Her Kemalin Bir Zevali Var!
Yusuf Toprak / Doğruhaber
Kainat sabitliği kabul etmez… Herşey bu alemde belirli bir dönüş, belirli bir hareket hâlindedir. Herşeşin varlığını sürdürdüğü bir ekseni vardır ve o eksende hareketliliğini sürdürür. Bir şeyin sabitlenmesi, durgunlaşması ölümünün başlangıcıdır. Durgun su kokar, durgun insan çöker… Bu konu hayatın içinde kendi gözlerimizle gördüğümüz bir gerçekliktir. Canlılığın devamlılığı için hareket, olmazsa olmazdır.
“Harekette bereket var” demiştir eskiler… Hareketliliğin olduğu yerde herşey canlı kalır, herşey devamlılığını kemale doğru götürebilir. Çünkü hareketlilik yerinde sayılan bir durum değil, ilerlemenin ve kemale ulaşmanın yoludur. Tabi, nasıl ki hareketlilik kemale doğru seyrediyor ise; durgunlukta gerileme ve kayıptır. Durgunluğu, yerinde sabit kalmayı, var olanı korumak olarak algılamak yanlıştır. Çünkü bu durumda kişi, elinde olanı tüketme yoluna gitmektedir. İşbu nedenle yerinde saymak dahi büyük bir kayıptır… Allah Rasulü (asm) bir hadis-i şerifinde, “İki günü bir olan ziyandadır.” buyurmuştur. Kişinin iki gününün aynı olması zarar ettiğinin göstericisidir. Çünkü giden gün, geçen zaman ömür sermayesinden gitmektedir ve geri dönüşü de yoktur.
Ömür sermayesinin azlığı ve lüzumlu işlerin çokluğu göz önüne alındığında, yapılacaklar, yapılabilecekler ve yapılması zor ama çaba gerektiren işler ve ameller düşünüldüğünde; kişinin yerinde sayması, durgun ve sabit kalması hem kayıp, hem de hüsrandır. Sermaye-i ömür çok kıymetlidir. Kıymetsiz yerlerde, kıymetsiz ellerde berhava edilmemelidir. Mal ve mülk elden gittiği vakit, yeri bir şekilde doldurulur. Zira ömür sermayesinin yerini dolduracak bir şey yoktur.
Dünyevi yatırımların en ince ayrıntılara kadar düşünüldüğü, ölçülüp biçildiği bir zamanede ömür sermayesini ebedi hayatı kazanacak bir yatırıma dönüştürmek için çalışmalı, her kemalin bir zevali olduğu da unutulmamalıdır. Kişinin durgunluk ve yerinde saymışlıktan kurtulmaya başladığı yerde kemale ulaşmak için kendi hareketliliğini sürdürür. Fakat ömür müddetinin dolması kemalin zevale dönüşmesi ile neticelenir. Hüsran ve pişmanlıktan kurtulmak için ömür sermayesi hep üst üste konulan lüzumlu işler için sarfedilmiş ise; fena bulan fani ömrün akabinde ebedi bir saadet ve lezzet insanı beklemektedir. Fakat geçicilik diyarı olan dünya hayatında hiç şüphesiz her kemalin bir zevali var… Kiminin sonu hüsran, kiminin sonu selamettir…