Bir Ömrün Hesabı
Yusuf Toprak / Doğruhaber
İnsanların hesaba çekilmeleri yaklaştı. Hâlbuki onlar gaflet içinde yüz çevirmekteler. (Enbiya: 1)
Korkunun kalpleri parçaladığı, Ananın yavrusunu unutup kendi derdine düştüğü, Cehennemin tutuştuğu, cennetin yaklaştığı hesap gününe ulaştığımızda; herkes eliyle önden yolladıklarının hesabını verecektir. Hesap günü, hesaba çekilmeden nefsimizi hesaba çekmek hususunu hatırda tutması açısından önemi büyüktür.
Büyük bir gerçeklik olarak karşımızda duran dünya keşmekeşinin ahireti unutturduğu gerçeği, zihnimizi kurcalayan başat konulardan biri haline gelmelidir. Dünyanın geçiciliği ve ahiret hesabı gözardı edilmemelidir.
Feridüddin Attar hazretleri dünya hayatını ömrümceğin yaşamına benzetmektedir. O ki;İleri görüşlü aklına uyar da, evini bir bucağa yapar. Bir sinek düşer diye heveslenip, tuzaklar kurar. Nasip bu ya; sinek tepetaklak tuzağına düşünce, sineği sarıp sarmalar. Sonra da onu orada kurutur, uzun zaman kendisine azık yapar.
Birden ev sahibi elinde sopayla belirir. O örümceğin evini ve o sineği bir anda yok eder, ortadan kaldırır. Dünya da, ondan rızıklanan da, o örümceğin ağına düşen sinek gibidir. Bütün dünyayı elde etsen de, o göz açıp kapamadan kaybolur.
Dünyanın geçiciliği, ahireti ihmal etmememizi gerektirir. Ahireti unutan hesabı ihmal eder. Hesabı ihmal eden ahirette pişman olur.
“Kıyamet günü için adalet terazileri kuracağız. Öyle ki hiçbir kimseye zerre kadar zulmedilmeyecek. (Yapılan iş) bir hardal tanesi ağırlığınca da olsa, onu getirip ortaya koyacağız. Hesap görücü olarak biz yeteriz.” (Enbiya: 47)
Hesap gününde üç çeşit insan vardır.
1 — Hic bir iyi ameli olmayanlar. Bu kimseler o gün yüzleri üstüne sürünerek ateşe atılırlar. Ateş onları hemen yutuverir.
2 — Hiç bir kötülüğü olmayanlar. Bu kimseler her durumda Allah'a hamd edenler, tam bir teslimiyet gösterenlerdir. Bu kimseler her kayıt ve şartta Allah Azze ve Celle`ye tevekkül eder, bulundukları durumun şükrünü eda ederler.
3 — Hem iyiliği, hem de kötülüğü olanlar. İnsanların büyük çoğunluğu bu kısımda yer alır. Onlar bilmeseler dahi iyiliklerinin mi, yoksa kötülüklerinin mi baskın olduğunu, hiç şüphesiz Allah bilir.
Hasan-ı Basri'nin (ra) bildirdiğine göre:
Bir gün Peygamber Efendimiz (sav) başını Aişe validemizin dizine koyarak uyumuştu. Bu arada ahireti hatırlayan Aişe validemizin gözleri yaşardı, yanağından süzülen damlalardan biri Peygamber Efendimiz`in (sav) yanağına düşünce uyandı ve “Neye ağlıyorsun ya Aişe” diye sordu.
Aişe validemiz, “Ahiret aklıma geldi de ondan ağladım. Acaba siz erkekler kıyamet gününde eşlerinizi hatırınıza getirir misiniz?” diye sordu. Peygamber Efendimiz (sav) ona şöyle cevap verdi:
“Nefsimi kudret elinde tutan Allah (cc)'a yemin ederim ki; ahiretin şu üç safhasında herkes sırf kendini düşünür:
1 — Teraziler kurulup ameller tartılırken, herkes amelinin ağır mı yoksa hafif mi
geldiğini görünceye kadar sırf kendini düşünür.
2 — Amel defterleri dağıtılırken. Herkes defterinin sağdan mı yoksa soldan mı
verildiğini görmeden başkasını düşünmez.
3 — Sırattan geçileceği zaman da herkes yalnız kendini düşünür.”
Genç yaşta evladı vefat eden bir baba tabutun arkasında ağlaya yakara şöyle der:
“Ey benim dünyada eşi benzeri olmayan yavrum! Nasıl gittin? Daha dünya görmeden çekip gittin. Hayata doyamadan göçüp gittin.” Kendi kendini paralıyan bu babanın halini gören bir irfan ehli bir adam bu sözü duyup, durumu böyle görünce, şöyle dedi: “Farzet ki yüzlerce defa dünyaya geldi, dünyayı gördü, ne olacak? Ne değişecek? Yine bu dünyayı bırakmayacak mı? Yine bu dünyayı terk etmeyecek mi?”
Hesap günü ameller mizana konulduğunda, artık geri getirilebilecek bir dünya hayatı olmayacaktır. İmtihanın hesabı kimilerinin yüzünü aydınlatacak, kimileri ise o gün gözyaşları içerisinde ahü vah ederek “Leyteni kuntu turaba!” Keşke toprak olaydım, diyeceklerdir.