın başını çektiği emperyalistlerin açtığı yoldan birlikte hareket etmeyi yaşam felsefi olarak görüyorlar. Dolayısıyla bu yapının Kürt kimliğiyle bir ilgisi yoktur. Hiç kimse sanki seküler laikliğin Kürtlerin inancıymış gibi göstermeye yeltenmesi doğru değildir. Bugün ABD Suriye`deki bir grubu kendisi için bir maşa haline getirmiştir. Oradaki Kürtler Amerika`nın eliyle ne iflah olurlar ne de özgürlüklerine kavuşabilirler. Kürtler, Suriye`de Türkiye`de İran ve Irak`ta yaşayan bir gerçekti ve Kürtlerin tek kimliği vardır o da İslam`dır. Bizim bu seküler kesimin temsilcilerini Kürt temsilcisi olarak kabul etmemiz mümkün değildir. Bu anlamda Kürtler ile ABD`nin bir arada zikredilmesi bizi yaralıyor. ABD`nin de Kürtlerin de tarihi ortadadır. Hiçbir Müslüman Kürt ABD müfettifikliğini kabul etmez. Her ne kadar seküler Kürtler Amerika`nın maşalığını yapıyorsa da biz bunu kabul etmiyoruz.”