• DOLAR 34.537
  • EURO 36.564
  • ALTIN 2898.555
  • ...
Erdoğan: Milletin karşısına tek bir muhatap çıkartıyoruz
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ankara Arena Spor Salonu'nda Türkiye Gençlik Kulübü Federasyonu'nca (TÜGEF) düzenlenen, "TÜGEF Gelecek İçin Evet Diyor Programı"nda yaptığı konuşmada CHP Lideri Kemal Kılıuçdaroğlu'nu eleştirerek "Cumhurbaşkanı başka bir partinin, başbakan başka bir partinin genel başkanı olunca, asıl kavga orada çıkacak.' diyor. Ya burada artık başbakan olmayacak ki... Başbakan değil, sadece cumhurbaşkanı olacak. Ya bunu dahi öğrenememiş. Kendi yalanlarına esir olanların hezeyanları işte böyle gelir, ayaklarına dolanır. İnsan şu 18 maddeyi bir okumaz mı?" dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, , gençlerin 16 Nisan'da yine tarih yazacaklarına inandığını belirterek, "Gençler 16 Nisan özellikle sizin gününüzdür. Halk oylamasında hem ülkemizin yeni yönetim sistemini hem de geleceğimizi gençlerimize emanet etme kararımızı oyluyoruz." ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, anayasa değişikliğinin maddelerinden birinin 18-25 yaş arasındaki gençlere seçilme hakkı tanınması olduğunu anımsatarak, "Şimdi birileri diyor ki 'Meclis'i ve Bakanlar Kurulu'nu çoluk çocukla mı dolduracaksınız?' 18-25 yaş arasındaki gençlerimizin seçme hakkı zaten var, gençlerimiz medeni kanunumuza göre 18 yaşından itibaren reşit kabul ediliyor. Yani bu gencimiz evlenebilir, iş kurabilir, yurt dışına gidebilir, askere gidip vatan hizmeti yapabilir, anne olabilir ama seçimde aday olamaz, seçilip görev yapamaz, böyle çarpık bir mantık olabilir mi?" diye konuştu.

"Bu yaşlardaki gençlerimize madem bu sorumlulukları veriyoruz öyleyse seçilme hakkını da vereceğiz." dediklerini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi:

"Çünkü biz gençlerimize inanıyoruz, güveniyoruz. Açık konuşuyorum gençlere güvenmeyenlerin itimatsızlığı gençlerimize değil, bizatihi kendilerinedir. Bu nesil Fatih'in neslidir. 21 yaşında bir çağı kapatıp, bir çağı açan Fatih'in torunları yeni bir çağın açılmasına hazırlanıyorlar. Kendi tecrübesine, birikimine, kabiliyetine güvenen hiç kimse gençlerin seçilme hakkı elde etmesinden rahatsızlık duymaz. Büyük Türkiye'yi, güçlü Türkiye'yi inşa etmek için gençlerimize her zamankinden daha çok ihtiyacımız var."

"Söz sahibi yapmakta kararlıyız"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2023 hedeflerimize ulaşmak, 2053 ve 2071 vizyonlarını şekillendirmek için gençlerle birlikte çalışmak mecburiyetinde olduklarını vurgulayarak, "15 Temmuz'da Ankara'da ve İstanbul'da darbecilerle aslanlar gibi çarpışan, ülkesinin ve milletinin istiklalini koruyan gençlerimize güvenmeyeceğiz de kime güveneceğiz? Yurt içinde ve dışında gösterdikleri kahramanlıklarla terör örgütlerine dünyayı dar eden asker, polis, korucu gençlerimize güvenmeyeceğiz de kime güveneceğiz? Ankara Arena'yı dolduran şu gençlerimize güvenmeyeceğiz de kime güveneceğiz? Yürekleri ve bilekleriyle okullarında, iş yerlerinde, evlerinde, hayatın her alanında var olan gençlerimizi siyasette ve yönetim mekanizmalarında da söz sahibi yapmakta kararlıyız." değerlendirmesinde bulundu.

"Sizlerin nezdinde tüm gençlerimize soruyorum." ifadesini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "16 Nisan'da istiklalinize ve istikbalinize sahip çıkmaya var mısınız? 16 Nisan'da sizlere dudak bükenleri mahcup etmeye var mısınız? 16 Nisan'da kendiniz ve ülkeniz için sorumluluk üstlenmeye var mısınız?" diye konuştu.

