Savcı: 12 Eylül İşkenceleri Emir-Komuta İşiydi
78`liler Girişimi, "12 Eylül" döneminde Diyarbakır Sıkıyönetim Mahkemesi`nde görevli bir savcı, Diyarbakır Cezaevi`ndeki işkencelerin Milli Güvenlik Konseyi`nin talimatıyla, emir-komuta zinciri içerisinde gerçekleştirildiğini söyledi.
78`liler Girişimi,12 Eylüldöneminde Diyarbakır Sıkıyönetim Mahkemesi`nde görevli bir savcıya ulaştı. “Bildiklerimi mahkemede de anlatırım” diyen savcı, Diyarbakır Cezaevi`ndeki işkencelerin Milli Güvenlik Konseyi`nin talimatıyla, emir-komuta zinciri içerisinde gerçekleştirildiğini söyledi.
Diyarbakır Başsavcılığı`nın, 12 Eylül askeri darbesinden kaynaklı uygulamaların sembolü haline gelen ve Kürt sorununun boyutlanmasında büyük etkisi olduğu belirtilen Diyarbakır Cezaevi`nde yaşananlarla ilgili 30 yıl sonra başlattığı soruşturma boyutlanıyor. Soruşturma başlatmasını sağlayan 78`liler Girişimi, cezaevinde yaşananlara ve sorumlularına yönelik çalışmalarını sürdürüyor. Girişim Sözcüsü Celalettin Can, suç duyurusunda bulunan 700 kişinin dilekçelerini tek tek tarayarak sorumluları saptamaya çalıştıklarını söyledi. Can, “Bazıları işkencecilerin ön isimlerini, bazıları kod isimlerini, bazıları tiplerini tarif ediyor. Bir liste oluşturmaya çalışıyoruz” dedi. Kritik bazı isimlerle görüşerek, 10`a yakın isim tespit ettiklerini kaydeden Can, şöyle devam etti:
Emir-komuta zinciri
“Dönemin 6. Kolordu Komutanı, sonradan Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliği yapan Kemal Yamak, cezaevinin asıl sorumlusu. Her gün cezaevine gelip, inceleme yapıyor. Cezaevini Binbaşı Oktay Esat Yıldıran`a emanet ediyor. 1983`e kadar. Daha sonra Ali Osman Aydın adlı bir binbaşı. Aynı dönemde Birol adlı bir binbaşı da cezaevi müdürü. Bu şekilde tespit ettiğimiz 7-8 sorumlu ismi daha var. Hakimler, doktorlar da bu sistemin bir parçası. Milli Güvenlik Konseyi,Kenan Evrenbaşkanlığında Diyarbakır`a geliyor. Hâkim, savcı, doktorlara, burada hukuku bir yana bırakmayı, vatanın kurtarılması gerektiğini anlatıyor. Sistemli bir çalışma. Emir-komuta zinciri var. Bu konuda tanıklarımız hazır. İfade vermek istiyorlar.
Kayıp askerler var
700 kişinin ardından 450 kişi daha cezaevinde yaşadıklarını anlatmaya hazır. Bu kişilerin ifadeleri kamerayla kaydedildi. Dilekçeleri hazır. Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı başkanlığında bir heyet travma testinden geçirdi. El titremeleri, ağlamalar, olayı anlatamayanlar, ayak ve sırtlarda kalıcı izler ve hastalıklar saptandı. 8 bin sayfaya yakın doküman var. Savcılık ciddiyse bunları sunacağız. Turgut Tarhanlı ve Fikret İlkiz gibi hukukçuların başkanlığında bir komisyon, cezaevinde işlenen suçların zamanaşımına giremeyeceğini, insanlık suçu olduğunu kanıtlayan hukuki mütalaalar hazırladı. Irkçı bir zihniyet var. Bunları da savcılığa sunduk. Savcılık soruşturma başlatınca bize gelen bazı aileler, çocuklarının askerliğini cezaevinde yaptığını ve kayıp olduğunu bildirdi. Mahkumlar da işkence yapmayan erleri bir daha görmediklerini doğruluyor. Onları da arıyoruz.”
Başta Hürriyet Olmak Üzere Medya İşkenceleri Tasvip Etti
78`liler Girişimi`nin, Diyarbakır`da sıkıyönetim savcılığı yapan bir isimle temas kurduğu, bu ismin bildiklerini, somut tarih ve isimlerle anlattığı, ifadeye vermeye hazır olduğunu bildirdiği öğrenildi. Savcılık ciddi yaklaşırsa bu ismin resmen tanık olarak bildirileceği ifade edildi. Aynı şekilde halen Askeri Yargıtay`da görevli bazı isimler, 4-5 gardiyanla da tanıklık konusunda temasların sürdüğü ifade edildi.
Kaynak: Milliyet