"Batı gerilerken Anadolu medeniyeti yeniden filiz veriyor"
Diyarbakır`da düzenlenen `Geçmişten Geleceğe Türkiye` konulu konferansta konuşan Kamu Başdenetçisi Şeref Malkoç, Batı`nın gerilediğini söyleyerek, son 200 yıldaki yıkımdan sonra Anadolu medeniyetinin tekrar filiz verdiğini belirtti.
Diyarbakır`da ‘Geçmişten Geleceğe Türkiye` konulu konferans düzenlendi. Dicle Üniversitesi Kongre merkezinde düzenlenen konferansa Kamu Başdenetçisi Şeref Malkoç, Diyarbakır Valisi Hüseyin Aksoy, Cumhuriyet Başsavcısı Kamil Erkut Güre, Dicle Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Talip Gül, kaymakamlar, akademisyen ve öğrenciler katıldı.
Konferansa konuşmacı olarak katılan Kamu Başdenetçisi Şeref Malkoç, Batı'nın gerilediğini söyleyerek, son 200 yıldaki yıkımdan sonra Anadolu medeniyetinin tekrar filiz verdiğini söyledi.
Konferansın açılış konuşmasını yapan Diyarbakır Valisi Hüseyin Aksoy, Kamu Denetçiliği Kurumunun kuruluş aşamasında görev aldığını ve kurumun önemini belirtti.
Türkiye`nin yakın tarihinde yaşanan darbeleri anlatan Kamu Başdenetçisi Şeref Malkoç ise Türkiye`nin son yıllardaki gelişiminden bahsetti.
Türkiye`nin ve bu coğrafyanın değerinin tarihten geldiğini ifade eden Malkoç, “Bizler bu coğrafyada çok iyi şeyler yapmışız, ama özellikle yakın tarihimiz felaket, çok kötü. Bir sürü karma karışık işler, hukuksuzluklar, yanlışlıklar, adaletsizlikler, devlet ile milletin kavgası olmuş. Bir grup sağcı, bir grubunuz solcu birbirini vurmuşlar. Sabah sağcıyı vuran silah, öğleden sonra solcuyu vurmuş. Sağcı ve solcu gençlik de ‘vatanı kurtarıyoruz` zannetmişler. 5 bin lider genç bu yüzden toprağa gömüldü. O bitmiş, Ermeni saldırıları başlamış. O bitmiş laik-dindar çatışması başlamış. Böyle tartışmalarla vakit kaybedilmiş. O tamamlanmaya başlamış Türk-Kürt kavgası başlamış. Önümüzde çok güzel dönemler var. Türkiye çok ciddi mesafeler aldı özellikle hak ve özgürlükler noktasında. Bu ortamı zehirleyen şey terör. Bu memlekette kimin elinde ve belinde silah olacak kanunda yazılıdır. Kanunda elinde ve belinde silah taşımasına müsaade etmediği insanlar silah taşıyıp hukukun dışına çıkıyorsa, o memleketin güvenlik güçleri gerekeni yapar ve onu yakalar yargısına teslim eder ve yargısı da gerekeni yapar. Temel hak ve özgürlükler genişletilirken DEAŞ gibi, PKK gibi, FETÖ gibi örgütlere bu ülkede meydan bırakılmayacak.” dedi.
Milli iradenin üzerindeki vesayetin kaldırıldığını söyleyen Malkoç, “Bu hukuken kaldırıldı, fiilen kaldırılıp kaldırılmadığını göreceğiz. Artık bundan sonra kolay kolay ne 1960 gibi darbeler ne 12 Mart gibi muhtıralar ne 12 Eylül gibi darbeler ne 27 Mayıs gibi darbeler ne de 15 Temmuz`daki gibi askeri darbe kalkışımı bu ülkede olmayacak. 1960 ve 1980 darbeleri için o dönemi yaşayanlar ‘Askerler demokrasiyi askıya alıp, hak ve hukuku ortadan kaldırıp darbe yaptığında Diyarbakır`ın meydanına 100 kişi çıksaydı, İstanbul Beyazıt`a 500 kişi toplansaydı, Ankara`nın Kızılay`ına bin kişi toplansaydı bunu yapamazlardı` derlerdi. Bunları hep duyardık. 15 Temmuz günü yurtdışında irtibatı olan hainler bu milletin vergileriyle alınan 36 uçağı, 50 helikopteri, 350 zırhlı personel taşıyıcıyı, 100 tankı, 4 bin silahlı askeri ve toplam 10 bin kişiyi harekete geçirip darbe yaptılar.” ifadelerini kullandı.
“Dünyada, Batılılara göre kendileri ve diğerleri vardır.” diyen Malkoç, sözlerine şöyle devam etti:
“Siz Afganlı mısınız Arap mısınız Türk müsünüz Kürt müsünüz; onlara göre siz diğerlerisiniz, onlardan değilsiniz zaten. Bu medeniyet merhametsiz, şefkatsiz, sömürüye dayalı bir medeniyettir. İşte bu gerilerken son 200 yıldaki yıkımdan sonra yeni bir medeniyet filiz veriyor. Bizim medeniyetimiz, Anadolu medeniyeti. Bizim inancımız tevhit inancıdır, Allah`ın birliğine olan inancımızdır veya ‘Romalılar ya da ötekiler` diye bir medeniyet anlayışı değildir, bizim anlayışımız. Bizim medeniyetimizin temelinde insanların en hayırlısı, insanlara en faydası olandır. İşte yeni medeniyetin ufku çizgisi, omurgası bu.”
“Batı ile Doğu'nun merkezinde Türkiye var”
Dünyada 2000`li yıllara kadar üretim, istihdam ve paranın Batı'nın elinde olduğunu vurgulayan Malkoç, “1990`lardan sonra, 2000 ve 2010`lardan sonra istihdam, üretim ve paranın yüzde 70`i Doğu Asya`ya kaydı. Batı ile Doğu'nun merkezinde Türkiye var. Diyelim ki; Doğu'da mal üretildi, nereye pazarlanacak? Dünyanın geri kalan kısmına dağıtılacak. En kolay ulaşım şimdi gemi olmuş. Koy Çin`den veya Hindistan`dan gemiye ürettiğin malı 3 ayda ancak gider Batı pazarına, ama Türkiye şimdi öyle bir şey yaptı ki Londra`dan kalkan bir tren kesintiye uğramadan Bakü-Ceyhan-Tiflis`ten ta Pekin`e kadar uzanıyor. 3 ayda Avrupa`ya gidecek olan mal, bizim yaptığımız bu tren yolu ile bir haftada gidecek. Türkiye bu açıdan çok önemli. Değerli arkadaşlar doğalgaz ve petrolün bütün enerji kaynaklarının geçiş güzergâhı Türkiye`dir. Dünyada çıkan doğalgaz ve petrolün yüzde 60`ı Türkiye ve çevresinden çıkıyor. Türkiye aynı zamanda savaş ve savunma sanayisinde de çok önemli bir noktaya geldi. ‘One min out` ve Mavi Marmara olayından sonra bize doğru dürüst savunma malzemeleri vermediler ama çok şükür hepsini kendimiz yapmaya başladık. Tamamlamamız gereken bir şey var o da nükleer teknoloji. 1960 yılından beri Türkiye`de kurulan her hükümetin programında nükleer teknoloji yer alır ama o hükümet ne zaman yapmak için adım atarsa o hükümet yıkılır. Şimdi Mersin de ve Sinop'ta 2 tane nükleer santral projesi tamamlandı ve ihaleye verildi.” diye konuştu. (M. Hüseyin Temel, M. Sıddık Bilge – İLKHA)