Erdoğan, bu ifadeleri sonrasında salondaki gençlerin "Evet" şeklinde karşılık vermesi üzerine, "Gençlerimiz bu heyecanla, bu sevgiyle, bu coşkuyla, bu enerjiyle sahip çıktıkları sürece Allah'ın izniyle kimse bu ülkeye, bu millete diz çöktüremez. Hep birlikte 'evet' diyoruz. Sizin gibi gençlere sahip olduğumuz için, böyle bir milletin mensubu bulunduğumuz için Allah'a ne kadar hamd etsek azdır." dedi.

Türkiye'nin 16 Nisan'da yönetim sistemi konusundaki tercihini belirleyeceğine işaret eden Erdoğan, "Yeni sistemle yürütme, yasama ve yargı organları arasındaki ilişkileri yeniden oluşturuyoruz. Amacımız milletimizi, ekonomimizi güçlendirmek, terörle mücadelemizi başarıya ulaştırmak, yatırımlarımızı sürdürmek için gereken güçlü yönetim sistemine kavuşturmaktır." ifadesini kullandı.

"Çok partili hayata geçtikten sonra da sorun çözülmemiştir"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin son iki yüzyılının çoğunlukla krizlerle, çekişmelerle ve kavgalarla geçtiğini belirterek, şunları söyledi:

"Sadece çok partili siyasi hayata geçtiğimiz 1950'den beri yaşadığımız sıkıntılar bile yönetim sistemimizi değiştirmemiz için tek başına yeterlidir. 1920'de Büyük Millet Meclisimiz açıldığından beri 'Hakimiyet kayıtsız, şartsız milletindir.' diyoruz ama maalesef her dönemde millete ait olan bu hakimiyetin pek çok ortağı olmuştur. Tek parti CHP'si döneminde, bakın dikkat edin tek parti CHP'si döneminden bahsediyorum, Türkiye'yi millet ve onun temsilcilerinin yönetmediği ortadadır. Gazi Mustafa Kemal ile İnönü, İnönü ile Recep Peker arasındaki iktidar çekişmelerini bilmeyen mi var? Çok partili hayata geçtikten sonra da sorun çözülmemiştir."

Cumhurbaşkanları ile başbakanlar arasındaki çekişmelerin darbelere, muhtıralara ve ekonomik krizlere kadar varan sorunlara yol açtığına vurgu yapan Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti:

"Türkiye'yi Kenan Evren'e ve onun başını çektiği 12 Eylül yönetimine mahkum eden süreç nasıl başlamıştır biliyor musunuz? Ben burada sizlere anlatayım. Dönemin Cumhurbaşkanı Fahri Korutürk ile dönemin Başbakanı Demirel ileride genelkurmay başkanı da olacak kara kuvvetleri komutanının ataması konusunda görüş ayrılığına düşüyorlar. Demirel, Ali Fethi Esener'in, Korutürk ise Adnan Ersöz'ün kara kuvvetleri komutanı ve dolayısıyla genelkurmay başkanı olmasını istemektedir. Bu tartışma öylesine büyür ki iş karşılıklı istifa restleşmelerine kadar gider. Sonuçta 30 Ağustos tarihi gelince bu iki isimden biri atanamayınca zorunlu olarak Kenan Evren göreve gelir. Böylece 12 Eylül darbesine giden yolun taşları döşenmeye başlar."

"Cumhurbaşkanlığı ve başbakanlık görevlerini birleştiriyor"

Geçmişte merhum Cumhurbaşkanı Turgut Özal ile Süleyman Demirel arasında yaşanan anlaşmazlığı anımsatan Erdoğan, "Özal, cumhurbaşkanı olup Çankaya'ya çıkınca dönemin ana muhalefet lideri ağıza alınmayacak hakaretlerle Özal'a saldırır. Hani bizim dönemimizde muhalefet partilerinin çeşitli törenlere, toplantılara katılmama huyu vardı ya... İşte bu yöntem Demirel'den mirastır." diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, o dönem Demirel'in, Özal'ı boykot etmek için bununla beraber pek çok şey yaptığını belirterek, "Artık partisi üzerinde gücü kalmayan Özal, Demirel'in koalisyon yoluyla iktidarı ele geçirmesine de mani olamamıştır. Özal'ın hayatını kaybetmesine kadar çok ağır şekilde süren bu kavganın ülkemize hem dış politikada hem içerde çok ciddi maliyetleri olmuştur." değerlendirmesinde bulundu.

