• DOLAR 34.513
  • EURO 36.361
  • ALTIN 2875.118
  • ...
HÜDA PAR: İşgalci ABD sivilleri hedef alıyor
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

HÜDA PAR Genel Merkezi'nin, Türkiye'de devam eden operasyonlar, işgalci ABD`nin sivilleri hedef alan saldırıları, Siyonist işgal projesi, Batı`da yükselen ürkütücü İslam düşmanlığı gibi başlıklar altında yayımladığı gündem değerlendirmesinde önemli tespitlerde bulunuldu.

İşte HÜDA PAR'ın bugün (27.03.2017) itibariyle yaptığı gündem değerlendirmesi
 
DEVAM EDEN OPERASYONLAR

Çözüm süreci boyunca ortaya konan yanlış politikaların ceremesini bugün millet olarak hep beraber çekiyoruz. Özellikle Kürt illerinde yaşanan mağduriyetler, ileri boyutlara varmış durumdadır. Kendi içindeki karanlık yapılar dâhil olmak üzere hiçbir unsurun halkın güvenliğini tehdit etmesine izin vermemesi, vatandaşların can ve mal emniyetini temin etmesi kuşkusuz devletin en önemli varlık nedenidir. Bahse konu unsurlara yönelik etkili operasyonların yapıldığı son dönemlerde Kürt meselesinin salt güvenlikçi anlayışlarla çözülemeyeceğini bir kez daha hatırlatmak isteriz. Ayrıca yürütülen operasyonlarda halkın zarar görmemesi ve güvenlik güçlerinin orantısız şiddet kullanmaması için her türlü tedbirin alınması gerekmektedir. Orantısız güç kullanan ve suçu ne olursa olsun sağ olarak yakalama imkânı olan kişilerin ölümüne sebebiyet veren kolluk görevlileri hakkında etkin soruşturmaların açılması, suçu sabit görülenlerin caydırıcı cezalarla cezalandırılmaları gerekmektedir.

Devlet bir taraftan halkın her konuda yaşadığı mağduriyeti gidermeli, diğer taraftan da «vardır-yoktur» gelgitleri ve çelişkilerinden kurtularak Kürt meselesini kalıcı bir biçimde çözmeye odaklanmalıdır.

Kürt halkının özellikle 7 Haziran seçimleri sonrası, şiddet ve sokak çağrılarına; çukur ve barikat terörüne destek vermediği unutulmamalıdır. Halkın özellikle dil ve kimlik konusundaki meşru, insani ve İslami talepleri, hiçbir politik ve konjonktürel kaygıya kurban edilmeden ve hiç kimseyle pazarlık konusu haline getirilmeden bir an önce gündeme alınmalıdır.

Bu meselenin çözümü; toplumsal barışı tesis edip memleketimiz insanına hak ettiği ve özlediği huzuru sunacaktır. Böylelikle ne Kürtlerin ne de ülkenin hiçbir sorununu çözme gibi bir derdi olmayan emperyalizm ve ırkçı siyonizmin bu meseleyi daha fazla kaşımasının da önüne geçilmiş olacaktır.

İŞGALCİ ABD`NİN SİVİLLERİ HEDEF ALAN SALDIRILARI

Dünya emperyalizminin öncüsü ve «Büyük Şeytan» lakaplı ABD, aziz İslam`ın, yaradılış değerleri ile yüzde yüz uyumlu medeniyet tasavvurunu sabote etmek, siyonist işgalcinin güvenliğini sağlamak ve petrol başta olmak üzere bütün yer altı ve yer üstü zenginlik kaynaklarımızı gasp etmek amacıyla İslam coğrafyasını fiili olarak işgal etme arzusundadır.

Dün Saddam bahanesinin arkasına saklanan ABD, bugün Esed bahanesinin arkasına saklanarak şeytani ajandası doğrultusunda İslam coğrafyasına kalıcı olarak yerleşmek istemektedir. Üzülerek belirtelim ki İslam âleminin kendi içindeki dağınık ve güçsüz yapısıyla İslam ülkeleri yöneticilerinin emperyalistlerin başlattığı bu savaşın kendi coğrafyalarında yaşanmasına çeşitli gerekçelerle rıza göstermeleri, hatta zaman zaman teşvik eder pozisyonuna düşmeleri, küresel emperyalizmin işini bir hayli kolaylaştırmaktadır. ABD de bu doğrultuda kendisine ve kendisi ile işbirliği içindeki taşeron yapılara alan açmak için pervasızca ve küstahça her yolu denemektedir. Birkaç gün arayla Rakka ve Musul`da çoğu kadın ve çocuk sivil insanların üzerine yağdırdığı bombalarla yüzlerce insanı katlederek katliamlar zincirine yenilerini eklemiştir. Bir katliamın kurbanlarının kanları henüz kurumamış iken yeni katliamlarla yüz yüze bırakılmamız, ırkçı siyonizm ve küresel emperyalizmin mezhep veya etnik ayırım gözetmeksizin İslam`a ve Müslümanlara olan düşmanlığını gözler önüne sermektedir. İslam coğrafyasını ölümle, kanla, kinle ve sonu belirsiz intikam savaşlarıyla adeta dünyanın cehennemi-ne çevirmeyi hedef alan emperyalist politikaların bir diğer ürkütücü sonucu da öz diyarlarından göç etmek zorunda bırakılan masumların karşı karşıya kaldığı felaketlerdir. Adeta göçmen mezarlığına dönüşen Akdeniz`de iki göçmen botunun alabora olması sonucu, 250 mülteci daha hayatını kaybetti. Koalisyon güçlerinin IŞİD`i Musul`dan çıkarma bahanesiyle başlattıkları operasyonlardan bu yana sivil yerleşim birimlerinde 10 binden fazla ev yıkılmış, 600 binden fazla sivil ise şehirde mahsur kalarak ölümlerden ölüm beğenme tercihi ile karşı karşıya bırakılmıştır.