Süleyman Demirel'in cumhurbaşkanı seçilmesi sonrasında da benzer sorunların yaşandığını aktaran Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Partisi ile arası açılan Demirel, siyasetin zayıf dengelerini kullanarak bürokratik oligarşiyle el ele verip ülkeyi fiilen yönetmeye kalkmıştır. Ahmet Necdet Sezer döneminde de bu çift başlı yapının ülkemize ağır maliyetlerine şahit olduk. Halbuki kuraldır, iktidar ortak kabul etmez. Yetkisi olan ama millete karşı sorumluluğu olmayan güçleri meclisin ve siyasetin iradesine ortak ettiğinizde böyle krizler kaçınılmazdır. Millet sorumluluğu kime vermişse hesabı da ondan sorulur. İşte bu anlayışla yeni sistemde cumhurbaşkanlığı ve başbakanlık görevlerini birleştiriyor, milletin karşısına tek bir muhatap çıkartıyoruz. Bu ülkede artık cumhurbaşkanı ile başbakan kavga etti diye millet bedel ödemek zorunda kalmasın istiyoruz. Bu ülkede artık atanmışların değil, sadece doğrudan milletin yetki verdiği makamın sözü geçsin istiyoruz."

"Ülkemize yaptırılamayanlar için yönetim sistemini değiştiriyoruz"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bugüne kadar neyi yapamadınız da sistemi değiştiriyorsunuz?" denildiğini belirterek, "Bizim bugüne kadar elde ettiğimiz her başarının gerisinde sistemin sağladığı kolaylık değil milletimizinden aldığımız güç var." diye konuştu.

Salonda bulunan gençlerin kendisine "Dik dur eğilme, bu millet seninle." şeklinde slogan atması üzerine de Erdoğan, "Hiç endişeniz olmasın. Dimdik ayaktayız. Hiçbir beşeri gücün önünde eğilmedik. Sadece Allah'ın huzurunda, rükuda ve secdede eğildik." karşılığını verdi.

Erdoğan, son 14 yılda milletin AK Parti'ye ve kendisine verdiği destek sayesinde Türkiye'nin pek çok sorunun üstesinden geldiğini belirtti.

Bu desteğe karşın çıkarılan engellerin de unutulmaması gerektiğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "2007'de bize cumhurbaşkanı seçtirmemek için Cumhurbaşkanı'nın yargısının, medyasının, 27 Nisan bildirisinde olduğu gibi askerinin ne tezgahlar çevirdiğini unutmadık. Bu oyunlar başarılı olamayınca bu defa partimizi kapatma davasıyla nasıl üzerimize geldiklerini unutmadık. O da olmayınca Gezi olaylarından 17-25 Aralık'a, çukur eylemlerinden 15 Temmuz'a kadar başvurmadık rezillik bırakmadıklarını unutmadık. 7 Haziran seçimlerinde hiçbir parti tek başına iktidar olacak çoğunluğu sağlayamayınca tıpkı 1970'lerde, 1990'larda olduğu gibi boylarına bakmadan ülkeyi ve siyaseti dizayn etmeye kalkanları unutmadık." ifadelerini kullandı.

Erdoğan, Türkiye'nin bir daha böyle sıkıntılara duçar olmaması, böyle acıları yaşamaması, böyle kayıplara maruz kalmaması için yönetim sistemini değiştirdiklerine işaret ederek, şöyle dedi:

"Biz bugüne kadar kendi yapamadıklarımız için değil, ülkemize yaptırılamayanlar için yönetim sistemini değiştiriyoruz. Siyaseti, milletin taleplerinin, beklentilerinin, ihtiyaçlarının karşılandığı bir mecra olmaktan çıkartanların önünü kesmek için yönetim sistemini değiştiriyoruz. Meclisi hükümet icraatlarını tıkama vasıtası haline getirmek isteyenlere meydanı bırakmamak için yönetim sistemini değiştiriyoruz."

Kılıçdaroğlu'nun konuşması dinletildi

Cumhurbaşkanı Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun konuşmasında,"Hayır oyunun hiçbir vebali yok" dediğini aktararak, "Bunlar hayatları boyunca hiçbir konuda sorumluluk almadılar ki anayasa değişikliği için alsınlar." ifadelerini kullandı.

Erdoğan, konuşmasına ara vererek, Kılıçdaroğlu'nun dün katıldığı bir radyo programında yeni anayasa ve cumhurbaşkanlığı sistemine yönelik şu ifadelerini salondakilere dinletti:

"Düşünün yeni modeli kurduk. Halk seçti cumhurbaşkanını, başbakan da başkası oldu. Cumhurbaşkanı başka bir partinin, başbakan da başka bir partinin genel başkanı. Asıl kavga o zaman çıkacak. Asıl onu düşünmemiz lazım. Cumhurbaşkanı tarafsız olursa başbakan onun tarafsızlığına saygı göstererek, onun uyarılarını dikkate alır ama cumhurbaşkanı taraf olursa başbakan da başka bir partinin genel başkanı, cumhurbaşkanı başka bir partinin genel başkanı. Asıl kavga o zaman çıkacak. Niye bunu söylemiyorlar, neden bu anlatılmıyor millete?"

"İnsan şu 18 maddeyi bir okumaz mı"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, ses kaydının dinletilmesinin ardından şu değerlendirmeyi yaptı:

"Bakın bu zat ana muhalefet partisinin genel başkanı. Dersini hiç çalışmamış. Hayatı bunun hep böyle geçmiş. İşte siz kendi kulaklarınızla duydunuz, 'hayır'ın gerekçesini anlatırken ne diyor ana muhalefetin başındaki zat, 'Cumhurbaşkanı başka bir partinin, başbakan başka bir partinin genel başkanı olunca, asıl kavga orada çıkacak.' diyor. Ya burada artık başbakan olmayacak ki... Başbakan değil, sadece cumhurbaşkanı olacak. Başkası yok. Burada başbakan yok. O iş kapanıyor artık. Ya bunu dahi öğrenememiş. Bu zata 5 tane koyun verin, 5 tane keçi verin kaybeder gelir. Kendi yalanlarına esir olanların hezeyanları işte böyle gelir, ayaklarına dolanır. Bilmiyor ya. İnsan şu 18 maddeyi bir okumaz mı? Ben buradaki gençlerime bunu sorayım, ona ders verir ders."

Kılıçdaroğlu'nun sistemin ne getirdiğini dahi bilmediğini kaydeden Erdoğan, "Karşı çıktığı sistemin ne getirdiğini dahi bilmiyor. Onun bu dedikleri eski sistemde oluyordu. Cumhurbaşkanı partili olmasa da başka bir zihniyetten, başbakan başka bir zihniyetten olduğunda kıyamet kopuyordu. Biz işte böyle sıkıntılar yaşanmasın diye cumhurbaşkanlığı ile başbakanlığı birleştiriyoruz. Anladın mı Sayın Kılıçdaroğlu. Artık sen bu sıkıntıları yaşamayacaksın, cumhurbaşkanlığı ile başbakanlık birleşiyor. Sadece cumhurbaşkanı oluyor, olay bu." diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, yeni sistemde şayet cumhurbaşkanı ile Meclis arasında bir anlayış farklılığı çıkarsa, "Memleketin önü tıkanmasın" diye parlamento ve cumhurbaşkanlığı seçiminin de birlikte yapılacağına dikkati çekti.

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'nun "Cumhurbaşkanı seçim kararı alırsa ne olacak" dediğini aktaran Erdoğan, bu durumda cumhurbaşkanının parlementoyla beraber aynı gün seçime gideceğini belirtti.

Aynı kararı parlamentonun da alabileceğini, bu durumda da hem parlamento hem cumhurbaşkanlığı seçiminin yapılacağını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, halka da "100 bin imza ile cumhurbaşkanlığı ve parlamento seçimi" yaptırma yetkisi verdiklerini kaydetti.

Kaynak: AA

 

Bu haberler de ilginizi çekebilir