Moğol saldırılarından çok daha ağır ve yıkıcı sonuçları olan bu felaket ve musibet karşısında HÜDA PAR olarak bütün Müslümanları fert, cemaat, cemiyet ve devlet bazında bu zamanın en öncelikli vazifesi olan İttihad-ı İslam`ın gerçekleşmesi için söylem ve eylem geliştirmeye davet ediyoruz.

SİYONİST İŞGAL PROJESİ

«Büyük İsrail Devleti» projesi doğrultusunda attığı adımlarla Yahudiler de dâhil olmak üzere dünyanın bütün halklarını zehirleyen Siyonizm, dünya barışı ve insanlık için en büyük tehdittir.

Özellikle Suriye meselesi üzerinden İslam dünyasında yaşanan ayrışma, güç ve enerji kaybından azami derecede istifade etmeye çalışan siyonist işgalci rejim, bütün bir İslam coğrafyasını ve beraberinde bütün dünyayı ateşe sürükleyen icraatlara imza atmaktadır.

Şeytani planlarının önünde en büyük engel olarak gördüğü Gazze`deki bir avuç Müslüman`ı tamamen yok edecek bir planı devreye koymaya hazırlanan siyonist terör rejimi, başta İslam âlemi olmak üzere bütün dünyayı alenen tehdit etmektedir. Adım adım gerçekleştireceğini açıkça söylediği şeytani projesi önünde hiçbir engel tanımayacağını ve hiçbir uluslararası kuruluşu dinlemeyeceğini yüksek sesle dile getirmektedir. Gazze`ye yönelik büyük bir saldırı hazırlığı içinde olduğunu ifade etmesi, müdahale im-kanı olan yerlere saldırı yaptıklarını ve bunun bu şekilde devam edeceğini Başbakan kılıklı teröristin ağızından dile getirmesi ve Suriye`ye saldırı düzenleyen uçaklarının engellenmemesi yönündeki tehdidi, siyonistin gerçek niyetini ortaya koymaktadır. İşgalci rejim, bir yandan işgal ettiği toprakları genişletmek için Filistinlilerin ev ve arazilerini gasp ederken diğer yandan “kara sularını genişletme” adı altında Lübnan deniz sahasına ait 860 kilometrekarelik alanı yine gasp etmeye çalışmaktadır. Geçtiğimiz gün ise Gilat Şalit`e karşılık serbest bıraktığı Kassam Tugayları komutanlarından Mazin Fukaha`yı Gazze`deki evinin önünde şehit ettirerek hem hiçbir anlaşmaya asla bağlı kalmayacağını hem de Gazze`ye yönelik savaşı başlatacağını ilan etmektedir.

HÜDA PAR olarak bütün İslam Dünyası`nı siyonist işgalcinin bu hamleleri karşısında teyakkuza geçmeye ve Filistin Davası`na sahip çıkmaya çağırıyoruz. Ayrıca Komutan Mazin Fukaha`nın şehadetini tebrik ediyor, O`nun şahsında Filistin halkının haklı ve şanlı direnişini selamlıyor, özelde HAMAS`a genelde ise İslam Ümmeti`ne taziye ve tesliyetlerimizi sunuyoruz.

BATI`DA YÜKSELEN ÜRKÜTÜCÜ İSLAM DÜŞMANLIĞI

Son dönemlerde Batı`da yükselen İslam düşmanlığı, başta ABD olmak üzere AB ülkelerinin İslam coğrafyasına yönelik şeytani planlarından bağımsız değildir. İslam Dünyası`na yönelik çıkar endeksli sinsi politikaları ile kendi halklarını da zehirleyen Batılı yönetimler; yargı organları, istihbarat örgütleri ve diğer yan kuruluşları üzerinden Müslümanlara yönelik saldırıların öncülüğünü bizzat kendisi yapmaktadır.

AB Adalet Divanı`nın aldığı 14 Mart`taki ayrımcı kararı doğrultusunda Danimarka`nın, karardaki gerekçe ile de örtüşen «Önerilen işi kabul etmeyen başörtülü işsizlerin işsizlik ödeneklerini keseceklerine dair kararı» endişe vericidir.

Son birkaç ay içinde Avrupa`nın değişik ülkelerinde camilere yönelik yüzlerce saldırı ve polis baskınları, AB`nin «Din ve vicdan hürriyeti, insan hakları ve ifade özgürlüğü» gibi konularda nasıl bir çifte standardın içinde olduğunu göstermesi bakımından dikkat çekicidir.

Kanada`nın Toronto kentinde Peel Bölgesi Halk Okulları Yönetimi`nin toplantısını basan bir grubun okullarda Cuma namazı kılınmasına izin verilmesini protesto ederek Kur`an`ı Kerim`in sayfalarını yırtması, aziz ve muazzez kitabımıza yönelik alçakça bir saldırıdır. Dünyanın en demokrat ve en güvenli ülkelerinden biri olduğu iddia edilen Kanada`da, polisin gözleri önünde yaşanan bu hayâsızca saldırı, Müslümanların Batı`da güvenlik konusunda ciddi sorunlarla karşı karşıya olduklarını açıkça göstermektedir.

Hem kendi coğrafyamızda hem de Batı`da yaşanan bunca vahşet ve barbarlık karşısında kendi birliklerini oluşturma hususu, İslam ülkelerinin en öncelikli gündemi haline gelmelidir.

HÜDA PAR GENEL MERKEZİ

Bu haberler de ilginizi çekebilir